7. Öğüt

11 3 4
                                    


Savaş'tan

Düşüncelerim iç içe kafam karışık düşünemiyorum kalbimden geçen aklımdan geçemiyor kalbimle beynim soğuk bir savaş içinde ve bu savaş en çok benim ruhuma zarar veriyor

Hasta gibiydim başım dönüyor ağrıyor gözlerim kapalı bilincim yarı açık ve saatler sonunda bir soğukluk hissettim
Yüzüme buz gibi su vurulmasıyla ayıldım ama gözlerimi açmadım soğuk su iyi gelmişti

Avulatın sesini duydum ama gözlerimi açmadım "uyansana artık öldünmü ya" bi kaç kez beni sarstı "biraz daha soğuk su dökersen uyanırım söz" dedim ama sanırım avukat biraz korkmuştu "Allah  delimisin ya ödüm koptu" gözlerimi açtım kendimi yatakta sanarken balkonda fayansta otururken buldum 

Avukat sinirle konuştu "hani alkol sana etki etmiyordu" ona bakıp sırıttım ama saçlarım sudan dolayı gözlerime girdiği için pek göremiyordum oda bu halime güldü ve saçıma dokunup yana atacakken eli saçıma deymesiyle elektrik çarpmışcasına irkilip uzaklaştım

Avukat anlamamış ve üzülmüş bir şekilde bana bakarken "üzgünüm temastan pek hoşlanmıyorum ben temas etmediğim sürece" pek anlamış gibi duruyordu ama güldü fesat şey

Avukat kahvaltı hazırlarken bende duşa girdim buz gibi su beni kendime getirirken saçlarımın baya uzadığını fark ettim ama böyle seviyordum zaten

Duştan çıkıp çorap ve iç çamaşırımı giydim siyah keten bir pantolon geniş beyaz bir gömlek giydim gömleğin kollarını katlayıp takılarımı taktım telefonumu aldım ve dedemden mesaj gelmişti beni çağırıyordu ve biraz acele etmem gerekiyor sanırım

Kahvaltı masası hazırdı avukat çay hazırlıyordu bende masanın kenarındaki tuşa bastım küllük ve sigaram çıktı çakmağımda sigara paketinin içindeydi hemen bir sigara yaktım ve şakaklarımı ovmaya başladım avulat bana bakıp " ya kahvaltı etmedin daha niye içiyorsun şu zıkkımı" ona bakıp sırıttım ve "ben kahvaltı etmemki ama gün içinde bayılmamı istemiyorsan bana bir kahve hazırlayabilirsin" bana bakıp güldü ve başını salladı

Avukat kahvemi getirip masaya geçti ve kahvaltı etmeye başladı "birşey soracağım sen hiç mi kahvaltı etmiyorsun" ona bakıp olumsuz anlamda kafamı salladım "ee bu kahvaltılıklar ne o zaman kedi mi yiyor bunları" ona bakıp sırıttım ve tam konuşacakken kapım açıldı ve seyit girdi "aha bu yiyor kahvaltılıkları" dedim seyit anlamamış gibi baktı avukatta gülerek başını salladı

Seyitte kahvaltı etti ve çıktık evin önündeki korumaları çoğalttım mâlum barış avukatı da alabilir benden arabaya bindik ve yola koyulduk

Seyit arada bana bakıyordu ve konuşup konuşmamak arasında kalmış gibiydi ona bakıp "söyle hadi patlayacaksın yoksa" dedim bana baktı sonra hafif sırıtıp "şu avukatla iyi anlaşmaya başladın sanki oda sana karşı boş değil bak" göz ucuyla ona bakıp "ben ona karşı dolu değilimki o bana karşı boş olmasın"

Dedemin mekanına geldim arabadan indim ve girişe doğru ilerledim beni gören korumalar selam verdi ve girdim direk dedemin odasına girdim dedem beni görünce gülümsedi ve "gel bahçeye çıkalım" dedem burayı ofis olarak kullanıyordu ama baya büyük bir yerdi güzel bir bahçeye geldik

Dedemin zevkine her zaman hayran kalmıştım ama ofisi saray gibiydi bahçede oturacak biryer bulduk ve oturduk dedem bana bakıp hemen konuya girdi "bak oğlum tamam iyi hoş güçlü görünmeye çalışıyorsun ama kendinide yanındakileride heba etme güçlü görünmeye çalışma güçlü ol"

Dedem şu hayattaki en değerlimdi hep benim arkamda durmuştu hep beni koruyup kollamıştı ona olan sevgim çok büyüktü

Bana bakıp gülümsedi "gece harikaydın ama yanındaki kızı üzme sana aşık gibi duruyordu kendi gururunu kır ama kalp kırma tamam mı?" Kafamla onayladım ve elim cebime gitti paketimi çıkardım ve bir sigara yaktım sigaraya başladığımda dedem bana karşı çıkmamış hatta desteklemişti bana aynen şöyle söylemişti "bak evlat sen benim torunumsun sana gözyaşı dökmek yasak her göz yaşın bir sigarayı temsil etsin ama gözünden bir damla yaş gelmesin çünkü o göz yaşı insana sigaradan daha çok zarar verir"

MAHZARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin