Okey

276 14 7
                                    


"Uyak uyumunu anladınız mı çocuklar?" Dedi İdris Hoca. Herkes hep bir ağızdan 'anladık hocam' desede kimse bir bok anlamamıştı. Çünkü sadece kitap da yazanları okuyarak bize öğretmeye çalışıyordu.

Önceki Edebiyat dersimize giren Rukiye hoca'yı ne kadar sevmesekte kadın öyle bir anlatıyorduki istemsizce aklımızda kalıyordu. Bu dönem ders programı değiştiği için edebiyat dersimize de İdris hoca girmeye başlamıştı. Bu adam ise Rukiye hocanın tam aksine çok nazik birisiydi ama anlatma yönünden hiç iyi değildi.

Sonunda kurtarıcımız olan zil çalınca hoca bizden önce eşyalarını toplayıp sınıftan çıktı.

"Ohh bee sonunda bitti" dedi Ersin ve ayağa kalkıp, çantasını sırtına taktı.

"Okeye gidiyoruz demi?" Dedi Atakan. İstekli olmadığı belliydi ama gelecekti kardeşim eve gidip her zaman oyun oynayamazdı.

"Evet gidiyoruz abimgil gelip alacakmiş bizi" dedim.

"Niye gelip alıyolar ki sonuçta kahvehane yolumuzun üstü" dedi Egemen haklı olarak.

"Benden bilmiyorum abim öyle dedi sorgulamayın işte" dedim. Hep beraber sınıftan çıktık ve okuldan çıkana kadar konuşup bahçede ki boş banklardan birine oturduk. Bu sırda okulun kapısından çıkan uğurla göz göze elince gülümseyip elimle buraya gelmesini işaret ettim.

Oda bana gülümseyip yanımıza geldi.
"Uğur okeye gidicez sende gelmek ister misin?" Dedim direkt. Bu teklifi yapmama şaşırmış gibiydi sonuçta onunla sadece okulda konuşuyorduk.

"Teklifin için teşekkür ederim Fatih ama yapmam gereken işler var" dedi. Anlayışla başımı salladım.

"başka sefere bekliyorum ama tamam mı?" Dedim. Başını sallayıp beni onayladı ve ben, Atakan ve Egemenle vedalaşıp, Ersin'in ise kafasına vurup koşarak okuldan çıktı.

"Ağzına sıçıyım senin oruspu çocuğu!" Diye bağırdı Ersin sinirle.

"Uff Davut abi ne zaman gelecek" dedi Egemen sıkılmış gibiydi.

"Dur arayım" dedim. Telefonu cebimden çıkartıp abimi aradım. Çaldı ama açmadı. Ufalayıp ikinci seçenek olarak Polat' ı aramaya karar verdim.

"Alo Fatih'm" dedi Polat abi.

"Polat abi ne zaman geliyorsunuz sizi bekliyoruz" dedim hemen.

"İki dakika ya oradayız" dedi.

"Tamam görüşürüz gelince" dedim

"Görüşürüz Fatih'm" dedi

Telefonu kapatıp birazdan burada olacaklarını söyledim ve sohbet etmeye başladık. Atakan her zamanki gibi gece gündüz lol oynamasına rağmen nasıl gümüş amblem olduğunu anlamadığını anlatmaya başladı.

"Ama abi ciddi söylüyorum. Çok mantıksız ya lol deki bütün karakterler var skillerim fullde ama hala gümüşüm ya" dedi.

"Beceriksizsin de ondan. Ben bile günde maç 4 maça giriyorum ve elmas amblemim" dedi Egemen oda arada lol oynuyordu ama sıkılcı geldiği için çok girmezdi. Genelde 7days to die ve daed by daylight' ı oynardı.

"Beceriksiz değilim karşı takıma pro oyuncular geliyor" diyerek isyan etti Atakan. İçim daralmıştı artık oyun konusundan.

"Yeter daraldım ne oyunmuş" dedim. Bunu der demez okulun kapısından içeri giren iki bedene gözlerim çarpmıştı. Çok şükür gelebilmişlerdi.

Abim ve Polat bizim yanımıza gelip; "Hadi kalkın gidiyoruz" dediler. Anında hepimiz ayaklanmıştık.

"Ön koltuk benim!" Diyen Egemen koşarak arabanın kapısını açıp, kendimi ön koltuğu a atmıştı bile!

Abim gay mi? •bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin