Merhaba ben Merve. Yine aynı olaylarla uyandım.
"Bıktım sizden, Allah canımı alsında kurtulayım."
Yine annem bağırıyordu. Tek kardeşim bir ablam, abim veya kardeşim yok. Yataktan kalkıp okul formamı giydim. Siyah kısa kollu tişörtle, siyah bol paça pantolon' du formamız. Mutfağa indim annem oradaydı.
"Uyandın sonunda Merve hanım."
"Ben çıkıyorum."
"Paran varmı?"Şimdi -Var- desem nereden geldi diyecek, -yok- desem geçen ay verdiğim 50tl nerede diyecek.
"Var anne."
"Ne kadar var?"
"20-25 civarı."
"Ne ara harcadın o kadar parayı?"
"Anne otobüs kartına para yükledim. Bir de kitap aldım."
"O vatpat mıdır nedir onlaramı para veriyon? Sen bittin kitaplarınmı kaldı?"
"Hayır anne, İnkılap hocası Atatürk'ün kitabını almamızı istedi onu aldım."
"KARŞI GELME BANA!!"
"Tamam anne ben çıkıyorum."Son hız evden ayrılıp otobüs durağına geldim. Otobüse zar zor yetişmiştim. Zaten şimdi binsem derse yinede geç kalacaktım. Otobüsteki cihaza kartımı yaklaştırdım. Yetersiz bakiye cümlesini duyup şoför ve diğer insanların bakışları arasında otobüsten indim. En yakın kart dolum noktası 10-20 dakika uzaktaidi. Duraktaki bir teyze beni yanına çağırdı.
"Merhaba canım. Ne oldu neden indin otobüsten?"
"Ay teyze hiç sorma. Kartımdaki bakiye bitmiş. Dersimede geç kaldım."
"18 senin okuluna gidiyormu?"
"Gidiyor teyze."Teyze telefonunu açtı.
"Henüz 5 dakikası var. Gel bakalım yanıma geç. İsmin ne senin bakalım."
"Merve Aydın teyze."
"Bende Fatma memnun oldum Mervecim. Bir sıkıntı yok değilmi? Yorgun gibisin."
"Yok teyze. Gece biraz ders çalıştımda."
"Anladım canım. Otobüs geldi hadi binelim."Fatma teyze kartını iki kere basıp elimi tutup içeriye çekti. Cebimden 10 TL çıkartıp teyzeye verdim.
"Al teyze çok teşekkür ederim."
"Aaa canım kabul etmem. Daha öğrencisin o paraya ihtiyacın var."Parayı alıp cebime soktu. Biraz sonra bana numaramı sormuştu. Benim telefonum yoktuki.
"Maalesef teyze benim telefonum yok."
"Aaa üzüldüm. Bu yaşta telefon en büyük ihtiyaç, üstelik otobüsle gidiyorsun."
"Evet ama maalesef telefonum yok."
"Neden? Ailenmi istemiyor yoksa ... yani şeymi."
"İkinci seçenek."
"Anladım canım."Etrafıma bakındım bir durak kalmıştı. Teyzeyle vedalaşıp otobüsten indim. Okula vardım, yine her zamanki gibi beni görmezden gelmişlerdi. Yavaş adımlarla sırama oturdum ve ders zilinin çalmasını bekledim. Zil çalıp nihayet hoca içeriye girdiğinde ayağa kalkıp hocayı selamladım. Derslerim ortalamaidi, en düşük notum 70' di ama annemi memnun edemezdim. Ne yapayım matematiği kafam almıyor. Diğer tüm derslerim 95 üstü ama annem anlamak istemiyor. 98 alsam neden 100 değil der. Takdir alsam neden üstün başarı belgesi yok der. Yani tek? Yapmam gereken derslere asılmak. Bir zaman sonra zil çaldı diğer dersim bedendi. Beden derslerinde okuldan çıkmam gerekirdi. 90 dakikalık beden dersleri benim için işkenceidi. Yine müdürenin yanına gittim.
"Hocam ben çıkıyorum."
"Tamam Mervecim. Dikkatli ol."
"Tamam hocam"Müdürle vedalaşıp okulun 1 sokak ötesindeki markete gittim. Koşmaya başladım, koşuyorum çünkü ne olacağını bilmiyorum. Her beden dersinde ve 45 dakikalık öğle arasında aynı korku ile markete gidiyorum. Ya kovulursam?
"Ben geldim Ayşe abla."
"Geciktin bir daha olmasın!"
"Tamam ayşe abla."
"Çabuk geç içeri."Kasanın olduğu bölüme hızlıca geçtim. Bir az zaman sonra bir kaç kişi geldi. Tam kimsenin gelmeyeceğine inanmıştımki onu gördüm...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işığı
RomanceAy ışığının altında. Bir yere, bir ay' a baktım. Ne kadar vazgeçmek istesemde, vaz geçiremiyordum kendimi.