Bu sabah kalkıp hemen çevirileri yaptım ki hem bana zaman kalsın hem de bekletmeyeyim diye. Bu bölüm eğlenceli bir bölümdü biraz Nick'in küçük hainliği var jjhjghfhg. Lafı çok uzatmak istemiyorum zaten başkada anlatacak bişey yok. Ha bi de şey bazı kelimeleri bilmeyenler kafası karışanlar olabilir gayet normal bazı kelimeleri bende çevirirken öğreniyorum neyse uzattım yine. İşte o bilemeyebileceğiniz kelimeler için aşağıya anlamlarını, ne için kullanıldıklarını yazıyorum:) çok düşünceliyim he alkış bana jhgvjyyj. Neyse efenim İyi Okumalar, İyi Eğlenceler...
10:24. Sonunda uyandım ve yanımdaki boş alana bakarken gerindim. Üçüzlerden herhangi birinin bana mesaj atıp atmadığını görmek için telefonumu kontrol ediyorum.
*Bildirimler*
Annemden 2 mesaj
57 yeni Instagram takipçisi
4 yeni fotoğraf
Annemden gelen mesajları açtım.
*mesajlaşma*
Anne- Günaydın tatlım
Anne- Bugün eve gelecek misin?
Siz- Günaydın
Siz- Henüz emin değilim ama belki bu gecenin ilerleyen saatlerinde
Snapchat' i açıp çizgilerim için bir resim gönderiyorum.
Koridorda ilerliyordum ama hala üçüzlerden hiçbir ses duymuyordum. Nick'in odasına gidip kapıyı çaldım. Zayıf bir sesle "Girin!" dediğini duydum. Kapıyı açtığımda Nick'in yatağında oturduğunu gördüm. İçeri girip kapıyı arkamdan kapattım. Yatağına atlayıp "Günaydın!" dedim. "Günaydın" demeden önce şakacı bir şekilde yastıkla bana vurdu. "Chris nerede?" diye sordum. "Uhm, sanırım aşağıda Matt' le birlikte. Muhtemelen kahvaltı falan yiyordur." Başımı salladım. "Kullanabileceğim bir tarak var mı?" . "Ah, evet kesinlikle." Nick ayağa kalkıp banyoya doğru yürüdü ve dolaptan bir tarak aldı. Yatağa geri dönmeden önce onu bana verdi. "Teşekkürler" Nick telefonunda gezinirken ben de saçımı tarıyordum. Diş fırçam olmadığı için ağzıma biraz diş macunu sıktım ve biraz su attım. Gürültüyü engellemek için musluğu açtım. Fırçayı kaldırırken Nick'in konuştuğunu duydum. Onu daha iyi duyabilmek için hareket etmeyi bıraktım. "-Chris'in kıyafetleri mi?" "Bunlar Chris'in kıyafetleri mi?" ne sorduğunu anlamak için baktım. Nick başını salladı. "Evet neden?" dedim. Gülümseyerek "Sebep yok." dedi. Kaşlarımı çattım. "Hım, tamam. Tuhaf." Nick'in yatağına doğru yürüdüm ve yanına yattım. "Nick, sana bir şey söyleyebilir miyim?" Ona bakarak sordum. Nick hemen ayağa kalktı. Heyecanla "Söyle bana!" dedi. Söylemeden önce güldüm "Taşınmadan önce Chris'ten hoşlanıyordum". Nick'in yüzündeki heyecanın kaybolmasını izledim. Gözlerini devirerek "Bunu sana söyleyebilirdim." dedi. "Bitirmeme izin vermedin!" dedim. Nick bana baktı, bir şey söylememi bekliyordu. "Ama kimseye söylemeyeceğine söz vermelisin. Hiç kimseye, asla." ciddi bir şekilde söylemiştim. Sabırsızlıkla "Tamam, tamam. Söylemeyeceğim. Şimdi söyle bana!" dedi. "Chris'e karşı hâlâ hislerim var." dedim. İkimiz de birbirimize anlamsızca bakıyorduk. "Seviyorsun-" Nick bağırırken elimle ağzını kapatıp onu susturdum "Dur!" diye bağırdım. "Ah, çok üzgünüm." "Ama sen Chris'ten hoşlanıyorsun!" Adını fısıldayarak bağırdı. "Evet, ama bunu kimseye söyleyemezsin. Kimseye Nick." diyerek tekrarladım. Başını salladı. Serçe parmağımı uzattım "Söz mü?" diyorum. "Kaç yaşındasın sen, beş?" dedi gülerek. Pembe sözünü yerine getirdi. " Duş alabilir miyim? Kendimi iğrenç hissediyorum." dedim. "Ah, evet, elbette. Banyoda havlular var." "Tamam, teşekkürler." dedim banyoya doğru yürürken. "Aşağıda olacağım!" diye bağırdı odadan çıkarken. Saçımı yıkamadan duşa girdim. Dışarı çıktım ve kurulandım. Chris'in bana verdiği tişörtü tekrar üzerime giydim ama onun yerine kısa olacak şekilde katladım. Normalde de aynı mavi eşofmanı giyiyordum. Sonra çantamda acil durumlar için fazladan şortum olduğunu hatırladım. Telefonumu elime aldım ve çantamı getirmesi için Nick'e mesaj attım. Banyo kapısını çaldı ve çantayı bana verdi. Çantamı açıp siyah şortumu almadan önce "Tekrar teşekkürler Nick." dedim. Gömleği giymeye karar verdim. Daha doğrusu, ben de açtım. Chris'in eşofmanlarını düzgün bir şekilde katladım ve hazırlanmayı bitirirken onu tezgahın üzerine koydum. Eşofmanlarla birlikte çantamı da aldım ve sessizce Chris'in açık kapısına doğru yürüdüm. Eşofmanlarını onun yatağının üzerine koydum. Aşağıya indiğimde Nick ve Chris'in kanepede uzandığını, Matt' in de mutfak adasına yaslandığını gördüm. Matt' in yanına gittim "Hey." dedim. Ben bir şey söyleyemeden Matt "Sırrını biliyorum" dedi. Yüzünde sinsi bir bakış vardı. "Ne sırrı?" Kafam karışarak sordum. Oturma odasına doğru yürürken yüzündeki gülümsemeyle başını salladı. Yürürken ona baktım; ne sırrı diye düşündüm. Mutfak adasına oturup Matt' in hangi sırdan söz ediyor olabileceğini düşünmeye çalışıyordum. (Affedersiniz ama bu arkadaş biraz mal sanki. Kız sen az önce ne anlattın Nick'e)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONLY MİNE ~ Chris Sturniolo x Y/N
FanficAlexi, Sturniolo üçüzleri ile en yakın arkadaştı tâki Alexi uzağa taşınmak zorunda kalana kadar. Alexi ve annesi Alexi'nin son yılı için geri dönerler. Alexi'nin üçüzlerle hala bir bağı var mıydı? Alexi'nin Chris ile ne bağlantısı vardı? *kaba dil* ...