Ormanlarda var olanı gezen ve yineden canlanmış olan bu eski diyarlarda; var olan nefreti iş değildir, ne kadar zamandır yaşa ki?
Canlanmış olan bu avcı hep yönterek yeni ev ve yeni şeytanın bulacağı pozatifliği sevgililikte istemezdi. Yani kadın ne kadar naif ve ne kadar sinirli olabilirdi? Gezerken bir prensle karşılaştı:
-Benim adım olarak size evimdeki saraya davet edemiyorum. Çünkü avcı olarak işteyken bilim öğrenmeniz lazımdı.
Konuşması sinir edince sanki kendisini diğer dünyadaki pozatif olucak kadar cürretkar"ah, ne diyordum ben! Elbette bayım,ben bilgi bilmez miyim? Var olan yünlerin ve kuşların göç ettiği mevsimlerin ne zaafında olucağını bilirim.
Sonrasında prens onun evine gitmek isterken var olmuş ve yanılmış olan haritasındaki günlüğü çıkardı:
-Tanrım! Bir kaya parçası vardı; mağara ve bir insan gel de sana kolyeni vereyim diyordu-
Sözünü kestim:
-Bayım, o adam kolye diyorsa mağarada olmanız lazımdı.
Sonrasında adam atıyla birlikte sinirle bakıp ne kadar da bilgili diyerek:
-Zaten sizin görüntünüzdeki iş ilanında kolye satmıyor musunuz?
Cidden avcı kendisi ve kendi kız kardeşi prenses olan tipini kendisiyle karıştırmış, hatta sarayda ona götürmek isteyen birer büyülü insan olmasını çok istiyordu.
-Elbette ki kardeşimiz olan büyük kral olan kız kardeşinizin kanı çok heybetli-
-Efendim, ben size diyorum ki"mağaraya geğ-
-Ben de diyorum ki evim zaten var olan köyde. Ama eğer benimle konuşmak için çeşitli yöntem olarak abartmayın.
Prens şaşırıp atıyla birlikte ortadan kaybolunca günlüğü de yere atmıştı.
Ve sonda ne görsün? Günlükte var olmuş değerli masalın aynısındaki diğer prenses olan kız kardeşinde! Cidden bütün prensesler niye 14 yaşında evleniyor diye düşünürken kendisi daha büyüktü. Krallıktan zaten kaçan kız kardeşi olan prensin kız kardeşi, de masal da kaçmaya çalışan ama Kralliyet ailesine uygun tarihsel animasyon olarak çocukları eğlendiren bir ressamcılar vardı. Bu bana aşar demeden önce kendi emosunu bir yere bırakıp; cidden unicorn kadar sade ata benzemeyen birer sağlıklı parıldayan tipli ve şefkatli lacivert gözlü kız çıktı. Diğer dünyalı olsaydı diye düşündü ama-
Kız: Nerde benim çokmağım? En son onu kamburum için kullanacaktım-Lan abi?
Kamburu olmayan bu küçük kız sopayı neden istediğini anlayamadı. sonra çubuk diye çıkan birer rüzgar osuruk sesine benziyen çıtlayan balomsu elbisesi ve çubuğa ihtiyacı olan kızdı-
Aman tanrım! Bu oyundakine bile benzemeyen ünlü şarkıcı ressamların erkeksi çocuk sesini seslendiren ünlü pop yıldızı. Bunu niye çok şaşırmıştı şimdi? Ha, doğru kızın arkadaşı en son pompeideki su perisi olarak taa İsviçre den getirilmiş birer zengin olmasına karşın,var olan soykırımda bıçağıyla birlikte saldıran lanetli kızdı. Yani onun hizmetçi ablasının papası babası olunca saraya getirilmişti-
-Benim adımı biliyor musun? Ben kraliyet ailesi ile ilgilenmeyen kadın.
Küçük kız var olan kıymığını ayakkabısından çıkartıp eteğine batırdı. Şimdi normel bir class sade elbiseye dönüşen pahalı lükse benziyen yabancıya bakakalan kız:
-Bari evindeki zombi klişisi gibi saklayan çitli çiftliğine götür. En son bende geziyim dedim manyak olan taa boyum kadar olan güvelerden kaçıyordum-
Avcı kadın önce anlamamış sonra güveli bir kuş olan hayvanı aklına getirdi- Sonra kıza elini verirek gitmeye başladılar. Kızın ayakkabısı çok güzel birer parçaydı. Hiç eskimeyen özel dikilmiş hatta ıslanmış ve rengi gitmişti.
