1

7 3 4
                                    

⋆。‧˚ʚ🍓ɞ˚‧。⋆

''Seni aptal herif!''

Hyunjin sinirle direksiyona vurdu ve hızla arabadan inip arkasındaki arabaya yürüdü. Nedensizce içinde oluşan öfke bedenini ele geçirirken hala söyleniyordu ve arkadan arabasına vuran arabaya yürüyordu. Arabanın içinde oturan kişiyi belli belirsiz görüyordu, sinirle söylenmeye devam etti. 

''İşe geç kaldım ve bir de bu eksik gibi bana vurdunuz!''

Arabanın kapısı açılmış içinden sarı saçlı çocuk inmişti. Yüzündeki korku gözlerinin kırmızılığı, tamamen öfkesi yok olacak gibi olmuştu. 

''Ben.. çok ama çok özür dilerim lütfen çok özür dilerim daha yeni ehliyet aldım çok özür dilerim''

''Özür dilemeyin tutanak tutmamız lazım ve ben işe çoktan geç kaldım ah resmen kovulacağım bugün''

Sarı saçlı çocuk elleri titreyerek telefonunu cebinden çıkardı ve bir şeyler yapmaya çalışırken ağlamaya devam ediyordu. Hyunjin öfkeden kudurmasa çocuğu tatlı bulacaktı fakat kovulması demek tamamen bittiği anlamına geliyordu. 

Telefonunun sesiyle düşüncelerinden uzaklaşıp arayana baktı, tahmin ettiği gibi patronuydu. Korku ve öfke içinde telefonu cevapladı. Sarışın çocuk karşısında hem ağlıyor hem telefonla konuşuyor hem de yere çökmüştü. İyice küçülmüş halde eli saçında dolanıyordu, Hyunjin sinirle telefonu kapatıp ona yaklaştı. 

''Kovuldum'' dedi suratını asıp. Çocuk daha da hiddetle ağlamaya başlamıştı, o kovulmuştu neden bu kadar ağlıyordu ki? Hyunjin çocuğun yanına eğildi ve ona seslendi.

''Ağlamayın artık tamam çözeceğiz her şeyi arabada pek bir şey yok zaten sadece kovuldum'' dedi.

''Benim yüzümden oldu hepsi ben gerçekten bilmiyorum her şeyi bok ettim'' dedi ağlayarak çocuk. Hyunjin sıkıntıyla nefesini verdi ve ayağa kalktı. Gerçekten artık ne yapacağını bilmiyordu. Hem işinden olmuştu hem de arabasından, her şey bugünü bulmuştu resmen. 

''Bu işleri hallederiz artık lütfen kendinize gelir misiniz?'' dedi arabadan biraz peçete alıp çocuğa uzatırken. Çocuk titrek hareketlerle peçeteleri almıştı ve hala minik minik hıçkırıyordu. 

⋆。‧˚ʚ🍓ɞ˚‧。⋆

''Daha iyi misiniz?'' 

''İyiyim teşekkür ederim''

Tutanak tutulmuş ve her şey şimdilik bitmişti. Arabaları kenarı çektiklerinden ve polisler gittiğinden ikisi yan yana ayakta dikiliyorlardı. Hyunjin cebinden sigarasını çıkardığında yanındaki çocukta sakinleşmişti. 

''Nerelisiniz?'' dedi Hyunjin merakla. 

''Ben yeni geldim yani Avustralyadan.. o yüzden çok iyi değilim yani ehliyetimi de yeni aldım ve bunlar oldu bir de üstüne işinizden oldunuz çok kötü hissediyorum'' dedi çocuk yine üzülerek. 

Hyunjin omuz silkti, pek önemi kalmamıştı artık. Başka bir şirket bulabilirdi yada annesinin dükkanına geçerdi. Sigarasını içerken bir yandan sarışın çocuğa bakıyordu.

''Hyunjin, Hwang Hyunjin'' dedi ve elini uzattı Hyunjin. Yanındaki çocukta kırmızılaşmış gözleriyle ona bakıp gülümsedi.

''Felix.. ben Lee Felix''

''Korece ismin var mı?''

''Yongbok'' dedi çocuk ve elini çekip cebine geri koydu. Hyunjin telefonunu alıp çocuğa uzattı.

''Haberdar olalım numaranı kaydet bir şey olursa araşırız'' dedi ve çocuk elinden telefonu alıp numarasını yazdı, kendini çaldırdıktan sonra geri verdi. 

Lilac / HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin