Selam kesmeşekerler yeni bölümle karşınızdayım eminim seversiniz^^
.
.
.
.
Bütün gün aklımdaydı. Evet, kahretsin ki bütün gün aklımdaydı! Sürekli telefonumdan Instagram'a girip bir mesaj var mı diye baktım.Ve akşama kadar hiçbir mesaj gelmedi. Gözlerimi kapattığım anda profilinde ki fotoğrafı geliyordu gözümün önüne. Gözümü açıyordum her şey normal, ama yine de aklımdan çıkmıyordu.
Hayır yani, anlamadığım şey şu, neden bu kadar etkilendim? Sadece... neden? Saat gecenin 2'sine geliyor. Uykum yok, gözlerim bilgisayar ekranında.
Neden bana 'yarın yazacaksın' dedi mesela? Acaba umutlandı mı? Yazmadığımı görünce ne yaptı? Yazmadım diye üzüldü mü?
Ah, küfür edeyim böyle işe ya! Bu çok kötü. Bu ciddi ciddi çok kötü bir durum. Sinirle hesapını açtım. Ne yaptığımın bilinçsizliğiyle mesaj kutusuna tıkladım.
Ve bom! Mesaj kutusu açıldı. Yapma Jungkook! Onu haklı çıkarma Jungkook! Sana mesaj atacaksın dedi ve onun dediğini yapmamalısın!
Sen bu değilsin. Sen güçlüsün, sen özgürsün, sen emirlere gelemezsin! Ama... kötü şey istemedi ki. Belki bir derdi var?
"Ne istiyorsun benden?" Gönderdim! Gönderdim! Aman tanrım. Gönderdim mi ben şimdi bunu? Gönderdim tabii!
Harika. Mutlu olacak şimdi. İstediğim oldu diye düşünecek! Kazanmış gibi hissedecek. Yalnız benim mesajımın saçmalığına bakar mısınız ya.
'Ne istiyorsun benden' yazılır mı? Sanki silahla takip ediyor çocuk beni. Resmen aksiyon repliği kullanmışım. Kesin şuan gülüyordur bana.
Gülüyor ki hala mesaj gelmedi. Gülmekten yazamıyor. Yedi dakika. Tam yedi dakika sonra göründü ve o kırmızı 1 yazısı mesaj kutumun üstünde.
Beklemeliyim. Bende yedi dakika sonra cevap vermeliyim ona. Tıklama Jungkook... Tıklama! Tıkladım.
"Şu an ilk mesaj atan ben değilim. Sensin. Sen ne istiyorsun?" Bu çocuk benimle dalga geçiyor. Tamam. Anladım ben olayı.
Muhtemelen arkadaşlarıyla birini işletelim dediler beni seçtiler. Çünkü ben safım. Harika. Yoo, ağlamıyorum.
"İyi eğleniyor musun Kim Taehyung(!)" Mesaj sayfasını kapatmadım bile. Öylece oturdum ekranda açık olan sekmelerle bağlantımı kestim ve sadece mesaj kutuma bakıyorum.
Bu sefer beklemedim. Cevap direkt geldi. "Eğlenmek?" Biraz daha dalga geçmek için malzeme istiyor anlaşılan.
Bu sefer cevap vermeyeceğim. Bu kadar konuşma yeter. Artık benden cevap alamayacak. Sayfayı kapatıp kendim için bir şarkı açtım ve başka sayfalarda gezinmeye başladım.
Kim Taehyung hesabı başlamadan bitti sanırım benim için. Dün aslında bir an gerçekten arkadaş olabiliriz sanmadım değil.
Çünkü... ne bileyim ya. İnsanın çevresinde ne kadar insan olursa olsun yalnız hissediyor bazen. Yanında olmadan da yanında olan birini istiyor insan.
Belli etmesem de düzgün internet kültürü olan herkes gibi bekledim böyle birini. Ve dün mesaj geldiğinde 'acaba' dedim.
Acaba? Ama olmadı tabii. Yaklaşık yarım saat boyunca başka sayfalarda gezindikten sonra içimde büyük bir merakla İnsatgaram'ıma girdim tekrar.
