KOZA'NIN KORKAK KALBİ

248 156 300
                                    


▪︎estúpida mariposa huyendo de la muerte,
atrapado en la muerte

~♠︎~
Ölümden kaçan aptal kelebek,ölüme hapsolmuş...

Musica:
Balmorhea》The Winter
Teya Dora》Dzanum-speed up

~♡~

Karanlık...


Benim gökyüzüm siyah,karanlık.
Bir yanı kırılmış,içi derin yaralar almış herkes gibi...
Bulutlarım siyah,gözyaşlarım siyah,ruhum,duygularım acılarım...
Bazen ,bana yaşam vadeden kalbimin bile siyah olduğunu düşünüyorum.
Siyah,size asaleti,güç ve kuvveti hissettiriyorsa, aslında benim siyahım hiç te öyle değil. Benim siyahım yalnızlığım,güçsüzlüğüm.
Küçük harabe bir evde , en dar köşeye büzüşüp, bacaklarımı göğsüme çekip saklandıgım yere sinmiştim yine. Yağmur öyle hırçın yağıyordu ki , pencere camlarını deşip kırılan cam parçalarını tenime batırıyordu. Kalbim gökgürültüsü ile inlerken,titrerken bedenim korkuyla; kalbim, bana annemi hatırlatan bu yağmurda her ne pahasına olursa olsun ıslanmam gerektiğini,annemin o karanlık mezarlıkta beni beklediğini haykırıyordu.
Bulunmayan buluşların,söylenmeyen duyguların,yarım kalan aşkların olduğu o mezarlıkta...

Gök gürültüsü dört bir yanımda şaķıyan kurşun gibi kalbimi esir alsada, o günde annemin beni beklediğini ruhumun en derinlerinde hissediyordum.
Bir süredir ağlamaktan kızarmış gözlerimi temizleyip, biraz önce kanıma susamış adamlardan saklanmak için sığındığım koltuğun arkasından bacaklarım titreyerek te olsa çıkıp hızla kapıya koştum. Üzerimdeki montun kapüşonunu kafama geçirip tanınmayacak kadar yüzümü gizledikten sonra siyah botlarımı da ayağıma geçirip, duvarları ölüm kokan o evden çıktım.

Saat epeyce geç olmuş , gökyüzü kararmıştı. Azrail bir adım gerimde yürüyormuşcasına hızlı adımlar atıyordum.

Karanlık, duvarları sprey boyayla karalanmış,lambaları canice patlatılmış sokağa girdiğimde, içimi tarifi zor bir huzursuzluk kaplamıştı. Biraz sonra kimsesiz mezarlığın girişine geldiğimde,gözlerimden habersiz akan yaşların varlığını, tahriş olmuş yanaklarımın acı içinde sızlamasıyla anlamıştım.

En zoruydu anne ve babanın yokluğu. Belki de ben öyle zannediyordum. Yaşadığım en zor acı ,beni yalnız bırakıp gitmiş olmalarıydı. Ellerimin tersiyle gözyaşlarımı bertaraf edip başımı kaldırdım ve omuzlarımı dikleştirdim. Benden habersiz tırnaklarım avuç içlerimi esir aldığında derin bir nefes aldım.
Şimdi babamın güçlü ,annemin cesur kızıydım işte.
Aslında hiç te öyle değildim. Sonuna kadar bitik, dibine kadar batıktım bu evrende...
Ağır adımlarla annem ve babamın yan yana olan mezarlığına doğru ilerlemeye başladım.

Ağaç dallarında kimsesiz ,acı içinde inleyen kuşlar, yağmur ve yoğun rüzgarın etkisiyle iki yana savrulup birbirlerine çarparak kırılma sesi yaratan ağaç dalları ve onların muhteşem kokusu ciğerimi parçalayıp ruhumda ürkek bir yer edinmişti.

ISABELLA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin