Kayranın Ağzından
Merdivenleri inerken, ozan
"Biz ne yapıcaz abi depoda ya, gidelim bi bara işte" dedi
"lan oğlum kaç defa diyicez sana çağrının yeni getirdiği uyuşturucuları deniyicez diye" dedi emre
Emre benim için çok özeldi, o benim hayat arkadaşımdı. Aynı mahallede doğduğumuz için en yakın dostumdu her boku beraber yemiştik ve bu bokuda beraber yiyicektik.
"evet. bakalım güzelse iyi para indiririz" dedi çağrı
Çağrıya karşı hiçbir şey hissedemiyordum. onunla ozan sayesinde tanışmıştık ve arkadaş olmuştuk iyi ki de olmuşuz iyi işimize yarıyo piç, karnımız onun sayesinde doyuyordu.
illegal işlerimiz için kiraladığımız depoya giriş yapmıştık, bazen uyku tutmayınca buraya gelirdim kendi dizayn ettiğim köşemde oturup içinde doğduğum düzene küfrederek biramı yudumlardım. Bu depo yaşadığımız evin deposuydu evimizi satın aldıktan sonra bu depoyu almak için para biriktirmiştik ta ki şerefsiz arkadaşımız fatih paramızı çalana kadar.
Tabi Fatihi yakaladığımız ilk yerde geberttik, attığı naraları bile sikmiştik. Kendi kendisinin eceli olmuştu piç
Herkes her zaman ki yerine oturdu çağrı getirdiği çantayı koydu masaya ve herkes paketlere abandı , Burak
" bunlar çok fazla lan" diye bağırdı
"çeşitlilik güzel bir şey neden bu hırlaman" dedim
Burak "edebiyat yapma biz anlamayız öyle şeylerden" dedi
Tişörtümü sıyırarak belimdeki bıçağı gösterdip
"Böyle şeylerden anlarsiniz ama" dedim
Emre; "huzursuzluk çıkarma kayra"
Burak "Sadece şaka yapmıştım"
Deyince bende "sen şaka yapma piç" dedim.
Bu piçide sevemedim hiç bir zaman, vakti geldiğinde onunda ciğerine saplıyıcağım bıçağı
Çağrı; "hey beyler! Huzursuzluk çıkarmayında işinize bakın" dedi
"Tamam be tamam, şu tirbişonu uzatsanıza" dedim.
Tirbişonu Burak "Aramızda bi kırgınlık olmasın daha yapacak çok işimiz var"
diyerek uzattı. üzerimdeki bakışlarını hissetmiştim. Her zaman ki şarabımın kapağını açarak yudumladım. Bakışlarının arada bana kaydığının farkındaydım. Masadan kalkarken Burak bana taraf gelerek kulağıma eğilip "Aramızda bi kırgınlık olmasın daha yaşayacak çok şeyimiz var" dedi.
İşimizi halletmiştik karnımız acıkmıştı, yiyecek bir şeyler söyletmiştik, tabi depoya değil evimize çünkü kimse depomuzun yerini bilmemeliydi özelliklede polisler.
Eve çıkıp karınlarımızı doyurmuştuk. Masadan ilk ben kalkmıştım, odaya gidip kendimi koltuğa attım. Televizyon izliyordum ama sadece gözlerim, aklım başka yerlerdeydi. Bayadır ailemi görmeye gitmediğim aklıma geldi ve oturduğum yerden doğruldum.
Mutfağın kapısından Emre'ye gel işareti yaparak yanıma çağırdım. Emre yanıma ulaşınca
"Bayadır Annemin yanına gitmiyorum" dedim
"e git oğlum" dedi Emre
içimden "En başından itibaren hayırsız evlat" dedim.
Sanırım biraz sesli söyledim Emre duymuştu
"Anlat" dedi "söyle tane tane, seni dinliyorum"
Ben "neyi" deyince Emre
"Oğlum fark etmediğimizi mi sanıyorsun ha. Her aile konusu geçtiğinde yüzünü ekşitiyorsun. Saklayamıyorsun bari anlat"
Ama bunları sadece Emre' nin fark ettiğini biliyorum çünkü bu evin içinde çok kavga oluyordu ama sadece Emre'nin bana bağırırken sesi titrerdi. Onun güvenebileceği tek kişiyim, bensiz yapamaz biliyorum.
O dakika koridorun duvarları daralmaya başladı, duvarlar kan kırmızı rengine büründü ve bu benim midemi bulandırdı. Başımın döndüğünü hissedince Emre'nin omzuna tutundum. Emre
"Tamam Kayra sonra anlatırsın" deyip beni kollarımdan tutarak kendine çekip sarıldı.
En son kime ve ne zaman sarıldığımı hatırlamaya çalışırken gözlerim sulandı. sonra da kim için ve ne zaman ağladığımı hatırlamaya çalıştım. Çok garip, çok garip duygular içerisindeydim ama ağlamadım.
Sarılma işini fazla kaçırmıştık, birbirimizden ayrılırken Burak bizi görüp yanımıza geldi.
"Uyuşturucu sizde ters tepti sanırım" dedi
"Desenize bu ayda beş parasız kaldık" diye ekledi dalga geçer şekilde, ben ise o sırada gözlerimi saklamaya çalışıyordum yoksa yumruğu indirirdim o yavşak ağzının ortasına. Emre
"Bak salak saçma konuşma, evet bende biliyorum bu evde birbirimize hiç sarılıp duygusal bi an yaşamayız ama sonuç olarak insanız" dedi. Burak
"Haklısın Emre" dedi ve bana dönerek "sadece Kayra Arkadaşımın benim kollarımda da ağlamasını isterdim" deyip gitti.
Arkasından
"Ne demek istiyo lan bu orusbu çocuğu" dedim. Emre
"Boş versene şu piçi. Hadi sen git" dedi.
"Tamam ben şimdi çıkıyorum Akşama dönerim şu uyuşturucuların işine bakalım üstümüzde kalmasınlar" deyip evden ayrıldım.
Hikayenin devam etmesini istiyorsanız beğenmeyi unutmayın değerli okurlarım.