Mesaj atmış olabilirdi. Cevap vermeyecek olsam bile mesaj atıp atmadığını merak ediyordum. Ve ah...şaka mı? Yedi mesaj!? Anında mesajlara tıkladım.
"Jungkook? Bir yanlış anlaşılma oldu sanırım. Seninle eğlenmiyordum. - Taehyung"
"Bak cevap vermemekte haklısın ama açıklamama izin ver.- Taehyung"
"En azından bir soru işareti yolla ki okuduğunu bileyim.- Taehyung"
"Pekala. Sen okumasan bile, açıklamak zorunda hissediyorum. Seninle kesinlikle eğlenmiyordum.-Taehyung"
"Kendimi kötü hissettiğim bir zamanda hesapın karşıma çıktı. İçimden bir ses sana mesaj atmamı söyledi ve burada buldum kendimi.- Taehyung"
"Kötü bir niyetim yoktu. Konuşmaya çalıştım. Ama istemiyorsan tamam. Zorlamıyorum. Özgürsün. En az Seul kadar özgürsün...-Taehyung"
"Ama bir arkadaşa ihtiyacın varsa ben burdayım. Çünkü benim ihtiyacım var. Tamam?- Taehyung"
Ekranın karşısında yutkundum. Yedi mesaj insanın bedeninde umut tanecikleri dolaşmasını sağlar mı? Daha yedi mesaj önce cevap vermeyeceğime emin olduğum bir adam vardı karşımda.
Belki de bir çocuk. Kendisine adam diyen bir çocuk... 23 yaşında, benden 1 yaş büyük bir çocuk. Bana arkadaşa ihtiyacı olduğunu söylüyor.
Kendime içimden bir ses bas bas bağırıyor, "BİZİM DE İHTİYACIMIZ VAR!" diye. Oluyor... İstediğim oluyor...
Yanımda olmadan yanımda olan bir arkadaş istedim. Ve bu oluyor. Çünkü çok istedim. Çünkü kalbimden istedim. Çünkü olmazsa ölürüm demeden istedim.
Çünkü olmazsa da olur diyerek istedim. Şimdi benim anlamlı tek bir mesaja ihtiyacım var. Kelimelere bile ihtiyacım yok belki. Harika. Benim sayılara ihtiyacım var.
Cevap yazma tuşuna tıkladım ve cevabımı oldukça açık bir şekilde yazdım: "***********"- Jungkook"
Ekranın karşısında telefon numaramı aldığı ilk anda ne yapacağını merak ediyordum. Ama görme imkanım yoktu. O, ekranın içindeydi. Ekranın içinde ve benim yüzlerce kilometre uzağımda.
Merakla ondan bir cevap beklerken telefonum titredi. Telefonumu kaşlarım çatılı bir şekilde elime alıp ekrana baktım. Whatsapp'tan bir bildirim vardı.
"Artık uyu."
Telefonumun ekranına en içten gülümsememle baktım. Bu mesajın kimden geldiğini, bu numaranın kime ait olduğunu biliyordum.
Gizemli bir adamdan mesajlar... Önce çok coşkulu bir mesaj yazayım dedim. Mesela "HAYATIMA HOŞ GELDİN! KAPIYI KAPAT DA İÇERİSİ SOĞUMASIN!"
Ama tabii kendimi vazgeçirdim. Çünkü saçmalık. Telefon numarasını telefonuma "Kim Taehyung" diye kaydettim. Ve hemen sonra mesajına cevap vermeye giriştim.
"İyi geceler taehyung." Yazıyor...
"İyi geceler Jungkook. Ha, unutmadan. Yarın sabah bana yazacaksın."
Gülümsedim.
Haklıydı.
Yazacaktım.
.
.
.
.
.
.Bölüm sonu eminim beğenirsiniz bol oy ve yorum yapmağı unutmayın sizi seviyorum kesmeşekerler^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sinemaya gidelim mi?-taekook
Fanfiction"o gün bana 'sinemaya gidelim mi' diye sordu kilometrelerce öteden,şehirlerce,denizlerce uzağımdan... yanımdakı insanlar görmezken beni,O bana imkansız olduğunu bile bile 'sinemaya gidelim mi' sordu..."