Ölüm bir nefes kadar yakın,bir mucize kadar uzaktı...Vücudum ağırılarlla doluydu.
Bir arabadaydım annem,babam ve ben mutluyduk aile kokusu,neşeli kahkahalar ve daha niceleri filmlerdeki gibi mutluyduk.Çok gerçekciydi en az inanılacak kadar.Arkamdaki hoparlörden gelen klasik müzik sesi ve annemlerin neşeli konuşmaları kulağıma ninni gibi gelirken aniden arabamız savruldu ve bir bariyerlere çarptı korkmuştum bilincim açıktı fakat konuşamaz haldeydim...Yandaki patlayan cam kaşımda derin bir yarık bırakmışken araba durdu.Ön koltukta oturan annemden ve babamdan hiç haraket yoktu ona rağmen korkmuş fakat hiç tepki vermemiştim.Kapı açıldı hangi kapı babamın tarafındaki kapı...yüzüm kapıya doğru dönüktü bir adamdı sert yüz hatları zifiri karanlık gözleriyle tıpkı bir mafya gibiydi .Elinde silah vardı ürpermiştim... Sonra namlunun ucunu babamın şakağina doğrulttu hiç acımandan tetiğe bastı ve ateş etti sonrasında anneme...annemide öldürdü hiç acımadan silahı indirdi ve bir süre bana baktı korkum çok keskindi.Bir adım geriye çıktı adam, sonra kemerini silahını sıkıştırıp oradan rahat adımlarla uzaklaştı...Kim bilir kaçıncı kez görmüştüm bu rüyayı,artık alışkındım...
Soğuk su ile bütün soyut hayattan ayrılmıştım önümdeki iki adam alaycı tavırla bana bakıyorlardı.Çenemi dikleştirdim ve karşımdaki iki adama baktım.Sersemlemiştim ona rağmen dik durmaya çalışıyordum"kimsiniz siz"dedim hiddetle arkamdaki kapı bütün gıcırtılı sesiyle açıldı ve "asıl sen kimsin neden o karanlık sokakta tek başınaydın" dedi.
"Sadece adama yardım etmek istemiştim niyetim sizi orada görüp kaçmak değildi diyince"Adam önüme geçti ve çarpık sırıtışıyla önümde eğildi ve yüzüme baktı "niye kaçtın ozaman?" diyince bende ona bakıp
"Dedimya niyetim adama yardım etmekti ve yanlış anlaşılma oldu!"
Ayağa kalktı ve arkama geçip sandalyenin başından tutup kulağıma eğildi "Bunu masumluğuna ve güzelliğine veriyorum"kafamı ona çevirip dalga geçer gibi suratına baktım."Ozaman adamlarına söyle ellerimi çözsünler"
Sertbir şekilde "çözün"dedi.Elllerimi çözerlerken derin bir nefes aldım çözdüklerinde ise kalktım ve kapıya doğru yöneldim arkamı adama dönmüş kapı kolunu tutmuşken sıkıca dirseğimden yakaladı."Gözlerim üstünde"suratına baktım yumruğu kafasına geçirmek için nelerimi vermezdim... Kapıyı açtım ve o binayı terk ettim.Birkaç saat sonra...
Üstümü çıkardım ve kendimi soğuk suyun altına bıraktım.Bütun düşüncelerimi suya aktardım.Üstümde hâlâ hüzün var ve bir kırık cam misali kalbime batıyordu...Duştan çıktım üstümü giyip üskata çıktım.Telefonumu aradım fakat masamın üzerinde yoktu aşağıya indim ve koltuklara baktım.Çıldırmak üzereydim telefonum kaybolmuştu.
"Hay senin ben ta-"
Zil çaldı...
Kapıya gittim ve delikten baktım.Hayır!hayır!
Az önce kendisini mafya babası zanneden züppe vardı hemde kapımda!
Nereden bulmuştu beni?yoksa beni takip mi etmişti derken kapı yine tıktıklandı.Kapıyı hafif arladım ve "müsait değilim ne oldu"dedim.Yüzünü görmesemde alayeder gibi güldüğünü nefes seslerinden anlmıştım.Baş parmağı ve işaret parmağı arasında tuttuğu telefonumu kapının arasından gösterdi ve ben daha alma zahmetine bile girmeden telefonu çekti.Derin bir nefes aldım "Ne yapmaya çalışıyorsun aptal herif!"diye kükredim.
"Bir daha"dedi dişlerinin arasından ve kapıyı tuttu, ileri doğru açtı ve evime girdi."bir daha bana aptal dersen sonuçlarına sen katlanacaksın!"Telefonumu elinden hızla çekip aldım."Teşekkürler artık evimden çıkarmasın?"Bir adım attı ve aramızda bir adımlık mesafe kaldı."Yarın sana attığım adrese geleceksin,geç kalma geç kalanları sevmem,telefonuna numaram var oradan aradığımda her zaman açacaksın...bide şu var bu iyiliğimin bir karşılığı olacak tabi"Lafları ağzıma tıktı ve bir adım geri giderek kapıdan çıktı ve evden uzaklaştı.Kapıyı sertçe kapattım ve duvara tekmeler savurdum.Belliki yarın kötü bir gün olacaktı...
