9

318 43 28
                                    

"Hey Wooyoung."

Kapıdan içeri girdiğim an bana karşı verilen gülümsemelerin arasında bana doğru gelen tanıdık bir bedene bakakaldım.

"Yeosang?"

Yanıma gelir gelmez birbirimize sarıldık sıkıca. 

"Beklemiyordum seni burada görmeyi."

"Ben de beklemiyordum kendimi burada görmeyi"

"Oha yeni gelen stajyer sensin değil mi?"

Kafamı salladım onaylamak için. Beni çalışacağım kata götürürken sohbet ediyorduk sürekli.

"Wooyoung senin masan burası. Tekrardan hoş geldin şirketimize"

"Hoş bulduk. Çok teşekkürler"

Etraf oldukça rahat tasarlanmış, çeşitli renklerde koltuklar kullanılmıştı. Çalışanların konforlu bir ortamda çalışmaları için özel yapıldığı belliydi.

Yeosang'ın bana işaret ettiği masaya oturur oturmaz önümde benim için bırakılmış bilgisayarı açıp ne yapmam gerektiği listelenen maildeki talimatlara uyarak başladım.

"Günaydın arkadaşlar"

Daha önce duyduğumdan emin olduğum ses girdi içeriye. Ben dahil herkes ayağa kalktı gireni selamlamak için. Gülümseyerek herkesin içerisinden yürümeye başladı.

"Eğer izin verirseniz bir günlüğüne misafiriniz olmak istiyorum"

Elinde dizüstü bilgisayarı, girdiği takım elbise, saçlarının özenle geriye taranmış hali ve gözlükleriyle Choi San çalışanları selamlayarak benim masamın olduğu tarafa doğru gelmeye devam ediyordu.

Masamın karşısında duran uzun koltuklardan birine yerleşerek dizüstü bilgisayarını bıraktı koltuk hizasındaki sehpaya.

Kendi bilgisayarımın üstünden karşımda oturan bedene dikmiştim gözlerimi. Bileğindeki saati, gözlüğünü geriye atış şekli ve kıyafet kuralları olmamasına rağmen resmi giyinmesi.

Dün gece istediğim şekilde karşımda oturuyordu şuan. Gözlükleri fotoğraftaki gözlük modeli ile aynısıydı.

Choi San tam hayal ettiğim şekilde önümdeydi.

Cebinden çıkardığı kulaklık kutusunu açıp içerisinden sadece birisini alıp kutuyu bıraktı masanın üzerine. Sadece saniyeler içerisinde ortam tekrardan işine dönmüş, ses kesilmişti.

Yaklaşık 3 saat sonra San bilgisayarını kapatmış, eline alıp geldiği yerden geri gitmek yerine bana doğru yürümeye başladı. Yanımdan geçerken yere bakarak gülümsedi ve olduğu yerde kafasını kaldırıp çalışanlara seslendi.

"Arkadaşlar öğle arası"

Yavaş yavaş hareketlenmeye başlayan ortam arasında yanımdan ayrılarak koridorun diğer ucunda duran kendi odasına girdi San. İçeri girer girmez bilgisayarını masasının üzerine bırakıp ceketini üzerinden çıkardı ve sandalyesinin başlığına astıktan sonra hızla asansöre yönlendirdi adımlarını.

Yeosang hızlıca yanıma gelip iş arkadaşlarımız ile yiyeceğni söylediğinde sorun yok diyerek geçiştirdim kendisini. Beni bekleyen Changbin vardı aşağıda çünkü.

San'ın yanıma geleceğinden tamamen habersiz Yeosang yanımdan gider gitmez ayaklanıp hızlı adımlarımla girmiştim asansör kabininin içerisine. Kapı tam kapanacağı sırada araya giren el ile bakışmaya başladıktan sonra kapı tekrar açıldığında girdi içeriye büyük beden.

"Korkuttum mu?"

"Hayır efendim ne korkması"

"Amacım korkutmaktı da neyse."

spotify | woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin