Final
Seulgi, polis arabasına bindirilip hapisaneye götüreli 4 gün olmuştu. Aynı zamanda Joo-hyun'un kendi canına kıymasının üstünden de 4 gün sürmüştü.
Joo-hyun ölürken çok pişmandı.
Seul-gi ise o adamı neden daha önce öldürmedim diye çok pişmandı.
Seulgi o soğuk hapisane odalarında siftinirken o haber gelmişti.
Joohyun'un ölüm haberi.
Seulgi bunu başta kabullenemedi.
Delirmeye başladı.
"Neden o adamın canına ilk gün kıymadım?" diye sayıklanmaya başladı.
Seulgi artık fark etmeden kendine zarar veriyordu.
Kafasını duvarlara vuruyor, tırnaklarını vücuduna geçiriyor, saçlarını yoluyordu.
Günlerlerdir yemek yemiyordu.
Diğer suçlularda onun ne halde olduğunu bildiği için yemek yemesi için çağırmıyordu.
Bir gün Seulgi'de onlar ile beraber yemek yemeğe dahil olmuştu.
Seulgi'ye "İyi oluyorsundur umarım, yavaöçş yavaş" deselerde hayır.
Seulgi'nin amacı yemek değildi.
Kendi canına aşkı gibi kıymaktı.
Yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirip diğer kadınlara baktı.
Yemeklerin arasından bir tane çatal aldı.
Gizlice onu kolunun altına soktu ve akşam olmasını bekledi.
Herkes uyuduğunda ise sessizce kendi canına kıymıştı.
Sabahında Seulgi'nin cenazesi oldu.
Joo-hyun ile aralarında 1 kişi vardı.
Joo-hyun, Seulgi'nin aşkına kavuşmasını engelleyen iğrenç adam ve Seulgi.
Cennet veya cehennem her neyse. Onlar belkide tekrardan buluşacaklardı. Ama...
YOU ARE READING
this hurts// seulrene✓
Fanfiction"Bu acıtıyor, Neredesin sevgilim? Canımı çok yakıyorsun, Özleminden ölüyorum. Senin yüzünden büyük günahlar işliyorum, Neredesin sevgilim?"