•
Kulağına yerleştirdiği kulaklıklarının kablosunu sevidiği şarkıyı açmadan önce telefonuna taktı.Tıklım tıklım olan metroda haliyle kendisine oturacak yer bulamamıştı. -Henüz genç olduğu içinde kimse yer vermiyordu. Tek eliyle tutamaçın birinden tutunurken diğer eliyle şarkı listesinde geziniyordu.
Şarkıyı açtı ve gözlerini kapattı. Bir, iki durak sonra tutamaçta hissettiği yabancı elle gözlerini geri açtı. "Baji?"
Kaşları neden burada olduğunu merak ettiği için seyirerek sordu. Bakır hareli çocuk normal okul üniformasının üstüne deri ceket giyiyordu ve saçları salıktı.
"Sevinmedin mi be?" Genç, suratına yalancı hüzün ifadesini yerleştirip dudaklarını büzdü. İçten içe alındığını ört pas etmeye çalışıyordu.
"Ondan değil... Motoruna n'oldu?"
Bakır hareli çocuk refleksen gözlerini kapatarak omuz silkti. "Arızalandı. Bir yada iki hafta metroyla gidip gelce'm."
Genç kız, sabır limitini sabit tutmaya çalışırken bakışlarını birbirlerine değen Baji'nin ve kendinin omuzlarına kaydırdı. Daha doğrusu Baji, Keisuke'ye yaslanmış, ondan destek alıyordu.
Keisuke, çocuğun omzunu dürttü. "Uzaklaş biraz, sayende sosyal mesafemi koruyamıyorum." dedi azarlarken yan tarafında duran boş tutamaçı işaret etti. Genç umursamayarak kızın alnına fiske attı.
Lacivert hareli kız, bilerek ve isteyerek, sırf gıcıklık olsun diye bakır renkli çocuğa sertçe omuz attı.
Baji Keisuke'den dönüt olarak çatık kaşlar aldığında kıkırdadı. Çocukta aynı neden ve aynı sertlikle kıza omuz attı.
Ne hikmettir ki metro firen yaptığı için genç kızın ayağı boşa çıkmıştı, buda dengesini sağlayamayıp yere kapaklanmasına sebep olmuştu. Genç çocuk gülüşünü içinde tutamayıp gür bir kahkaha attı.
Keisuke, yerden kalkar kalkmaz çocuğun suratına bir hafta boyunca taşıması için bir yukruk indirdi.
İnmesi gereken durağa son bir durak kalmıştı, kurtulacaktı anası kuduz köpek kışkırtmış kılıklı bu deli oğlandan. Bu düşüncelerle yeni boşalan koltukardan birisine oturdu. Siyah okul eteğini düzeltirken yanındaki koltuğa oturan genç oğlana dikti bakışlarını.
Bakır hareli oğlan, acıyan yanağını tuttu. "Kabul edeyim. Acıttı. Bu kadar güçlü olduğu düşünmemiştim." Cümlesinin sonunu getirirken yeniden kıkırdamaya başladı. Kızla uğraşmak fazlasıyla hoşuna gidiyordu.
"Dua et, daha fenasını yapmadım."
Bunun üzerine oğlan, kıkırdamasını arttırdı. Artık kahkaha atıyordu.
Metronun kapısı açılıp anons geldiğinde iki gençte ayaklandı. Metrodan çıktıktan sonra ikiside elleri ceplerinde şaşırılacak kadar sessiz yürüyorlardı.
Kız evini yaklaşırken yanındaki oğlana döndü. "Hayırdır? Evinde mi tamirde?"
Baji buna karşılık sırıttı, "Yok, sadece bu akşam sende yatıya kalayım dedim."
Keisuke zaten yavaş olan adımlarını iyice yavaşlatıp durdu. "Ne?" Bu gece bende mi kalacaktı? İçinden keşke odamı toplasaydım benzeri şeyler için endişeleneriken umutsuzca yere baktı.
"Kei! Anahtarlarını yolla!" Çoktan kapının önüne varmış çocuğa kafasını kaldırdo kız. Cebinden anahtarlığını çıkartıp Baji'ye yolladı.
Baji anahtarı havada yakalyıp işine dönerken Keisuke ise onu izledi.
Genç çocuk kapıyı açıp eve ilk adımını attığında kız onu durdurdu. "Burada bekle. Odam çok dağınık."
Normalde bunun için endişe etmezdi ama aklına rastgele yerlere atılmış sütyeni gelmişti.Hemen odasına, üst kata fırlayıp elinden geldiğince odayı toplamaya çalıştı.
"Siktir git..." ellerindeki kirli kıyafetlere ve dağınık odayla bakışırken küfürlerinide eksik etmiyordu.
"Oh," eline iki hafta önce kaybettiğini sandığı kolyeyi aldı. "Bu kadar dağınık olursam bu kaçınılmaz olur..."Sanırım bunadan sonra süpriz kişiler ve kaybedelen eşyalar için daha düzenli olmaya çalışacaktı.
Bölümü yazarken bakir kertenkele den yeni bolum bildirimi geldi
Ondan simdilik burda bitiriyom
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘽𝙚𝙮𝙣𝙞𝙢 𝙮𝙤𝙠; Baji Keisuke.
Fanfiction"Bir baktım bu amın hoşafı motorsiklete işiyor."