kaybolan

14 1 0
                                    


Gözlerimi açtığımda yine aynı tavanla karşılaştım yaklaşık yada değil bu günle beraber tam bin yıldır buradayım her sabah aynı tavana  bakarak uyanıyorum. derin bir nefes aldım ciğerlerimin havayla dolu olması beni rahatlatıyordu en azından tam olarak hala ölmediğimi hatırlamamı sağlıyordu. 

Aslında sanki ölsem daha iyi olurdu ilk buraya geldiğim zaman bunu bir çok kez düşündüm ama sadece bir ihtimal buradan kurtula bilirsem hayatımı daha mutlu ve daha iyi yaşarım. Kimi kandırıyorum buradan çıkarsam ilk yapacağım şey bana ihanet edip ölümüme sebebiyet veren şerefsizi bulup kazığa oturtmak. Ne burada kaldığım süre boyunca oldukça çeşitli işkence taktikleri geliştirdim boş vaktim çok var sonuçta öyle değil mi ? Bunu düşünmeyip ne yapsaydım. Bir dakika neden kendimle bu kadar konuşuyorum deliriyor muyum? Yoksa derin bir nefes verdim, sonra aklıma gelen düşünceyle rahatladım ben deliyim zaten o zaman  sadece daha fala deliriyor olmalıyım. 

Derin bir nefes alıp doğruldum ne kadar fazla düşünürsem burası daha  katlanılmaz oluyor. yataktan kalktım ve banyoya gidip işlerimi haletim ardından her zamanki gibi aynanın karşısına geçtim saçlarımı gümüş tarakla taradım gözüm boynuma iliştiğinde madalyonu takmadığımı fark ettim sahi dün onu çıkartıp masanın üstüne koymuştum ama masanın üstünde taraktan başka bir şey yoktu ki madalyonu buraya koyduğuma eminim masanın üstünde elimi gezdirdim kesinlikle yanlış görmüyordum eğilip masanın altına baktım yere de düşmemişti geceliklerimle oturduğum yerden kalktım yatağımın yanına gidip içini kontrol ettim siyah çarşafların arasında elbet parlak zümrüt fark edilirdi  am orada da yoktu tekrar banyoya girdim orayı da kontrol ettim orada da yok hızlıca terasa çıktım ve orayı da kontrol ettim burada da değil bu lanet olası madalyan nerde.

Acaba birimi aldı derdimde bu kahrolası arafda benden başka kimse yok ki derin bir nefes aldım. Belki bahçede  düşürmüşümdür  hızlıca merdivenlerden aşağı indim ve patika yolu takip ettim. Salıncağın etrafını da kontrol ettim yoktu derin nefes al ve sakin ol rahatla sadece bir madalyon kaybolması seni bu kadar rahatsız etmemeli. Sonuçta bu sadece bir madalyan derin nefes alıp elimi kira ağacının kalın gövdesine yasladım ve tekrar derin bir nefes aldım. Elimi çekip sırtımı ağaca yasladım ve yavaşça çömelirken gözlerimi kapadım. Ağaca tamamen yaslanıp oturduğumda gözlerimi açtım aklımda beliren ilk şey kesinlikle bir cennet eğer başka biri burada olup bu mükemmel manzarayı görseydi kesinlikle cennet derdi bu tepeye doğru uzanan patika boyunca kiraz ağaçları ve  patikaya gelmeden önceki o mükemmel güller ve güllerden hariç bin bir türlü çiçekle bezenmiş dünyanın hiçbir yerinde duymadığım güzel kokulara sahip çiçekler, güzel çiçeklerin arasındaki paha biçilemez sanat eserlerine benzeyen çeşmeler , heykeller bahçenin yanından geçen berrak ve serin bir nehir bahçenin ardındaki mükemmel mimariye sahip kale hiç bozulmayan hep güneşli ama ılık olan bir hava kulağa cennet gibi geliyor öyle değil mi.

Ama hayır bir cennet değil bir cehennem burası yaşadığım yıllar boyunca hep aynı kaldı. Burası gibi mükemmel olmaya çalıştım ama şimdi tekrar bakınca bir cehennem yaratmaya çalışmışım. Kendim için bu hep güneşli ve ılık hava artık sinirlerimi bozuyor, havanın kapalı olmasını istiyorum artık yağmur yağmasını berrak suyun buğulanmasını bu güzel kokulu çiçeklerin solmasını bu mükemmel heykellerin kırılmasını ve kalenin artık yavaşça eskimesini istiyorum. Bunlar kulağa kötü geliyor öyle değil mi ? ama hayır bu kötü değil çünkü hiç yağmur yağmasa hava bulutlu olmasa güneşli günler bize özel gelip mutluluk vermez  su hep böyle berrak olursa hiç ısınamaz hep soğuk kalır. çiçekler solup kuruduktan sonra yine kendi mevsimlerinde yavaş ve güzelce büyür ve eski güzelliklerine kavuşurlar aynı insanların ölmesi ve o ölen insanların yerine daha güzellerinin gelmesi gibi yada heykellerin kırılması ve kırılan heykellerin yerine yeni heykellerin konulması gibi bu güzel kalenin bazı yerlerinin eskiyip dökülmesini istiyorum çünkü o kırılan yerleri onarmak için zaman ayırmak ve bir şeyler yapmak istiyorum. Öğrendiğim bir şey varsa o da hayata kötü üzüntülü ve mutsuz anılar olmasaydı kimsenin mutlu anıların güzel zamanların özel anların kıymetini anlamazdı. aynı bir şeyi kaybetmeden değerini asla anlamadığımız yada anlasak bile artık çok geç olduğunu fark etmemiz gibi.

Bunları düşünürken çokta güneş batmaya başlamıştı yatağın içinde fazla oyalanmış olmalıyım aaaaa düşünmek çok yorucu bir şey uykum geldi ama kalkamayacak kadar uyuşuk hissediyorum gözlerim yavaş yavaş kapanıyor.

Omzumun dürtülmesiyle hafifçe yerimden doğruldum ve gözlerimi açmadan önce bir ses duydum. 

"hey sen uyan nerde olduğumuzu biliyor musun ? ".





"bu benim yazdığım ilk kitap şimdiden okuyan herkese teşekkür  ederim lütfen kitap hakkındaki düşüncelerinizi belirtin umarım okumaktan keyif alısınız. :) "

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 03 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

HançerWhere stories live. Discover now