Bilincim kendini toparlarken hatırladım tek şey yabancı bir elin bana doğru yaklaştığı o sert ve mutlu sesiyle bana söylediği o hayatımı bir felakete sürükleyen cümleyi hatırlıyordum. "Yakında anlarsın Anya' cığım" Neler oluyordu? Kimdi bu adamlar? Beni nerden tanıyorlardı? Hiç bir şey bilmiyordum. Benden ne istiyorlardı? Onlara ait olan bir şey mi çalmıştım? Hatırlamıyorum o dükkandaki adamın yüzünü daha önceden gördüğümü hatırlamıyorum. Bilincim yavaş yavaş yerine yerleşirken bir elin beni taşıdığını anlamıştım. Gözlerimi açmak istiyordum beni kimin neden nereye taşıdığını görmek istiyordum fakat göz kapaklarım bunu istemiyordu açılmamak için direniyordu. Kabul ettim tamam açmayacağım gözlerimi dedim kendime. Göz kapaklarıma karşı yenilmiştim ve şimdi biri beni kucağında bir yere götürüyor fakat ben bunu bilmiyordum vicudumu kımıldatamıyordum. Nedenini bilmiyordum ama kımıldamıyordu. İçimdeki hisler kötü bir şeylerim olacağını biliyordu ama ben buna engel olamıyordum. Olacak olan o kötü şeylerin önüne geçmek varken geçemiyordum isteğim dışındaydı bu. Sanki hayat beni cezalandırıyordu yaptığım kötü şeylerden dolayı ceza çekiyordum şuan.
Beni biraz daha taşıdı o yabancı eller. Sonra bıraktı ve beni bilmediğim tanımadığım bir sandalyeye oturttu. Oturdum ve öylece kalakaldım o sandalyede. Bir nebzede açılan gözlerimin ardından burada tek olmadığımı görebiliyordum. Gözlerim yavaşça açılmaya başladı etrafımı bulanıkta olsa görebiliyordum artık. Sonra o bulanıklıkta gitti her yeri gördüm herkesi gördüm. Kesin olan şuydu ki bilmediğim bir yerdeydim ve etrafımda tanımadığım kişiler vardı. O tanımadığım bütün insanlarım gözleri benim üzerimdeydi. Kendimi çok kolay bir soruya kalkmış fakat bilememiş ve herkes bana bakıp "Şu kıza bak ne kadarda aptal bu kadar kolay bir soruyu bile yapamıyor." dercesine bakıyor ve söyleniyorlarmış gibi hissettim. Fakat bana bakanların gözlerinin içine doğru baktım bana git buradan kaç kurtar kendini diyorlardı. 12 kişi vardı etrafımda bir yuvarlak oluşturulmuş olan sandalyelerde oturuyorduk. Arkamızda tamı tamına 4 tane hizmetli vardı. Hepimiz oturduğumuz sandalyelerde bağlıydık ve bağlı olan bir şey daha vardı evet ağzımız. Herkesin ağzı ve vicudu hareket edemeyeceği bir şekilde bağlanmıştı. Korku hepsinin yüzünden okunuyordu. Sesler gelmeye başladı sonra sert ve kararlı adım sesleri. Uzaktan yaklaşan o sert adım seslerinin her birinde kat kat daha da artıyordu korkuları. Böyle dediğime bakmayın benim içimdeki korku onlarınkinden daha da azdı.
Beni susturan o ellerin sahibi çıktı sonra o lanet kapıdan. Siyah saçları mavi gözlerle. Siyah bir takım elbisesi giymişti. Sert adımlarıyla yaklaştı yanımıza "Selam millet ben Oyuncakçı. Biliyorsunuz ve görüyorsunuz da bu gün aramıza yeni bir kişi daha da katıldı ve toplam 12 kişi oldunuz. Sizlere önceden de söylediğim gibi 12 kişi olduğunuzda sizleri 2'şerli gruplara ayıracağım. İşte beklenen an geldi her biriniz buradan başka bir kişi ile eşleştireceğim. Sorusu olan var mı? Ah doğru ya ağızlarınız kapalı neyse sormasanız da olur birazdan neler olacağını öğrenirsiniz." Bu adam bizimle dalga mı geçiyordu? Kafayı yemek üzere olduğuma yemin edebilirim. Oyuncakçı adında bir manyak tarafından kaçırıldık korkuyoruz korkmuyorum tedirginiz tedirgin değilim ve bu deli adam oturmuş bizimle dalga mı geçiyordu. İçimdeki şeytan ne diyor biliyor musunuz? "Git şunun kafasını duvara vura vura parçala." diyor. Ama malesef yapamıyorum çünkü manyak adamın manyak hizmetçileri tarafından bağlandık.
