3

33 5 7
                                    


İyi okumalar.

Sertab Erener, İncelikler

Mitski, Francis Forever

Sarsıldım, çok derinden.
Göğsümün ortasında bir zelzele, nefes kesen.
Bir ses, bir çift göz, anılar ve geride kalan matem.
Omuzlardaki tonlarca ağırlık,
Baştan aşağı titreten cinsten.
Dik durmakta güçlük çekerken,
Korku yine seni en dibe iterken,
Acıdan kendini kaybedip yitirirken.
Bulabilecek miyiz?
Kaybettiğimiz her şeyi?
Kendimizi, kendimize olan değerimizi, sevdiklerimizi...
Ölüleri geri getirebilecek miyiz?
Unutmaya yüz tutmuşken yavaş yavaş,
Yaşayabilecek miyiz?

Bir yolda ilerliyorum,
Önümde ne var ne yok bilmeden.
Kafamın içindeki şeytanlarla savaşıyorum,
Yenilip yenilmeyeceğimi bilmeden.
Direniyorum,
Tükendiğimi bilmeden.
Ben güçlü gösteriyorum kendimi,
İçimdeki harebeyi gizlerken.

Ama içimde hep bir umut,
Orada bir yerde,
Hiç sıkılmadan, hiç yorulmadan
Öylece bekleyen.
O umut sayesinde
Nefes alıyorum ben.

Baştan aşağı titriyordum. Neden bilmiyordum ama kendimi kontrol edemiyordum. Neden çıkmıştı karşıma? Kaç yıl sonra neden bulmuştu ki beni? Göğsüm daralıyordu. Abimin ona olan sevgisi ölmesine sebebiyet vermişti. Ben mi çok basit düşünüyordum? Sebebi sadece o muydu sahiden? Saçmalıyordum belki de ama bildiğim tek şey hiçbir şey düşünmek istemediğimdi. Eziliyordum. Nefes alamıyordum. Korkuyordum. Zamanı mıydı? Şimdi olmak zorunda mıydı?

Hatırlamamaya çalışırken, düşünmemeye çalışırken karşıma çıkmak zorunda mıydı? Komik. Nasıl unutabilirsin ki? Düşünmemek mümkün mü? Gözlerinin önündeydi. Kana bulanmış bedeni gözlerinin önündeydi.

Sus. "Sus."

İnsan nefes almak istemiyordu. Nefes almak bile çok zor geliyordu. Elimi kaldırıp da kapıyı açamıyordum. Kapının dibinde yığılmış öylece yeri izliyordum.

Bana numarasını vermişti ve aynı zamanda benimde numaramı almıştı. Benimle bir akşam yemek yemek istediğini söylemişti ama ben ne diyeceğimi bilememiştim. Neden? Niye gelmişti? Ne yapmaya çalışıyordu?

Elimi göğsüme koyduğumda derin bir nefes almaya çalıştım. Gök gürlüyordu, şimşek çakıyordu. Bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu. Gökyüzü acıma eşlik ediyordu.

Bir insana duyulan özlemi hangi kelime, hangi cümle anlatabilir? Ölü bir insanı özlemenin acısını hangi yazar, hangi şair ifade edebilir? Kelimeler kifayetsiz kalır. Kelimeler tükenir, sesler unutulur, yüzler unutulur... Tarifsiz bir acı. Sanki bir yangının ortasında cayır cayır yanıyormuşum gibi bir acı.

Dört yıl olmuştu. Dört yıl geçmişti üzerinden. Onu özlüyorum, onu çok özlüyorum Masal. Öyle özlüyorum ki kimseyi sevemiyorum. Sevemeyeceğimi biliyorum. Sevmek de istemiyorum. Üzerimdeki yük inan hiç hafiflemiyor. Firuze'nin az önce yüzüme sarfettiği her bir cümle kafamın içinde durmadan yankılanıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 21 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sen Sokaklarsın''Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin