At nereye gideceğini biliyormuşçasına şifacı bir Türk'ün çadırının önünde durdu. İnsanlar atın üzerinde yaralı birinin olduğunu görünce koşup attan indirdiler Aylin'i. Onu tanıdıkları aralarında konuştuklarından belliydi.
Loki Aylin'i yalnız bırakmadı ve nereye götürülürse peşinden takip etti. Çadırın içinde bölgenin şifacısı Aylin'le ilgileniyordu. Kızgın demirler ile Aylin'in yarasını dağlamayı planladılar. Loki son kalan gücüyle buna izin vermedi. Kızın çok acı çekeceğini biliyordu. Yarasını olabildiğince sihiri ile kapatmaya çalıştı. Yine de gücü insan bedenine bir yere kadar etki ediyordu.
Şifacı kadın tuhaf şekilde Loki'nin yaptıklarına baktı. Loki tuhaf bakışlara aldanmadan elinden geleni yaptı ve geri çekildi. Kızın karnında kan sızan bir çizik kalmıştı. Kızgın demirler ile orayı dağlarken Loki sadece kızın yüzüne bakmıştı.
Aylin acı ile bağırırken ağzındaki çubuğu ısırıyordu. Loki kızın önüne atlamasını istemezdi. Karşısındaki yaratığın ne gibi bir gücü veya zehri olduğunu da bilmiyordu.
Şifacı kadın yaranın üzerine otlardan bir merhem hazırlayıp sürdü. Beyaz bir kumaşla sardılar. Loki hava almak için çadırın önüne çıktı. Etraftaki insanların içinde sırıtmamak için üzerini bu çağın kıyafetleri ile değişirdi. Vali'yi bulmak için ne kadar vakti kaldığını bilmiyordu. Aylin onu götürecek kişiydi bir daha farklı kişilerle aynı muhabbeti yaşayıp vakit kaybedemezdi. Aylin uyanır uyanmaz yola devam etmeliydiler.
Loki içeri geçti. Aylin'in başında ara sıra kontrole gelen şifacı dışında kimse yoktu. Aylin o günü ateşler içinde terleyerek geçirdi. Loki onun öleceğini düşünüyordu. Akşam üstü gelen şifacı nihayet Loki ile konuşmaya karar verdi.
"Bugün onu buraya getirdiğinde kalbi durdu. Çok kötü yaralanmış. Şansınız var ki buraya geldiniz."
Loki gözlerini Aylin'e çevirdi. Oldukça iyi mücadele ediyordu. Bir aklı kızında olsa da Aylin'in de yanında olmak zorundaydı.
"Sence durumu nasıl?"
"Çok iyi değil. Tanrı yardımcısı olsun."
Loki geçen günün ardından nereye gideceğini bilemeden Aylin'in başında bekledi. Bazen sayıklamalarını dinledi bazen onu iyileştirmek için enerji verdi. Loki Asena'yı bulsa dahi onu götürüp götüremeyeceğinden emin olamadı. Burada oluşturduğu dünya muazzamdı. Aylin'e baktı. Evet gerçekten muazzamdı. Asena gereğini yapmıştı bu dünya için artık Asgard'a dönebilirdi. Loki böyle düşünse de bir yanı bu dünyayı bırakmak istemezse anlayacaktı.
Sabaha karşı Aylin uyandığında nerede olduğunu anlamaya çalıştı. Yaşadığına inanamıyordu. Nehrin kenarında son nefesini verdiğini biliyordu.
Loki'nin minderler üzerinde uyuduğunu gördü. Karnında hissettiği şişliğe göz attı. Yavaşça ayağa kalktı. Loki'yi uyandırmadan çadırdan çıktı.
Beyaz çadırların üzerindeki mavi bayrağa baktı. Buraya nasıl gelmişlerdi. Mavi bayrağın üzerinde bir kurt resmi vardı. Loki onları Asena'nın boyuna getirmişti.İlk türedikleri noktaya baktı Aylin. Loki'nin haberi var mıydı? Nerede olduğunu biliyor muydu?
Aylin kendisine doğru gelen şifacıyı selamladı. "Uyanmışsın!" Dedi neşeyle. Bir eliyle beni çadıra doğru yönlendirdi.
"Karnına bir bakalım. Tekrar merhemle sarmamız gerekiyor."
Loki'nin uyuduğunu görmeyen şifacı yüksek sesi ile köşede duran Tanrıyı uyandırmıştı. Loki gözlerini açınca içinde bir şeyler yumuşadı. Kız uyanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Loki'nin kızı
Fanfic~Loki tanrılar arasında kötülüğü ile bilinirken ününü çocuklarına da aktardı. Loki kurnazdı, kaçar saklanırdı. Çocuk ise saklanamazdı. Son sefer Loki kaçmadı, çocuk saklandı.