Jisung sonunda gitmişti ve evde ikimiz kalmıştık. Ne demem gerekirdi bilmiyordum. Sabah ben ondan özür dilemiştim, şimdi de o benden. Hayat çok değişik.
Telefonundan kafasını kaldırıp bana baktığını hissettim ve ben de telefonumdan kafamı kaldırdım. Anında gözgöze gelmemizle tekrar telefonuma döndüm. Ama o hâlâ bana bakıyordu. Neden bakıyorsun diye sormak isterdim ama sadece isterdim.
"Channie beni affetmedin mi"
Ben sen değilim Seungmin. Kimseyi peşimden koşturmam. Sorusuna da cevap vermedim.
"Channie sana dedim"
Eğer bakmazsam daha fazla başımın etini yiyeceğini bildiğim için mecburen ona baktım. Kaşları çatıktı.
"Sana diyorum, telefonundaki şey benden daha mı önemli"
Başladı benim mesai.
"Saçmalama Seungmin"
"Seungmin mi"
"Evet?"
"Minnie demicek misin"
"Ahh, gitmem lazım"
Ben ayağa kalkınca o da ayağa kalktı.
Yeniden kolumu tuttu. Yeniden. Deja vu yaşamıştım o an."N-nereye?"
"Evime gidiyorum"
"B-burda kalmıcak mıydın"
"Fikrimi değiştirdim. Gitmem lazım"
"Neden lazım?"
"Bırak beni hadi"
"Beni sakat mı bırakıp sonra da beni bırakıyo musun? Ben sağlağım. Sol elimle ne yapabilirim ki?"
"Bak, yapma. Elini kullanabiliyosun. Bırak beni gidiyim, yorgunum"
"Hayır Channie. Burda yatıcaksın. Gecenin bir vakti seni bırakmam"
"Saat o kadar da geç değil, ayrıca kendimi koruyabilirim"
Gitmeye yeltendiğimde tekrar kolumu tuttu ama bu sefer sarılmış gibiydi.
"Channie lütfen gitme"
"Seung..."
Yüzüne bakmadan konuşmaya başlamıştım ama lafım yarıda kesildi çünkü Seungmin ağlıyordu. Onu ağlatan ben miydim? Tabi ki bendim!
"Minnie"
Elimi, kollumu tutan ellerine koydum. Ağlıyordu güzelim.
"Beni bırakma"
"Tamam Minnie"
Bütün hislerim körelmiş gibiydi. Şu an tek düşüncem Seungmin'di. Onu koltuğa oturtup sakinleşmesini istedim. İki elimle yanaklarındaki gözyaşlarını sildim.
"Ağlama Minnie"
"Beni artık sevmiyosun sandım"
"N-ne?"
"Gitmek istedin ya. Beni sevmiyosun sandım"
"Özür dilerim"
Tekrar deja vu yaşadım. Sabah da özür dilemiştim. İkisi de Seungmin'i ağlattığım içindi. Kendimden o an nefret ettim. Seungmin'i aslında onu üzen, kıran ve incitenlerden koruyacaktım ama onlardan biri olmak planımda yoktu. Al işte, sabah da düşünmüştüm bunu. Yine deja vu.
"Sarılmak istiyorumm"
"Tamamm"
Kollarını boynuma sarınca ben de ince beline sarıldım. İçime rahatlık geldi. Kokusunu içime çekebildiğim her an için, ona sarılabildiğim ve onunla konuşabildiğim her an şükretmem lazımdı çünkü çabuk kırılıyordu ve onu kırmamak için büyük çaba sarfeden ben, şimdi onu incitmiştim. Ha bileğinden, ha kalbinden. Aynı şey.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
slave || chanmin
FanfictionChan ve Seungmin, cezası kölelik olan bir iddiaya girerler.