Seungmin'den
Artık dayanamıyorum. Yaşamak dahi istemiyorum yaşama sebebim artık yaşamıyor ben neden hayattayım o zaman? Onlar benim yüzümden öldü. Benim yüzümden... Eğer bunları söylemeseydim hayatta olurlardı değil mi? Ama benim aptal kafam işte... Bunları düşünürken dolan gözlerimden bir damla yaş intihar etti, sonra da devamı geldi.Artık kolumla gözlerimi kapatmış, bağıra bağıra ağlıyordum. Yıllarca ağlamamış gibi gözlerimdekileri utanmadan döküyordum. Ağlarken çimlerde hissettiğim ayak sesleriyle duraksadım. Biri yanıma mı geliyordu?
Ayak sesleri kesildiğinde omzuma birinin dokunmasıyla gözlerimin üzerindeki koluma durmak bilmeyen yaşlarımı silmeye çalıştım ama hala akmaya devam ederlerken başımı kaldırıp omzuma dokunan kişiye doğru baktığımda bir çift kehribar rengi göz bana bakıyordu
"İyi misin? Ne olursa dinlerim. Buraya yeni taşındım. Ben Bang Christopher Chan. Chris'te diyebilirsin."
Önce cevap vermeden gözlerinin içine baktım biraz. Kimse bana bu kadar iyi davranmamıştı daha önce. Hep zorbalanmıştım. Benim tek arkadaşım ailemdi. Biraz tereddütle konuştum.
"B-ben de Kim Seungmin."dedim çekinerek.
Kim soyadını söylediğim anda tekrardan gözlerimden yaşlar boşalırken yanımdaki çocukta benim gibi yere oturup kollarını omuzlarımdan geçirerek bana dolamıştı. Bana sarıldığı anda o güzel kokusunu duyabiliyordum. Tatlı bir çilek kokusu ciğerlerimi dolduruyordu. Gözlerimi iyice omzuna gömmüştüm. Hıçkırıklarım boğuk çıkıyordu oradayken.
Bir müddet ağladıktan sonra kızarmış ve şişmiş olan gözlerimle omzundan geri çekilip merak ettiğim soruyu sordum ona.
"S-sana güvenebilir miyim Bang Chan?"
"Bana hep güvenebilirsin Seungmin. Seni asla bırakmayacağım."
Neyi ima ediyordu? Neden böyle söylemişti? Yoksa ilk arkadaşım mı olacaksın Bang Chan? Ses tonu mükemmel dercede huzur vericiyken ellerini siyah kıvırcık saç tutamlarının arasından geçirerek gülümsedi.
"Hadi anlat bakalım Kim Seungmin."
Gözlerim tekrar dolduğunda yeniden Bang Chan'ın omzuna kapandım o da bana kollarını sıkıca, sanki beni asla bırakmayacakmışçasına sardı. Artık içimi dökmem lazımdı kendimi daha fazla tutamazdım birilerine anlatmam gerekiyordu. Yoksa kahrolurdum.
"B-Bang Chan, ben üç gün önce annem ile babamı, yaşama sebebimi kaybettim."diyebildim titrek ve yorgun çıkan sesimle.
Bunları söyler söylemez gözlerimden yaşlar yeniden daha ne kadar fazla akabilecekmiş gibi bir bir döküdü. İçim o kadar acı doluydu ki. Konuşmaya çalıştıkça kelimeler boğazımda düğümleniyor, yutkunamıyordum bile.
"Annemi çok özledim, babamı çok özledim... Onlarsız nasıl hayatta kalırım? Nasıl rahatça yaşayacağım? Derin bir okyanusun dibinde boğuluyormuş gibi hissediyorum. Bu acı ve üzüntüye nasıl dayanacağımı bilmiyorum. B-ben ailemi geri istiyorum..."
Belimde olan ellerinin birini sırtıma çıkardı ve yumuşakça birkaç kere vurup sıvazladı. Ellerini çektiğinde bende geri çekilmiştim ancak ellerini yanaklarıma koyup gözlerimdeki yaşları baş parmağıyla yavaşça sildi. Ama yerlerine yenileri ekleniyordu.
"Seungmin daha iyi misin?"
Hafif bir tebessümle konuştuğunda gözlerimi gözlerine kenetledi.O kehribar rengi gözleri çok güzellerdi içimi ısıtıyorlardı. Kafamı yukarı aşağı salladığımda bana bakan gözleri gülüyordu. Saf, cam gibi temiz harelerinde yansımamı görebiliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay'ım, Chanmin
FanfictionNeden yaşıyorum ki ben? Yaşayacak bir sebebim kaldı mı benim?