Giriş
İstanbul'un en güzel ve gösterişli evlerin birinde hoş ve yakışıklı bir çocuk vardı.
Bu kişi 15 yaşında olan Enes çakıcı, Ailesinin deyişiyle 'sinir küpü' her gün dışarıda vakit geçirir ve akşam gec saatlere kadar dönmezdi ailesinin endişelenmesini umursamazdı.Bir gün eve geri döndü her zaman ki gibi geç saatdi sessizdi, olması gerektiğinden fazla sessizdi.
ama bunu umursamayan Enes solana girdiğinde kötü kokular almaya başladı.
O kadar kötü kokuyordu ki önce anlam veremedi
bu koku anne ve babasının yatak odasından geliyordu.
oraya bakmaya karar verdi.
hızlı adımlarla yatak odasının kapısına gitti
'ne olur tahmin ettigim şey olmasın' diyip
Annesine seslendi, odalarını tıklattı ama çıt çıkmıyordu.Dayanamayıp içeri girdi ve
o manzarayı gördü.
Yatak odasında annesinin ve babasının soğuk, kırmızı mosmor olmuş yüzünü gördü.
şaşkındı o an her şey kafasına oturmuştu birden gozlerinden yaşlar süzülmeye başladı bu Enes'in ilk goz yaşlarıydı.
Sinirden gözü kör olan çocuğun gözleri şimdi kan ağlıyordu.
Enes panik ile Anne ve Babasının yanına koşuyor ve 'ne olur yaşıyor ol anne ne olur baba' diyordu.'Bu imkansız ' diye bağırıyordu.
Ama bilmiyordu ki
bu bir intikam gosterişiydi.
Enes ambulansı aradı.
O an anlamıştı ki
ailesi birdaha geri dönmeyecekti çünkü
bu son bir vedaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkusuz Sev
ActionHayatımızda ne Yaşar isek korkusuz olmak kaçmamak her zaman iyi olsada bazen iyi olmayabilir yeri geldiğinde korktakta olmalıyız korku bizi korkunç yapmaz ya da ödlek ölümde bizi korkutabilir yaşamakta. İnsanlara bağlanmak korkunç değildir ya da sa...