KİMSESİZ AŞK

96 74 34
                                    

Si no existes, yo tampoco existo...
~♡~
Sen yoksan, bende yokum...

Musica》
Infinite Stream-Midnight Waltz (Slowed)

Bir çift göz her şeyiniz olabilir bir haftada. Eviniz, mağaranız, sığınağınız olabilir. Bir koku bütün çehrenizi sarıp, size sizi hissettirebilir. Her sabah uyandığınızda duyduğunuz bir ritim, sizi hayata bağlayabilir. Şimdi yaşamanın zamanı. Nefes almanın, hayatın bütün sınırlarını zorlamanın zamanı. Bir tenin sıcaklığı, karışınca soğuğunuza, damarlarınızda dolanan kan yemin içer, ne olursa olsun ayrılmamaya. Sonra biri gelir. Uyanacaksın der. Uyanacak ve gerçekleri yaşayacaksın. Rüya bitti. Şimdi gerçeklerin zamanı. O müzik bitti. O dans sona erdi . O sevgi eskilerin sevgisi. Savaşmanın zamanı. Ne pahasına olursa olsun, karşındaki kim olursa olsun, şimdi kan akıtma zamanı.

Koskoca iki haftayı geride bıraktık. Annemin dediği gibi 5. günü bekliyordum. Bu gece onun kollarında uyuyacağım son geceydi. Bu gece onu öpeceğim son gece olacaktı. Bu güne kadar birlikte çok eğlenmiştik. Birlikte sonsuzluk pastası yapmıştık. Yağan karın altında savaşmıştık, hatta sevişmiştik bile. Onun teni benim tenimi yakarken, benim tenim onu dondurmuştu. Alışverişe gitmiştik birlikte, bir kitapçıda durup bütün plakları almıştık deli gibi. Sonra eve gelip bütün plakların sadece sevdiğimiz kısımlarını dinlerken dans etmiştik. Uçan balonlar göndermiştik gökyüzüne. Bir dilek dilemiştik balonların arkasından. Bir gün tekrar karşılaşmayı, tekrar karşı karşıya gelmeyi dilemiştik. Olmayacağını bile bile dilemiştik işte. Yine ben çikolatalı mısır gevreği yemiştim, sütünü o içmişti. Onsuz yarım kalacaktım. Onsuz olmayacaktım. Onunla tamamlanmışken, şimdi yarım kalan bir cümle olacaktım. Sonuna üç nokta dizilmiş, devamı bilinmeyen bir cümle olacaktım. O cümlenin devamını yalnızca ben bilecektim. O kitabı tek başıma yaşayacaktım. Şimdi onun kollarında onun uyanmasını bekliyordum. Huzurlu uykusundayken, ben yüzündeki benleri sayıyordum. Elimi beline sarıp, burnumu çıplak göğsüne gömüyordum. Kokusunu çekiyordum ciğerlerime.

''Sensizliğe açılan bütün kapılar kapatacağım Miguel. Sana söz, bütün sorunları çözüp, yine sana geleceğim.'' dedim göğsüne gömülü başımı kaldırmadan.

''Senin olmadığın, izinin olmadığı, teninin değmediği ve kokunun bulaşmadığı hiç bir yerde bulunmayacağım Isabella. Sen bana aşkın gerçek bir şey olduğunu öğrettin, sevmenin ve sevilmenin mutluluğunu yaşattın. Sen yoksan, bende yokum.'' dediğinde başımı kaldırıp onun kömür karası gözlerine baktım. Gözlerim dolmuştu. İçimde tutmaya çalıştığım gözyaşlarım, onun gözlerine bakınca firar etmişti. Onu çok özleyecektim.

''Hişş, ağlama sakın! Senin bir damla gözyaşına bu şehri yakarım.''

''Seni çok özleyeceğim Miguel. Kalbim sensiz hep yarım kalacak.''

''Sen çok güçlü bir kızsın Isabella. Elbet bunun da altından kalkacaksın. Bütün uyanışı gerçekleştirdikten sonra , yine beni bulacaksın. Ben hep burada seni bekleyeceğim. Olurda gelmezsen, Mars'ta bile olsan gelir bulurum seni.'' dediğinde gülümsedim.

''Ha şöyle güzelim yaa. Gül böyle işte. Sana gülmek yakışıyor.''

''Tabi kendini gülerken görmedin hiç. Ondan böyle konuşuyorsun.''

''Bak işte!'' dedi dalga geçerek. Daha sonra yanağıma sert bir öpücük kondurdu. İçten, özlem dolu.

''Kahvaltı yapalım mı?'' dedim yeni ağladığım her halinden belli olan sesimle.

ISABELLA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin