Loki haritacı adamın dükkanının önünde bir ileri bir geri hareket ediyordu. Bragi dükkandan çıkarak etrafa göz attı.
"Loki!" Diye fısıldadı Bragi.
Loki olduğu yerde yürümeyi bırakıp dükkana girdi.Bragi çalışma masasının arkasına geçti. Elini masanın altındaki küçük şişeye uzattı. Şişeyi çıkarmadan masanın altında tuttu.
"Öncelikle bilmen gereken birkaç şey var."
"Ne gibi?"
"Biz yani o, Vali'yi rastgele bir zamana yolladık. Bulunmak istememişti. O yüzden tam olarak hangi tarihte olduğunu bilemiyoruz. Efsane kitabında görünce onun Vali olduğunu tahmin ettik ve yaklaşık bir zamana göndermeye çalışacağız."
"Siz kimsiniz?"
"İksiri yapan ritüeli bilen biri var ama seninle yüz yüze gelmeyeceğini söyledi. Senden de uzak durmamı tembihledi."
"Doğrusunu yapmış. Ver şimdi şu iksiri."
Bragi iksiri masanın üstüne bıraktı. Yeşil simli iksire Loki uzandı. Bragi elini hemen Loki'nin elinin üzerine koyarak onu durdurdu.
"Son bilmen gereken bir şey var."
Loki kafasıyla soru sorar gibi salladı. Sabrı yoktu ancak Bragi'nin lafını bitirmesini bekledi.
"Bu iksir seni orada uzun süre tutmayacak. Birkaç günün olacak ve sonra iksirin etkisi geçince tekrar burada olacaksın."
"Neden istediğim zaman dönemiyorum? Birkaç gün yetmezse."
"Zaman muhafızları sıkıntı çıkaracaktır. Yetmek zorunda. Vali kurt olduğu için mi bilmiyorum, yaşayabildi. Belki de zaman muhafızları ile o da uğraşmıştır."
Loki iksiri çekip aldı. Dükkanda ki arka odaların birine ilerledi.
"Loki onu geri getirmeye çalışma. Buna kimse izin vermeyecek Midgard'ın tüm haritasını, tarihini değiştirmeye sebep olursun."
Loki geçip tekli bir koltuğa yayıldı. Elindeki iksiri çevirip duruyor bir yandan düşünüyordu. Karşısında bir zavallının durduğunu düşünüyordu. Vali'yi geri getirecekti ne olursa olsun. Midgard kimin umurunda?
Gitmeden önce kızı için değil de Bragi'ye kötülük olsun diye canını yakmak istedi.
"Vali ölene kadar yalnız kaldı, onu bilmediği bir yere gönderdin. Onu mahkum ettin. Şimdi de onu gidip kurtarmak için kılını kıpırdatmıyorsun. Yazık. İçler acısısın."
Bragi sadece Loki'nin yüzüne baktı. Loki o sırada iksirin kapağındaki mantar tıpayı çıkardı ve kafasına dikti. Gitmeden önce Bragi'nin son ifadesine baktı. Yaptığı saçma kararlar için yüzünü iğrenircesine çevirdi. Hızlıca Vali'yi alıp dönecekti. O zaman Vali, Bragi'nin yüzüne bir Tokat atabilirdi.
Loki içinin kıpırdanması gibi bir his duymaya başladı. O sırada dükkanın kapısının açılma sesi geldi Bragi hızla odaya açılan perdeyi çekti ve gelene bakmaya gitti. Loki'nin etrafı sihirle sarılırken mayıştı. Loki uzun bir portal geçidine düşüp hızlıca zamanlar arasından geçti ve olması gereken zaman içine düştü.
Kendini çalıların arasında buldu. Loki kendi üzerini başını düzeltmeye çalıştı. Ayağa kalktığında ise birinin kendisini fark ettiğini gördü.
Loki'yi fark eden Türk kızı avlanmak için doğaya çıkmıştı. Okunu Loki'yi fark etmeden hemen önce atmıştı. Loki'nin hışırtılı sesi avın kaçmasına sebep olmuştu.
Kız yayını ustalıkla bir kere daha gerdi. Karşısında gördüğü farklı giyimli, iri yarı ve uzun adam onu epey korkutmuştu. Ama yüzünden bunu anlamak imkansızdı. Korkusunu belli etmeyen cesaretleri ile bilinen bir kabilenin kızıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Loki'nin kızı
Fanfiction~Loki tanrılar arasında kötülüğü ile bilinirken ününü çocuklarına da aktardı. Loki kurnazdı, kaçar saklanırdı. Çocuk ise saklanamazdı. Son sefer Loki kaçmadı, çocuk saklandı.