Anne...baba... neredesiniz?Uzun bir koridor,çok uzun.Sonunda ise annemle babam... görüyorum onları, sesleniyorum duymuyorlar belkide sesim çıkmıyor.Anne!
Baba! Buradayım bana bakın!Ellerim ve ayaklarımı haraket ettiremiyor
Onlara yaklaşamıyordum.Panik bütün vücudumu ele geçirmişti... sonra iki el silah sesi...Kulaklarım ağrıyor sesler boş koridorda yankılanıyordu.
Çığlık atarak yatakta kollarımla doğrulduğumda karanlık ve sessiz odada sadece benim titrek nefeslerim sessizliği bozuyordu.Odami aydınlatan sokak lambasının içeriye sızışı beni yavaş yavaş sakinliği bırakırken iyice doğruldum ve çıplak ayaklarımı yerle buluşturdum.Hafif seyrek adımlarla karanlık evimde yürümeye başladım.Mutfağa doğru ilerlerken ayağım birden masaya vurdum ve sırtım boşluğa doğru yuvarlandı.Ayağımın kayması ve kafama sert bir darbe almam saniyelerin aldı ve kafamı televizyon ünitesine çarptım. Gözlerimin kararmasıyla gozlerimi yumdum.Gözkapaklarımdan içeriye sızan beyaz parlak ışıkla gözlerimi araladim ve ışığın parlak olması nedeniyle gozlerimi tekrar kapattım."Aç gözlerini aç korkma yemem seni ben".Gozlerimi iyice açtım ve hızlıca yatakta doğruldum ilk öne atrafı süzdüm...Hastanedeydik ellerim buz tutmuştu ağzımla ellerime hohlarken o da tepkisiz bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu.Yüzümü ellerimden ayırdım ve kafamı ona çevirirken,"Ne oldu bana"dedim.
"Kafanı vurmuşsun biraz pekmezin akmış ama kan kaybından başka bir sorunun yok"Sağ atrafimda duran soruma baktım bitmekte olan bin kan torbası vardı.Gözlerimi serumdan ayırdım ve onun gözlerine diktim."peki sen ne alaka burada benim yanımda?"
"Sen hiç nezaket nedir bilmezmisin be kadın?
Teşekkür etmen gereken yerde beni azarlıyorsun."
Derin bir nefes çektim ve bir kaç saniye ona tepkisizce baktım.Aynı şekilde oda bana bakarken"Ben eve gitmek istiyorum."dedim."Önce borcunu ödeyeceksin hatta ve hatta dedi iki elini tirnak içine alarak borcun iki'ye katlandı."dedi.Bunları söylerken ne alay nede yüzünde bir tepki vardı ciddiydi.Burnumdan nefesimi sertçe verdim ve kolumdaki serumu hızla çıkardım.Ayağa kalkacağım sırada beni iki koluyla omuzlarımdan sertçe itip yine yatağa oturttu.Ellerini arkasında topladı ve bana doğru eğilerek konuşmaya başladı."İnan şuan sağlık problemin umurumda bile değil sadece yapacağın iş biraz güç istiyor işini yarım yamalak yapmanı istemiyorum...Sinirlenmiştim,ona güçlü görünmek zorundaydım.Yoksa bu züppe herif benin zayıflığımdan yararlanacaktı.
Kısa bir zaman sonra serumum bitmiş, serumumun bitmesini beklerken saniyeleri kovalamış adını bilmediğim bu züppe herifi soru yağmuruna tutmuştum.Arabadaydık siyah rengi simsiyah cam filmleri bile dışarıdan birisinin bizi görmeyeceğine adım kadar emindim.Kafamı direksiyondaki adama çevirdim.Adını bilmiyordum beni evime götürecek ardından tekrar beni züppenin bildiği "ama benim bilmedigim"yere gotürecekti.
"Nereye gideceğiz?"diyince adam kafasını çevirmeden "söyleyem."dedi derin bir nefes vererek arkama yaslandım ve içimden adamı taklit ettim."siliyemem"Yaklaşık yarım saat sonra eve geldim ve üstümdeki kan damlayan tişört'ü değiştirdim.Adıni bile bilmediğim züppe
Kafama iki dikiş atıldığını söylemişti...
Kıyafetlerimi çıkardım ve kasvetli havayı düşünerek ve kasım ayında olduğumuzu düşünerek ince uzun kollu badim ve siyah hırkamı altıma ise siyah eşofman geçirdim.Giyimimi tamamladıktan sonra telefonumu ve gerekli olan eşyalarımı alıp çıktım.Özel şoför beni kapıda beklerken kapıyı açtım ve arabaya bindim nereye götüreceğini bilmiyordum.Bir saatlik merakın ardından ve iki araba değiştirerek geldiğimiz bu tepe çok güzel
Gözüküyordu.Arabadan çıktım ve ayağımı toprak zemine bastım birkaç adım ilerledim ve çevreyi süzdüm.Arkamdaki bindiğim
araba aniden çalıştığında arkamı döndüm araba benden yavaşça
Uzaklaşırken hiç bir tepki vermeden tekrar önüme döndüm ve uçuruma doğru ilerledim uçuruma iki üç adım kalana kadar yürüdüm ve eğilip bağdaş kurdum arkamda kıpırtı hissettiğimde kafamı yavaşça arkaya çevirdiğimde zuppeyi gördüm.Artık onun ismini öğrenmem lazımdı...
