Banyodan yorgun bir şekilde çıkıp kendimi yatağa atmamla annem yanıma gelip saçlarımı alnımdan çekti ve hafifçe öptü.
"Doktora gidelim mi bebeğim?"
Başımı iki yana sallayıp "Hastaneye gitmek istemiyorum." dedim. "Bıktım artık oradan."
Hayatım orada geçmişti zaten. Son aylarımda hastane görmek istemiyordum.
"Geçer birazdan anne."
"Geceden beri kusuyorsun Hina. Kalk gidelim işte." demesiyle "Anne lütfen... istemiyorum ben hastaneye gitmek falan." dedim.
Saçlarımı okşayıp başını onaylar anlamda salladı ve ayağa kalkıp koltuğa oturdu. Ne kadar ısrar etsemde beni yalnız bırakmayacaktı.
"Gel anne, yanımda uzan bari. Koltukta belin ağrıdı zaten geceden beri."
"Rahatsız etmeyeyim bebeğim seni hiç."
"Gel anne, sarıl bana, göğsünde uyuyayım. İhtiyacım var." dememle gülümseyip yanıma geldi. Başımı göğsüne koymamla saçlarımı okşamaya başladı, bende birazcık uyuyabilmek için gözlerimi kapattım.
...
"Bebeğim?"
Annemin sesini duymamla gözlerimi yavaşça aralayıp ona baktım. Lamba yanıyordu, bu da havanın karardığını gösteriyordu. Bayağı uyumuştum.
"Bebeğim hadi kalk, arkadaşların seni görmeye geldi." demesiyle kaşlarımı çattım. "Lavin mi geldi?"
Başını sallayıp "Lavin ve diğer arkadaşların." dedi.
"Diğerleri mi? Jungkook'lar mı?" dememle beni onayladı. Onun geldiğini duymak beni tuhaf bir şekilde heyecanlandırırken yavaş bir şekilde doğruldum.
"Anne, yüzüm düzgün mü? Beyaz mı hâlâ?" dememle gülüp "Gayet güzelsin anneciğim, endişelenme." dedi.
Ayağa kalkıp banyoya ilerledim ve elimi yüzümü yıkayıp yeniden odama geçtim. Annemin çıkarttığı eşofman takımını giyip saçlarımı taradıktan sonra aşağı indim.
Salona geçtiğimde bakışlarım hızla onu bulurken Lavin'le beraber ayağa kalktı. Lavin hızla bana gelip sarılırken ben hâlâ onun gözlerine bakıyordum. Endişeli ve korkuyla bakıyordu bana ve bu da garip hissettirmişti. Benim için endişelenen, bana bir şey olacak diye korkan hayatımda iki kişi vardı sadece. Annem ve Lavin. Ama şuan o da bana aynı onlar gibi bakıyordu.
"İyi misin?" diyen Lavin'le bakışlarımı ondan çekip Lavin'e döndüm ve gülümsedim. "İyiyim."
Koluma girerek beni koltuğa oturtup kendi de yanıma oturduktan sonra yanda duran battaniyeyi açıp üzerime örttü.
"Üşümüyorum." dememle "Olsun." dedi ve kendiside battaniyenin altına girdi.
"İyi misin Hina?"
Namjoon oppaya dönüp başımı olumlu anlamda salladım ve gülümsedim. "Evet iyiyim, geldiğiniz için teşekkür ederim...sizin nereden haberiniz oldu?"
"Kafeye gitmiştim, seni aradım annen açtı. Hasta olduğunu söylediğinde gelelim dedik." Lavin cümlesini bitirip bana yaklaştı ve kulağıma doğru "Özellikle biri gelip seni görmeyi çok istedi." dedi.
Bakışlarım hızla Jungkook'a döndüğünde hâlâ aynı endişeyle bana baktığını gördüm. Biraz olsun o endişesinin geçmesini istediğim için hafifçe gülümsedim.
Dudaklarını oynatarak "İyi misin?" diye sorduğunda başımı onaylar anlamda salladım.
"Böyle flörtleşilmez ya, biz çıkalım siz rahatça cilveleşin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Leave Me - Jeon Jungkook
FanfictionHayatını kendini her şeyden geri çekerek yaşamış bir kız ve onunla her şeyi denemek isteyen bir erkek...