Geçmiş geleceğin aynası olduğunda kader,yolunu es geçmeli.Boyun eğmeli ve gelicek feryadı karşılamalı.
Geçmiş kilitli kapıları zorladığında,Herkes onun ateşinde yanıcak.Alevler tenlerden ruhlara,ruhlardan sözlere,sözlerden yalanlara ve sahte umutlara dokunucak.
Eskiden olan eskiye kucak açacak!
Bölüm 3. Geçmiş'in geçmemiş feryadı.Karanlık ormanda sisli hava hüküm sürüyordu. Hava serindi,rüzgar hafif hafif esiyordu.Bedenimdeki acı sanki ruhuma yansımıştı.Sızlıyordu,en kötüsü ise sızlayan yaraya bir ağıt bile yakamamaktı.
Neden diye soramıyordum mesela?
Neden öldürdünüz ailemi?
Sorarsam geçer miydi sanki diye düşünüyorum sonra.
Geçmezdi...
Peki hiç terk etmeseydim?
Şimdi ağlaya bilirmiydim mesela?
Bir damla yaş,döke bilirmiydim arkalarından gitmeyin diye.Şimdi o kadar zor ki,ruhun sızlıyor,bedenin yanıyor ama hissettiklerini gösteremiyorsun bile...
Ölmekten korkmuyorum,ama ağlarsam o sulardan sağ çıkmam diye korkuyorum.
Intikam ateşi....
Bazen çok şiddetli fırtınalar gibi,bazen sadece küçük bir kızın kendisine verdiyi yeminlerden ibarettir.
O gece bir yemin ettim.
Kötü olmayacaktım,adil olacaktım.
Şimdi gözlerine baktığımda yeminimden dönmemek için ne isyanlar ediyor yüreğim kimse bilmiyor.Yağmur yağmaya başladığında başımı kaldırıp yağmuru seyr ettim uzunca bir süre.
Ayakta durmakta zorlandığımı hiss ettiğimde zorlukla da olsa eğilerek yerde oturdum.Yağmur üzerime yağıyor,üstümdeki beyaz geceliği sırılsıklam ediyordu.Bense sadece izliyordum.Bazen izlemek ve konuşmamak her yarayı gizler."Bu gece fazlasıyla uzun yağ." Diye fısıldadım yağmura bakarak "Yağ ki yalnız olmayayım,yağ ki ilk günkü gibi yanımda ol"
Yavaşca yere uzandım, yerdeki çamur saçlarıma karıştı ve bu,yıllardır hissedemediğim duyguyu ikinci kez bana yaşattı.Huzur.
Kaç saat o şekilde uzandım hiç bilmiyorum.Nihayet yağmur dindiğinde geriye dönmek için ayağa kalktım.Üstümdeki kiri umursamadan öylece yürümeye devam ettim.Orman Elpegosların evine yakın yerdeydi,bu yüzden 10 dakika sonra evin önüne varmıştım.
Kapıyı yavaşca açtım.İçeriye girerken salondan kahkaha sesleri geldiğini fark ettim.Kimseye bir şey söylemeden banyoya girdim.Musluğu açarak ellerimi yıkadım.Elbisemi çıkarmadan Duşa kabine girerek buz gibi suyu açtım ve suyun bedenimden süzülüşünü seyr ettim.
Saçımdaki kirden kurtulduktan sonra duştan çıktım.Gözüm duvara yaslanmış tozlu boy aynasındaki görüntümle kesiştiğinde bedenimdeki yaralardan kan aktığıni fark ettim.
Bedenimdeki yara iyileşmeden hareket etmiştim,bu yüzden olmuş olmalıydı.
Acı ilk günün aksine biraz azalmıştı.Normal bir insana göre hala öldürücü düzeyde ola bilirdi,ama ben bir insandan çok daha fazlasıydım.Banyodan çıkıp Elpegosların benim için ayırdığı misafir odasına gidicekken salondaki seslere kulak misafiri oldum.
Adımlarımı geri döndürerek salonun kapısında durdurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avcının Avı [Ölmeme İzin Ver Serisi 1]
FantasíaKehanet gerçeklerin su yüzeğine yansımasıdır. Yansımaları değişirsen, sen de,değişirsin. "Kül ve kan tahtına oturacak.Tacını taktığında diyar sarsılacak.Yansıma değişecek,denge bozulacak.Eskiden olan eskiye kucak açacak."