"Kalk oradan."ona itiraz etmeden kalktım çünkü toprak zemin soğuktu ve hasta olabilirdim.Eşofmanımdaki toprak izlerini sirkeledim ve ayağa kalktım."Söyle,neden beni buraya gettirttin?"
"Oyun oynayacağız seninle,senin bildiğin tarzdan"kafamı yana yatırıp,"açık söyle,sıkıldım"
"Gücünü göstereceksin"
Elinde sıkıca tutuğu çantayı önüme attı.
Kaşlarımın üzerinden ona bakarak derin bir nefes verdim.Cantayi açtım ve sargıları elime sıkıca sarım oda aynı şekilde sararken,"daha farklı şeylerbeklerdim" dedim
"Mesela?"
Derince bir iç çektim "ne bileyim öyle bişeyler adam öldürme,ilaç ticareti?
Yaklaştımmı?"
Oda sargıyı sararken "ben öyle bildiğin kişilerden değilim bunu zaman geçtikçe sende anlayacaksın...
"Ah pardon ben ne alaka?"
"Bundan sonra benim sözümden dışarı çıkmayacaksın ben ne dersem o kuralları ihlal edersen diskalifiye olursun"çarpık bi şekilde gülümserken göz kırptı
Kan beynime doğru sıçarken "Ne diyorsun ya sen?!"diye elmacık kemiğine sert bi yumruk geçirdim.O koca bir kahkaha patlatırken karnına sert bir yumruk indireceğim sırada bilgimi tuttu ve ters çevirdi.Ayagimi kullanarak bel boşluğuna tekmeyi indirdiğim sırada ikimizde geri çekildik.Bu sefer ilk üstüme koşan oydu yumruğu geçireceği sırada kolunu tuttum ve serçe itekledim iki adım sendeleyerek geri gittiğinde ilerledim ve aramızda bir adımlık mesafe kala durdum ve dizinin arkasına tekme tattım.Dizlerinin üzerine çöktüğünde iki kolundan tutarak yüz üstü yere yatırdım.yuzu yerle bütünleşmişken konuşmaya başladım"Hadi göster güc-"
Birden ellerimin arasından kayarak beni yere yaptırdığınız iki bileğimide ellerinin arasına alarak beni etkisiz hale getirdi.
Yüzlerimizin arasındaki mesafe bir karış kadardı."Pes et,pes etki seni bırakıyım"
Dirseğimle sert bir şekilde şakağına darbe geçirdim.Affalaması kısa sürsede geçsede bunu görmek beni cezbetmişti.
Ayağa kalkarken ellerimle omzumdaki yapay tozu silkeledigimde oda kalkiyordu."Bana adını
Söyle."Ayağa kalktı ve omuzlarını hareketlendirdi.
"İlk sen söyleyeceksin."Derin bir nefes aldım ve burnumdan verdim.
"Zehra,Zehra çevik."Dudaklarını yukarıya kıvırdı ve ellerini göğüs hizasında bağladı.Ona şuan içimdeki katili yansıtsam karşımda ağzı, burnu patlak bir şekilde yatıyor olurdu...
Bana sırtını dönerek birkaç adım attı
"Kuzey Demir Karan,sonunda öğrendin başın göğe erdimi bari"
Omuzuna çarpıp önüne geçtim ellerimi eşofmanımın cebine yerleştirdim,hafif öne eğildim.
"İnan benim başım göğe ermedi fakat senin için iyi oldu,yoksa...sana züppe diye hitap edecektim.Şimdi sen düşün, kim şanslı?"
Alayla gözlerini devirdi ve aramızdaki bir adımlık mesafeyi kapatan kişi Kuzey oldu.Evet artık ona züppe diye hitap etmiyordum.Züppe diyince kendimi zorba bir insan gibi düşünüyordum.
"Hello!Ahh!pardon şey diyecektim,merhaba!oradamısın ya? afalladın sanki,he?Kaşlarımı çattım ve bir adım geri çekildim.
"Akşam oldu eve bırak beni,yeter bu kadar goy goy."
Cevap vermeden
Arkasını döndü ve kendi geldiği arabaya doğru rahat adımlarla ilerledi.
Birkaç saniye arkasından baksamda bende onu takip ettim ve arabaya doğru geldiğimde arka kapıyı açtım ve arabaya yerleştim.
Bir saatlik yolun ardından eve geldim binada yavaş yavaş katları çıktım ve kendi katıma geldiğimde çantamdan anahtarı aldım.yedi tane anahtarın içinde evimin kapısının açan anahtarı bulmam toplamda bir dakikamı aldı.
Kapıyı açtığımda ayakkabılarımı kapının kenarına koydum ve kendimi duşa attım.Kafamdaki yarayı güzelce kapattıktan sonra kaynar suyla kendimi buluşturdum.Bütün düşüncelerimi suya aktardım ve yarın güzel bir günün olmasını umdum.Umarım bu seriyi beğenirsiniz!Elimden geldiğince özenle yazmaya çalışıyorum...Kitap hakkında güzel yorumlarınızı bekliyorum oylamayı unutmayınn!!
