Oy verip satır arası yorumlarınızı bırakmayı unutmayın.
Keyifli okumalar.
♧
Lisa: Jungkook, müsait misin?
Jeon: Müsaitim. Bir sorun mu var?
Lisa: Buradan anlatabileceğim bir şey değil. Evde misin, sana gelsem?
Jeon:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Arabadayım, eve geçiyordum. Neredesin? Alayım seni.
Lisa: Gerek yok. Taksi bekliyorum, gelmek üzeredir zaten şimdi.
Jeon: Tamam güzelim. Sen geç o zaman benim eve, şifreyi biliyorsun zaten. Ben de 20 dakikaya ordayım.
Lisa: Tamam.
Jeon şu mesaja ❤️ ifadesini bıraktı: "Tamam."
Genç kız elindeki telefonu gelişigüzel bir şekilde çantasına atarken çağırmış olduğu taksi de gelmişti çoktan.
Şoföre Jungkook'un evinin adresini verip cama ağırlığını daha fazla taşıyamadığı başını yasladı ve yolculuk boyunca öyle tutmaya devam etti.
Çok geçmeden tanıdık sokak ve ardından ev görüş alanına girmişti bile.
Taksinin ücretini ödeyip savsak adımlarla ilerledi. Ayaklarının daha fazla kendisini taşıyamayacağını bilircesine elleri hızlıca gezindi tuşlarda ve şifreyi girdi. Yabancısı olmadığı "Bip!" sesiyle içeri girerken bir yandan yırtmak istercesine hırsla çıkarıyordu üstündeki ceketi.
Kendini doğruca salondaki yumuşak, çift kişilik koltuğa bırakırken başını geriye vermiş; gözlerini de kapatmıştı eş zamanlı.
Bu geceyi hayatının en kötü gecesi olarak adlandırsa haksız ya da abartmış sayılır mıydı?
Son 1 yıldır ilmek ilmek işlediği, her şeyden önce güven üzerine inşa ettiklerini düşündüğü ilişkisine dair her şey çok değil yarım saat kadar önce yerle bir olmuştu.
Aldatılmıştı.
Kabullenmeye çalıştığı şeyin ağırlığı boğazına sıkıca sarılan eller gibi nefes aldırmıyordu adeta.
