7

276 42 49
                                    

-F-

Siktir. Ben az önce ayak sesi mi duymuştum?!

Hızla yatağımdan aralanıp yutkunmuştum. O olamazdı değil mi? Lütfen, Hyunju Hyosun ya da Doyoon olsun.. Yalvarırım.

Fark etmeden elimin altında ki yorganı sıkmaya başlamıştım. Korkuyordum çünki. Adım sesleri olduğum odaya iyice yaklaşmıştı. Odamın ışığı zayıf olduğundan, gölgesini görebilmiştim. Uzun boyundan ve şapkasının gölgesinden onun olduğunu anlamıştım.

Alt dudağımı ısırarak elimi yavaşça masaya, daha yeni bitirdiğim yemeğin yanında ki bardağa uzattım. Cam bardağı sessizce elime alarak yanıma çektim. Arkamda tutarak, her an ona doğru fırlatmaya hazır şekilde bekliyordum.

Odaya girdiğinde yeniden yutkundum. Siyah giymişti yine. Sadece siyah tişörtünün üstünden giydiği kapşönlü, siyahın açık rengiydi. Boz gibiydi biraz. Ellerini cebine atmış, yüzünü bana tutmuştu. Saçları gözlerini kapatıyordu ama bana baktığından emindim. Hareketlenerek kafasını eğdi. Konuşmamı bekliyor gibi. Zaten ben de konuşmuştum.

"Neden buradasın? Git buradan."

Korktuğum ses tonumdan belli oluyordu. Gözlerimi kaçırarak konuşmuştum. Ben yatakta oturuyor olduğumdan, ona bakmak için kafamı kaldırmam gerekirdi. Oturmasam bile öyleydi. Uzundu benden. Ama kafamı kaldırmadan söyledim. Çekindim.

"Kontrol amaçlı geldim."

"Zaten takip ediyorsun beni. Yeterli değil mi? Git evimden."

Kafasını iki tarafa salladığını gördüm. Hayır dermiş gibi.

Daha sonra üzerime doğru yürümeye başladığında yatakta arkaya doğru çekildim. Ama durmadan yine yürümeye devam ettiğinde hızla ayağa kalktım. Elimde ki bardağı arkamda tuttum. Elimde bir şey olduğunu görmemişti. Yüzüme bakıyordu. Çok rahattı. Sanki benim evim değilde onun eviymiş gibi. Sanki ben onun evine girmişim gibi.

"Arkadaşına neden her şeyi anlattın."

Soru sormuyormuş gibi konuştu. Siktir. Anında nasıl öğrenmişti ki? Cidden anında haberi mi olmuştu? Nasıl öğreniyordu ki?

Yine yutkundum. Gözlerimi büyütmüştüm istemeden. Anında böyle şey sorduğunda şaşırmıştım çünki. Cevap veremedim. Sadece ona bakakalmıştım. Biraz daha üstüme gelse ağlayacak gibiydim.

"Soru soruyorum sana. Neden cevap vermiyorsun."

Bir adım daha atmıştı. Ben yine geriye itildim. Alt dudağımı ısırıp gözlerimi ondan çektim. Ondan korktuğumu yine belli etmiş oldum. Bu yüzden kendine güveniyordu işte.

"Hyunju şüphelendi.. ben de anlatmak zorunda kaldım.."

Ne kadar yüksek sesle konuşmaya çalışsam bile sesim kısıktı. Gözlerini benden ayırmadan bakmaya başladı.

"Şüphelenen herkese sırrını anlatıyor musun sen?"

Onun sesi yüksek çıkmıştı. Bağırıyor sandım. Kafamı hemen aşağı eğip gözlerimi kapattım. Üzerime doğru gelecek sanmıştım. Ama gelmedi.

"Hayır, sen olduğunu söylemedim. Gerçekten! Her şeyi anlatmadım!"

Bu defa gerçekten korktuğumu tamamiyle belli etmiştim. Karşı çıkışırken bile gözlerim kapalıydı ve her an bana saldırır diye arkamda tuttuğum bardağı sıkıyordum.

"Her şeyi anlatmadın mı? Anlatacağın kadar anlatmışsın zaten. Gerisini de kendi anlamıştır."

Gözlerimi açıp bir düşününce haklı olduğunu fark etmiştim. Baya belli etmiştim Hyunju'ya. Ben öldürmediğimi söylemiştim. Yani ki başka biri öldürmüştü. Ben de şahit olmuştum, ve onu koruyordum. Dediklerim böyle çıkmıştı. Siktir cidden ne dediğimin farkında değilmişim.. kesinlikle gerizekalıyım.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 19 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

silver // hyunlixWhere stories live. Discover now