Nicolo Zaniolo
Masaya son kez göz gezdirdikten sonra odama geçerek Buğçe'nin yanına kıvrılı verdim. Çok güzel kokuyordu kahve.. karamel.. , kokusunu ömür boyu içime çekebilirim.
Yüzüne düşen saç tutamlarını nazikçe kulağının arkasına attım. Yüzü kusursuzdu, aslında hiç bir kusuru yoktu, mükemmel ötesi bir şekilde yaratılmıştı, ve ben onunla olduğum için çok şanslıydım. Yavaşça yanağına bir öpücük kondurdum, uykusu çok hafifti hemen kıpırdanmaya başlamıştı.
"Günaydın bebeğim" uykulu sesi bile yeterince cezbediyor insanı.
"Günaydın güzelim" , kollarını iki yana açarak bana gel işareti yapıyordu, oturur pozisyona getirip ona sımsıkı sarıldım ve tekrsr yanağına minik bir öpücük kondurdum.
"Sadece yanaktan mı?" Dedi dudaklarını büzerek, her hali çok sevimliydi. Hızlıca dudağına çokta uzun olmasa öpücük kondurdum.
"Buz gibi bir kahvaltı etmek istemiyorsak aşağıya inmeliyiz" Dedim ona sarılarak.
"Sarılmak daha cazip geliyor Nico"
"Yemek yemelisin güzelim" Dedim onu kucağıma alarak. İnmek için cebelleşiyordu fakat bunun hiç bir zaman işe yaramayacagını bilmiyodu.
~~~
"Nico kahvaltıdan sonra eve gitmem lazım." Dedi elinde ki bardağı dudaklarınla buluştururken.
"Neden? Beraber vakit geçiridik.." Dedim buruk bir ses ile.
"Vakit geçirmeyi bende çok isterim nico, tabii antrenmanım olmasa.." doğru oda sporcuydu beni gibi, onu istediğim gibi şekillendiremezdim. Ya da hareketlerini kontrol edemezdim.
"İstiyorsan.. seni bırakabilirim antrenmana." Yüzünde kocaman, sımsıcak bir gülümseme belirdi.
"Çok seviniriiiimm." Dedi neşeli bir şekilde..
"Geç kalmak istemiyorsan hemen hazırlan güzelim.."
Buğçe Soykan
güzelim.." Her böyle dediginde yanaklarım kızarıyor ve yüzümü kapatmak zorunda kalıyordum.
Ağızıma bir kaç lokma atıp odaya koşar adımlarla gittim. Koltuğun üstüne koyduğum elbiseyi eve giderken giymek biraz absürt olabilirdi işi Nicolo'ya seslenmekle çözebiliriz herhalde.
"Nicoloo! Senin kıyafetlerinden giyebilir miyiim?"
"Giyebilirsin güzelimm."
Olumlu cevap aldıktan sonra hemen dolabın kapaklarını iki yana açtım, ve karşılaştığım facia karşısında şaşkınlıkla dolabın içindeki dağınıklığı izliyordum. Bir ara gelip burayı toparlamak gerek.
Aralarından ayıkladığım siyah kapüşonlu ile aynı renk şortu üstüme geçirdim sip şak. Ayağımda temiz bir çorap geçirerek aşağıya indim. Nicolo beni gördüğünde ilk suzdu sonra bir kahkaha patlattı.
"Güzelim neredeyse aynı boydayız, bunlar sana nasıl kocaman oldu?"
"Cüsse farkı şekerim."
"Şekerim?" Dedi yüzünü buruşturarak.
"Ne oldu? Beğenemedin mi sekeriim?"
Diyerek ona cevap verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘪𝘵𝘢𝘭𝘪𝘢𝘯 𝘣𝘰𝘺 | 𝙣𝙞𝙘𝙤𝙡𝙤 𝙯𝙖𝙣𝙞𝙤𝙡𝙤
Fanfiction"O çook merak ettiğiniz italyanların altın çocuğu yanımda duruyor." "Şaka?"