"Evet o zaman gösteriye başlaya biliriz değil mi? Elly damgaları hazırladın mı?" Ne? bir dakika ne diyor bu adam? Ne damgası? Neden bahsediyor bu? "Evet hazır efendim." adam eğleniyor gibiydi fakat biz hiç eğlenmiyorduk. "Getirebilir misin Elly" Hizmetçilerde en az diğerleri kadar korkuyordu. "Hemen getiriyorum efendim." diğerlerinden daha küçük gözüken hizmetçi hızlı adımlarla sağdaki odaya doğru ilerledi. Birkaç dakika sonra hizmetçi kız elinde 6 tane üstünden dumanlar çıkan damgaları getirdiğini gördüğümüzde hepimizin gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Yüzümde korku olmayan suratım şimdi korkudan ben beyaz olmuştu. Bizim korkumuz çoğalırken adamın suratındaki gülümseme daha da büyüyordu. "Korkmanıza gerek yok tabii korkarsınız da sizi anlarım. Ancak ne fark ettim biliyor musunuz? Sizlerle 1 haftadır buradayız ancak buraya 1 saat önce gelmiş olan Anya sizden daha rahat gözüküyor. Değil mi Anya?" Bu adam tam bir gözlemci hizmetçi gelene kadar bizi izlemiş olmalıydı. Şimdi ise herkes bana bakıyordu Sanırım benden bir cevap bekliyorlardı. Tek yapabildiğim gözlerimi devirmek ve kafamı sallamak oldu. Hizmetçi elindeki sıcak damgaları Oyuncakçı bozuntusuna verirken bizde onları izliyorduk. "Kimler kimlerle grup olduğunu anlamamız için sizlere ufak birer damga basacağız ama merak etmeyin acımayacak." gene saçmalamaya başlamıştı bu adam "Evett başlayalım Güneş grubunda olanlar Cristina ve Emly " dedi ve damgalardan birini ikisine de bastı ikisinden de ufak bir uğultu çıktı canları yanıyordu ve benimde yanacaktı " Ay grubu Tylor ve Luke " onlara da ay şeklinde bir damga bastı. Luke'a damga basılırken Luke'un ellerini yumruk yapıp bastırdığını gördüm bizde böyle yapmalıydık bir gün buradan çıkacaktık ancak o zamana kadar hepimiz dayanacaktık. "Yıldız grubu Edwın ve Frank" yıldız şeklinde bir damga" Bulut grubu Amaya ve Clara" bulut şeklinde bir damga "Gündüz grubu David ve Miles" üçgen şeklinde bir damga "Gece grubu Samanta ve Anya" ve işte sıra bana gelmişti ilk başta yanımdaki sarı saçlı gözleri aynı bana benzeyen yani koyu kahve gözleriyle bana bakıyordu ona da ters bir üçgen damgası bastılar. Güçlü bir kıza benziyordu. "Sıra Anya'cığımız da" dediğin de sinirli gözlerle bana ona bakıyordum. Onunda saçları siyahtı aynı benimki gibiydi. Damga bana basılırken gıkımı çıkarmadım güçlüydüm ve olacaktım da.
"O zaman oyunlarımız yarın başlasın tamam mı Anya'cığım ah bek gene unuttum Elly Anya'nın ağzını açar mısın?" Elly denen kız ağzımı açarken yapacağım en son şey açar açmaz bağırmak olacaktı. Hep görürüz değil mi filimler de ağzı açılan ilk kız bağırır ve yardım ister işte böyle yapacak olursanız ölen ilk kişi siz olursunuz. Bu yüzden bağırmadım yardım istemedim tam tersi lafını ağzına tıkadım. "Eğer isterseniz şimdi bile başlayabiliriz Oyuncakçı Bey" bana baktı ilk önce şaşırdı ama sonra gülmeye başladı " Ah Anya o kadar komiksin ki nefretinden ne söyleyeceğini bilmiyorsun. O zaman sizleri serbest bırakacağım yarına kadar konuşun tanışın ama gülmeyi unutmayın tamam mı çünkü bunlar son gülüşünüz olacak. Elly misafirlerimizi çöz ama bütün odaların kapılarını kitle. Onlara birkaç içecek ve yemekte ver." dedi ve son birkez bana baktı ve gülümseyerek odadan çıktı. Kim olduğunu sanıyordu bu gerizekalı. Senden korkmuyorum Oyuncakçı korkmayacağım da ama bir gün gelecek bizlere bu yaptığın ve daha sonra yapacağın her bir şeyi sana kat ve kat daha fazlasını yapacağım sadece bekle...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUNCAKÇI
Mystery / ThrillerAnya her gün olduğu gibi mutluydu fakat bu mutluluğu uzun sürmiyecekti. Anya o gün tatlı bir oyuncakçı tarafından kaçırılıp evine dönmesi için tanımadığı insanlara karşı bir ölüm kalım savaşına girceğinden habersizdi.