Bölüm: 0.6

197 14 117
                                    


Aşkın öldüğünü düşünüyorsun ama şimdi sen benim fikrimi değiştiriyorsun

•••••••••••••••••••••••••☯•••••••••••••••••••••••••

𝐸𝑙𝑖𝑓 𝐵𝑎ℎ𝑎𝑟𝑣𝑎𝑑𝑖 /

"Ne yani, benim yayım bunca zamandır sende miydi?"
İskender'in verdiği yayıma şok içinde bakarken bunu kaybettiğim için ne kadar üzüldüğüm geldi aklıma. giderken onun götürebileceği hiç aklımın ucundan bile geçmemişti.

"Senden hatıra kalsın diye neler aşırdım ben, bu sadece farkına varmış olduğun"
Dedikleriyle kaşlarım mümkünmüş gibi daha da kalkarken gülümsemeden edemedim. Aynı şeyi bende yapmış olabilirdim çünkü.

Yere çökmüş sadakları ok ile dolduran İskender'den bakışlarımı çekmezsen farkında olup dillendirdiği şey ile azıcık utanmış olabilirdim.
"ve fark etmediğimi sanma buraya geldiğinde üzerindekinin benim olduğunu biliyorum. Veya kullandığın parfüm."

Dudaklarımı ısırarak sessiz kalma hakkımı kullanırken bir anlık ısırdığım dudaklarıma bakmıştı.
-iç geçirdi valla gördüm!

Sol melek yüzünden bir an yerimde sıçradığımda kendisi haklıyım ve mükemmelim konuşması yapıyordu.
-Bu çocuğun sana aşık olduğunu bu 2 yılda kaç kere dillendirdim inanmadın, giderken söyledi 'o amaçla değildir' dedin. Mektup bıraktı zaten bir daha görüşemicez ne anlamı var dedin. Şuan yanındasın çocuk dudaklarına bakıp seni öpemediği için iç geçiyor! Buna da başka bir anlam bulursan pes yani!

Uzun bir konuşmaydı, o arada ise sağ melek dahil oldu ve sol meleğe katılması beklemediğim bir şeydi.
-bu sefer diyecek bir şeyim yok, haklı.

İskender sadakları hazırlayıp sonunda ayaklandığında kendi kendime olan iç savaşıma son verdim. Birini alıp İskender'in hazırlanmasını izledim, özlemiştim. Aşırı konsantre olduğunda belli belirsiz bükülen dudakları ve çatılan kaşları gülmeme sebep olduğunda bakışları çıkan ses yüzünden anında bana dönmüştü.

"Ne oldu?"
"hiç"

"Elif?"
"odaklandığın zaman çok şey görünüyorsun"
Sadağı bağlamayı bitirdiğinde üzerime gelmesi tahmin dışı bir hareketti. Hadi ama, eğer o sanki başına gelen en güzel şeymişim gibi bakmayı kesmezse ben konuşamazdım ki. Haksızlıktı bu.

"ney görünüyorum?"
Tatlı, yakışıklı, karizmanın öz evladı, çok yenilesi? Hangi birini söylim oğlum ben sana şimdi?

"tatlı."
Yüzünde ki gülümseme yerini korurken bakışlarımı kaçırdım, kolları belimi sardığında bir an kendimi dibinde bulduğunda omuzlarına tutunmuştum düşmemek adına. Benim sadağımı da o bağlarken yakından yüzünü inceleyen halim ona komik gelmiş olacak ki sırıtıyordu.

-veya hayran hayran bakmış olman hoşuna gitmiş olabilir?
Haklıydı. Olabilirdi. Ama ne yapabilirdim? Bakmaya doyamıyordum ki..

"Peki ne avlıyoruz?"
"nasipte ne varsa"
Tam onluk bir cevaptı, başımı sallayıp yayımı boynumdan çapraz astığımda İskenderde aynısı yaparak elimi kavramış beni de beraberinde sürüklemişti.

O sırada daha net fark etmiştim omuzlarında ki genişliği. Cidden şu 2 yılda baya vücudu irileşmişti.
-Eski toprak kızım o! Ne bekliyordun bizim zamandakiler gibi çevimsiz olmasını mı?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 27 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yalnız Zaman ⏱ ☯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin