Eski , karanlık ve kasvetli koridorlarda topuklu ayakkabımın tok sesi yankılandı. Çatlak ve birer mum sayesinde aydınlanan duvarlar , gölgemi kucakladı. Aldığım her nefes ciğerimi yakıyor ve acı veriyordu. O gün gelmişti. Tarih kendini tekrarlıyordu. Duvarlara , paslı ve eski çivilerle asılmış bu vaveyla dolu tablolar, bugün bir ölüme daha şahit olacaktı. Biraz sonra kafası kesilecek balık misali , çaresizce son çırpınışlarımı veriyordum.
Burası Veldan Krallığı idi, adalet yoktu. Burası Veldan Krallığı idi , acıma yoktu. Burası Veldan'dı , güçsüze cehennemdi. Burası cehennemdi , mutlu olmak haramdı. Burası haviyeydi, acı verirdi. Kaçış yoktu , ölüm vardı. Ölüm kaçış sayılır mıydı?
Benim için geldiklerini biliyordum. Beynim düşünmeyi bırakmış , ayaklarım işi devralmış beni götürüyordu. Nereye gittiğimi bilmeden sadece gidiyordum. Önce kulaklarıma , gece karanlığında , soğuk ve sert esen rüzgarın korkunç, tüyler ürperten uğultusuyla beraber çıkardığı ,yaprakların çıtırtısı doldu kulaklarıma. Sonra orman ilişti gözüme. Ölü Ruhlar ormanıydı. Ruhu ölmüş insanların öldüğü yer. Ölmüş Ruhların yaşadığı orman... Benim için bir son yazılmıştı. Kurtuluş denen şey gerçekten var mıydı? Arkamdan gelenleri hissettim . Korkuyla çarptı yüreğim. Diken diken oldu tüylerim. Bembeyaz, kana bulanmış elbisem, çamurlu , topuklularım topraktan ve koşmaktan yırtık ,ayaklarım ise acı içinde sızlıyordu. Topuklu ayakkabılarımın elbiseme geçmesiyle taş yerle kavuştum. Bu düşüş şoktan çıkmama neden olmuştu. Yaklaşan seslerle hızla ayağa kalktım ve yalın ayak koşmaya devam ettim. Sesler , çığlıklar ve hayvanlar kafamın içinde zelzele etkisi yaratırken taşlardan delinen ayaklarımın kanıyla koşmaya devam ettim. Korkuyordum. Eskiden ölüm huzurdu, şimdi ise acınası bir son . Ölmekten , ölesiye korkuyordum. Ölmek istemiyordum.
Düşündüklerimle kaskatı kesildim. Hep ölümü bekledim. Ama nedensizce yaşamaya ve çırpınmaya devam ettim. Çünkü ölmek istemiyordum. Ölmek isteyen acılardı , anılardı , düşünmekten bitap düşen beynim ve düşündükleriydi. Korku veren bilinmeyendi. Ölümü , ölmeyi kucaklayana kadar istermiş insan... Yanaklarımı sıcak yaşlar kapladı. Koşmaktan acı veren nefesim titrek bir hal aldı. Ağzımdan ,yılların birikmişliği hıçkırık misali kaçtı. Görüşüm buğulandı. İstemsizce içten içe kabullenmiştim . Kaçış imkansızdı , ölüm ise muhtemel...
Sesler yaklaştıkça kabullendim. Kabullendikçe battım. Güçsüzdüm , çaresizdim. Kalbim bedenimden kaçmak ister gibi atıyor , bedenim zemheride kalmış gibi titriyor , hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçiyordu. Göz yaşlarım ırmak gibi aktı Kapandı gözlerim. Şenlik vardı ormanda. Heyecanlı , sabırsız ,mutlu ve eğelenen sesler doldu kulaklarıma. Ruhlar şölen hazırlamıştı bana. 'ölüm böyle bir şeymiş ' diye geçirdim içimden. Beynim uyuşmuş , korkudan ne yapacağını bilmez halde ağlıyordum. Benim aksime , mutluydu ölü ruhlar. Çünkü alacaktı taze ölüyü mezar.İlk bir kasvet yayıldı gökyüzüne . Ay , ışığını benden sakındı. Sonra acı çığlıklar düştü ormana. Canhıraş bir ses. Daha sonrası ise ölüm sessizliği. Açıldı gözlerim yavaşça. Aradı Azrail'lerini telaşla. Ama göremedi cenaze törenini andıran havadan başka. Sis gözlerimi kapıyordu hunharca , sanki koruyordu beni göreceklerimden adeta. Sanki kumar oynamıştı üzerime , bilinmemezliğin korkusu yayıldı bedenime... İlişti gözerim ölümün karanlık gözlerine... Tepki bile veremeden sislerin ardındakine , karanlıkla buluştu gözlerim. Şölenin sesleri doldu kulaklarıma, ölümü tattıran karanlık gülümsedi bana. Sardı beni soğuk yavaşça...
Sorularınız:
SELAMLAAAAARRRRR. Öncelikle bu benim ilk kurgum. İlk kez böyle bir şeye kalkışıyorum. Yazım hataları , noktalama hataları olduysa özür dilerim. Bu işte daha acemiyim. Bu yüzden anlatım biçimim baya bir garip.Umarım içinizde bir merak olmuştur. Umarım beğenmişsinizdir. Lütfen yıldıza basmayı ve yorum yazmayı unutmayın. Nasıl bulduğunuz ve fikirleriniz benim için önemli. OKUDUĞUNUZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİİİİİİMMMM.
instagram : petrichor.prd
kitaplarhuzurumdur adlı bookstagram sayfasına destekleri için çok teşekkür ediyor ve bolca öpüyorummmmm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Orenda
Historical FictionOrenda : Kötü giden her şeye rağmen dimdik ayakta durup , bunları değiştirebilecek gücü kendimizde bulmak Kaçış imkansızdı , ölüm ise muhtemel. Ölüm kaçış sayılır mıydı?