-Sen şimdi tam olarak nerden geliyorsun?
Küçük kız:
-Adım jackie Oguantin. Ve aslında bizim uşağa atla birlikte örgü ören iliminati terikatı benim sesim yüzünden saldırdı. Neymiş kaçan prenses benden dolayı kaçmış. Resmen örümcek gibi şeytani üç ayakları ile birlikte ağ ördüler.
Kadınla sonunda köye giren büyük bir kapı olan dilenci araba açışında şehir dışı para alandı:
-Kız, bu bizim en son model olan ve saçımın melanini sayesinde renk değiştirip, ressam olan şirkette ben bukelemun diye kendisinin çok iyi nişan aldığıyla övünen değil mi?
Kadın var olan düşüncesiz tipiyle birlikte torpil yiyerek kızı prenses ve pahalı sanan adama bir tane geçirdiler. Kapı açıldı ve sonunda var olan kerpiç ve saman ve toprak kokusu hatta tahta olmayan ama teyzelerin ve halkın şıngırtattığı arabalara bakıp yolu temizleyen"şın,şın" süpürüşüyle son buldu. Cidden köle gibi hatim olan kız bütün dinleri bildiği gibi tek sokağı temizleyen bu kadına üzülmüş, gıcık olan kendini bilmiş edasıyla kadını durdurup:
-Aha, bak elimde ne var!
Posterde iki tane aynı söz ve aranan prenses. Ama prenses erkek kardeşine benzeyince kendisi onu alıp parçalar.
-Bütün herkes yok ortada, Oguantin!
Ve kendisinin prensin onu sevdiğini anlatır. Tam bunu diyince var olan ve düblor olarak görünmez gösterisi yapan hayvan eğiticisi "bayan Trininay ama *Trinayn olarak yazılıyor* gelmiş ve küçük kızdan etkilenip, bütün herkesi nasıl kandırdığını sorar.
Kadın olan:
-Hanım efendi şimdi var olan sokakta yolun üzerindeyiz. Ya da yanında ama insanî nefes almamız lazım.
Tirnanay var olan kuvveti ile diğer evdeki merdivene tırmanıp yok gibi davranınca kızın anne babasını bildiği ortaya çıkar.
Trinanay: Özür dilerim ama benim kuşumu çalan bu kız kızı eğitmek için kafeste animasyon olarak sesini çıkarmış.
Anlamayan kadın:
-Demek ki sahiplenmiş ve ünlü olmuşsunuz, teyzecim-
Dur bir dakika bu senin halan mı?
Oguantin, halam yok demeden önce çıkardığı okuyla birlikte avcıya verir.
-Aslında prens olan kişi benim ablamdı ve çatla pat.
Ne olduğunu hiçkimse var olan satodoki sessiz kız olan Evelyn'in fotoğrafini alıp birleştirip verir:
-Bakın baya ajansı tiple nasıl gülümsemek istiyor gibi. Aslında o da benim-
Var olan terikattan yanlışıkla papa olan diğer din adamlarını karıştırıp, ünlü olan ilahi kitapta çıkınca krallıktan kaçan Evelyn, Allah'ın ne verdiyse bütün şekle girmişti. Kadın:
-Oku niye verdin-
Bir anda içeriye lord'un askerleri girince kitaba el koyan askerler, bu masalı fragman olarak şarkı besteci olan yarı avcılık yapan Oguantin'e vermek için kararlaştırıldı. Teşekkür edip ayrılan Oguantin, bir daha lanetiyle bu kasabada bile konuşulan kişi öldü.
Son🤧🤧🤧🤧
Uzun yazmadım. 💪💪💪
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ʟօʋɛɨֆȶɦɛʀɛ
Spiritual"Kuşun kafesi mi yoksa güzel bir akıllı hayvanın sesini duyunca ötmesi midir, özlem? Yoksa var olmuş hiç ırkına benzemeyen birer küçük boylu herkes gibi yemek yiyen ve korkunca uçan mı?" Yoksa yiyip kusabilen en akıllı ama akıllı olmayan mı?" Halam...