XIX

157 14 2
                                    

Loş ışıklı odamın sessizliği içinde, geçmişin derin izleri zihnimde dolaşıyordu. Konsere gittiğimiz o an melodi ve ritmin büyüsü içinde kaybolmuştuk ama şimdi odanın loşluğunda o anki mutluluğumun şu anki yalnızlığımla nasıl çatıştığını düşünüyordum. Jeongguk her ne kadar Yeonjun'un beni takmadığını söylese dahi içime bir kuşku doluyordu.

Gece'nin karanlığı, gölgelerin odamın duvarlarında oyun oynamasına izin veriyordu. Jeongguk'un bana duyduğu samimiyeti sorgularken, bir an için geçmişin izleri belirginleşti. Loş ışıklar, duvarlarımda yankılanan hüzünlü notaları ortaya çıkardı. Birlikte geçirdiğimiz anlar sanki birer hayalet gibi odamda dans ediyordu.

Kendi kendime fısıldadım, "Bana olan tüm samimiyetin bu muydu, Jeonguk?" Sesim, odamın sessizliğinde kaybolurken, içimdeki karışık duyguların bir çığ gibi büyüdüğünü hissediyordum.

Yastığıma sarılırken odamın içindeki yalnızlık hissi, karanlığın içinde kaybolmuş anılarla daha da yoğunlaşıyordu. Jeongguk'un samimiyetine olan inancım içsel bir fırtına tarafından sarsılırken, bir kez daha yaşananların ardındaki gerçeği anlamak için çaba sarf ediyordum.

Tam o esnada kapım hafifçe açıldı ve annem gülümseyerek içeri adım attı. Odaya yayılan pozitif enerji içimdeki bulanık duyguları bir nebze olsun hafifletti.

"Taehyung, Jeongguk'u bugün de eve davet etmeye ne dersin?

Kararsız ve karmaşık hissediyordum. Daha anneme olayları bile net olarak anlatmamıştım, bir de sürekli onu eve davet etme fikri etrafta dönüp duruyordu.

"Aramız bozuk biraz."

Annem bana bakıp içten bir şekilde gülümsedi. Kapının önünde durmayı bırakıp birkaç adım attığında tam karşımda dikildi. "Biliyorum."

Duyduğum kelime karşısında bir anlık şoka uğradım. Jeongguk ile aramızdaki ufak tartışma yaşanalı neredeyse birkaç saat oluyordu ve kendime bile net olarak yediremediğim bu olayın annemin kulağına gitmesi beni doğal olarak şaşırttı.

Annem tam o an sevgi dolu bir şekilde omzuma dokundu, "Taehyung, insanlar hatalar yapar. Jeongguk, geçmişteki hatalarını fark etti ve değişti. Ona bir şans vermelisin. Birbirinize çok şey katabilirsiniz."

O an karşımdaki kadına nasıl baktığımdan emin değildim ama gözlerim kesinlikle içsel mücadelemi yansıtıyordu. "İyi de anne, ona güvenebilir miyim? Ya yine hayal kırıklığına uğrarsam?"

Annem gülümsedi. Daha önce ilk defa kendinden bu kadar emin bir şekilde konuştuğunu görüyordum.

"Belki de bu ikinci bir şansın değerini daha iyi anlamasını sağlar. Unutma, gerçek bir bağlantı zamanla oluşur."

Gözlerindeki parıltı ile beraber hafifçe kıkırdadığını işittim.

"Jeongguk seni gerçekten seviyor."

Kalbimi tekletecek kadar güçlü olan bu cümle ile sertçe yutkundum. Annemin, Jeongguk ile aramızdaki ilişki hakkında net bir fikre sahip olduğunu sanmıyordum, şu ana kadar.

Annemin parmakları saçlarımda hafifçe gezindi ve beni düşüncelere daldırdı. O hüzünlü bir gülümsemeyle odadan çıkarken, içimdeki kararsızlık tüm varlığımı sarmış gibiydi. Annemin gitmesiyle beraber tekrar odamdaki loş ışıkların altında tek başıma kaldım, duvarlar arasında yankılanan düşüncelerimle yüzleşmeye hazırdım.

