"98 99 100! Seni bulacağım Chan!"Uzun bir süre arkadaşını aradı ancak baktığı hiçbir yerde yoktu. Yeni yerler bulup oraya saklanmıştır diye düşünüp uzaklara kadar bakınsa da Chan hiçbir yerde yoktu.
Onu sobeleyeceği duvarın önüne geldiğinde annesi garip bir yiz ifadesiyle ona doğru geliyordu. Şaşkınlık? Öfke? Üzüntü? Tam anlayamamıştı.
"Anne Chan'ı gördün mü?-"
"Yürü Seungmin. Hemen eve gidiyoruz!"
"Neden? Anne ne oldu?"
Annesi ona herhangi bir cevap vermeden kolundan tuttu ve yoldan geçen taksiyi durdurdu. Bu öfkeyle kalkıp oğlunun kalbini kıracak sözler söylemek istemiyordu. Kocasının sinirini ondan çıkartmak istemiyordu.
Eve geçer geçmez Bayan Kim, bavullarını yatağa attı ve dolaptaki kıyafetleri rastgele içine fırlattı. Seungmin'se onu korkuyla izliyordu.
"Anne nereye gideceğiz? Anne ne oldu? Neden hemen geldik? Oyunumuz yarım kaldı anne."
"Kes sesini Seungmin. Başlatma oyununa. En büyük oyunu o baban olacak herif çevirmiş zaten."
"Anne noldu söylesene!"
Elinde tuttuğu kıyafetleri yatağa bıraktı ve oturdu. Oğlunu yanına aldı. Nasıl anlatacağını bilmiyordu. Babasının artık olmadığını nasıl söyleyeceğini bilemiyordu.
"Taşınıyoruz oğlum. Bu şehirden ayrılıyoruz."
"Peki ya Chan? Jessica teyze?"
Geçirdiği duygusal değişimleri konrtol edemiyordu kadın. Şimdi de öfkelenmişti. Kadına ne oluyor amk.
"Hala Chan diyor! Onları bir daha görmeyecek kadar uzağa gidiyoruz Seungmin. Unut artık Chan ve ailesini."
"Nasıl unutabilirim anne? O benim en yakın arkadaşım."
"Eminim o seni çoktan unutmuştur. Hatta şuan senden nefret ediyordur. Çantanı toparla 2 saat sonra çıkacağız."
"Anlayamıyorum anne. Chan'ı görmeden gidecek miyiz yani?"
"Aynen öyle Seungmin. Çabuk ol hadi. Dayın birazdan bizi almaya gelir."
Duyduklarını hazmedemiyordu Seungmin. Tıpkı biraz önce annesinin hazmedemediği gibi. Direnmeye karar verdi. Direnirse annesi vazgeçer diye düşündü. Elini annesinin elinden çekti.
"Sen git ben gelmeyeceğim. Babamla burada kalırım."
Bunu demesiyle annesinin sabrını sınamaya başlamıştı. "Etrafına bak, babanı bulursan kal burada."
"Telefonunu ver onu arayacağım."
"Sinirlerimi daha fazla bozmadan git hazırlan Seungmin."
Olduğu yerde tepinerek itiraz etmeye devam etti. "İstemiyorum! Burada kalmak istiyorum!"
"Seungmin!"
"Asla seninle gelmeyeceğim!"
Sesleri yükseldikçe ikisinin arasındaki iletişim kopukluğu artıyordu sanki.
"Geleceksin. Git hazırlan dedim sana!"
"Anne istemi-"
Yüzüne yediği tokatla düşecekmiş gibi oldu. Yanağından göz yaşları süzülürken annesi tok sesiyle konuştu.
"Şimdi defol git ve sessizce hazırlan."
Seungmin dolu gözleriyle yavaşça odasına gitti. Ağlayarak hazırlanmaya başladı. Chan'ın ona hediye ettiği birkaç oyuncağı çantasına koydu. Dolabını açtı ve doğum gününde çekindiği fotoğrafları alıp bir kutuya koydu. Özenle yerleştirdi o küçük kutuyu çantasına. Çocuk da olsa bunları düşünebiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Old Friends, New Lovers - Chanmin
Fanfiction⪼Hiçbir suçum olmadığı halde benimle tartışıyordu, doğal olarak karşılığını veriyordum ve bu tartışmalar bazen yumruklu kavgalara kadar gidiyordu...⪻