Jeongguk ile aramızdaki karmaşık ilişki gerçekten bazen iyi hissettiriyordu. Onun değişmiş biri olarak karşımda durması güzeldi, ancak içimdeki kuşkular hâlâ canımı sıkıyordu. Annemin sözleri, Jeongguk hakkındaki düşüncelerimi daha da karıştırsa bile en azından belki şimdi daha net bir karara ulaşabilirdim.

Yatakta otururken odamın sessizliği beni düşüncelere sürükledi. Jeongguk'a bir şans vermek, belki de geçmişin acılarını iyileştirebilirdi, ancak yine de içimdeki belirsizlik beni tereddütte bırakıyordu. Bir yandan, sevgiye ve değişime olan açlığımı hissediyordum, diğer yandan ise yeniden hayal kırıklığına uğramaktan korkuyordum.

Annemin dokunuşu, kararlılık ve tereddüt arasında sıkışan kalbimi yansıtıyordu. Belki de Jeongguk'a açık kalbimle yaklaşmalı ve içsel çatışmaları aşmalıydım. Ancak bu, kırılganlığımı göze almak ve yeniden bir bağ kurmak anlamına geliyordu. O yalnız odada, içsel deniz fırtınamın sakinleşmesini beklerken, geleceğin belirsizliği önümde duruyordu.

Annemin sözleri kalbimi yumuşatmıştı, ancak hala içimdeki şüphe ve korku beliriyordu. Jeongguk'a bir şans vermek istiyordum ama geçmişte yaşadığımız hayal kırıklıkları beni geri çekiyordu.

O an içimde bir çırpıntı hissettim. Belki de annemin dediği gibi, zamanla gerçek bir bağlantı oluşabilirdi. Belki de Jeongguk gerçekten değişmişti ve benim için en iyisini istiyordu. Ancak bu düşüncelerle beraber, geçmişte yaşadığım acı dolu anılar da zihnimde canlanıyordu.

Odamın içinde hâlâ yankılanan sessizliği hissettim, ancak bu sefer içimdeki huzur ve umutla duyguları vardı. Belki de Jeongguk ile birlikte geçirdiğimiz anılar, geçmişin izlerini silmeye başlayacaktı. Ve belki de bu kez gerçek bir bağlantı kurma şansımız olacaktı.

Başucumdaki komodinin üstünde duran telefonumu elima aldım, belki de bir şeyleri değiştirmeye başlamanın zamanıydı. Birbirimize yemi bir şans vermek her şey için güzel bir başlangıç olabilirdi.

Girdiğim uygulamanın ardından direkt olarak Jeongguk'un sohbetine girdim. En son dün gece konuşmamızın verdiği boşluk hissiyatı ile bir an öylece ekrana baktım. Sırtımı düzeltip yatağın başlığına yasladığımda dizlerimi de kendime çektim.

Parmaklarım klavyenin üzerinde gezinip dururken ne yazacağımı düşündüm. Nereden başlamalı ve ne yazmalıydım? Bir şeyler yazsam bile o ne tepki verecekti veya benim hakkımda şu an ne düşünüyordu?

Onun da çevrimiçi olduğunu görmemle kalbim tekledi. Tıkladığım birkaç harfi hızlıca sildim ve kapattığım telefonu hızla tekrar komodine koydum.

Bir anda gelişen bu olay ile ne yaptığımı bilemez gibiydim. Ona yazmak için en güzel zaman ikimizin de aktif olduğu andı. Ancak aktif olduğu anlarda benim yazdığımı görmesi utandırıyordu. Belki de gururuma yediremiyordum.

Birkaç saniye sonra bir bildirim sesi aldım.

Tekrar elime aldığım telefon ile beraber uygulmaya girdim. Bana bir fotoğrafı göndermişti. Ne gönderebileceğini düşünsem bile aklıma hiçbir şey gelmedi.

Ayrıca küs olduğumuz takdirde bana ne gönderebilirdi ki?

-

geçiş bölümüydü sadece taehyung'un ne hissettiğini anlamanız için yazdım.

diğer bölüm yine text.

wabi-sabiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin