3

20 1 2
                                    

Kısa bir uyku çekmek güzel bir şeydi bana göre. Biricik köpeğim Bam beni rahatsız etmeyi şüphesiz çok seviyordu. Onun yüzünden geceleri geç yatıp sabahları çok erken kalkmam gerekiyordu. Bam güçlü ve büyük bir köpek olduğundan acıktığında diğer köpeklere oranla daha fazla mama yiyor ve su içiyordu. Bu nedenle de hep tuvalet sorunu oluyordu. Gecenin 2'si, akşam 7, sabah 9 hiç fark etmezdi bu. Uykumdan uyandıktan sonra yüzümü yıkayıp odama geçtim. Telefonunu kurcaladıktan sonra üzerime gri eşofman ve hırka ile birlikte body giydim.

Bam'ın tasmasını taktıktan sonra ayakkabılarımı giyinip karanlığa doğru yol aldım. Ben normalde çok mükemmeliyetçi birisiyim ve bugün saat 13:00'te uzun bir yayınım vardı. Yayınlarımı çok önceden hazırladığımdan eve erken varmam ve Bam'ı kısa bir sürede gezdirmem gerekiyordu. Üzgünüm Bam, baban çok titiz. Mükemmeliyetçi olmam Bam'ı da pek etkiliyordu. Mesela onunda bakımlarını asla ihmal etmiyordum. Bakım benim için çok önemliydi.

Aradan 5-10 dakika geçtikten sonra hava yavaşça soğumaya başlamıştı. Hava hala aydınlanmamıştı. Evimden yarım saat uzakta olan bir parka geldiğimde banka oturup Bam'ı kendince oynaması için salmıştım. Burası bayadır kullanılmıyordu. Yani terk edilmişti. Ancak oyuncaklar kullanılabilirdi. Sadece hayvanlar için. Bam salıncakta oyalandıktan sonra parkın yanındaki çimlere gitmişti. Hafif bir hareketlilik olmuştu ama çok fazla korkmamıştım. Bunun nedeni büyük ihtimalle rüzgardı. Bam çalılıkların arasına girdiğinde havlamaya başlamıştı. İlk önce ona baktım ama galiba oyun oynamak istediği için havladığını zannettiğimden yanına gitmemiştim. Bir süre sonra daha havlamaları durmadığı için yanına gitmiştim.

Bam havlamaya devam ediyordu. Yanına gittiğimde ise çalılıkların arasında kan ve boynunda haç işareti olan sadece üst vücudu bulunan bir iskelet ile karşılaşmıştım. İskelet direk olarak gözüm içine doğru bakoyordu. Bedenim titremeye ve başım dönmeye başlamıştı. Kulaklarımda tekrardan o rahatsız edici fısıltılar ve çınlama sesleri bedenimi esir almıştı. Kendimi ona baktıkça daha da kötü hissediyordum. Kendime gelip Bam'ın tasmasını elime alıp evime doğru yola koyulmuştum. Umarım az önce gördüklerim saçma bir hayalden başka bir şey değildir.

Zaten bilinmeyen numaradan gelen o hikaye beni daha korkutmuştu. Buna inanmayarak hızlıca yürümeye devam ettim. Bam kötü şeylerin olduğunu anlamış olmalı ki oda benimle birlikte hızlıca yürüyordu. Yürüken gözüme bir şeyler çarpmıştı. Ayak izleri... Kanlı bir şekilde... Sanki birisi benim gibi hızla koşuyordu...

Aniden yatağımdan kalktım. Alarmım rahatsız bir şekilde çalmaya devam ettiği için ona içimdeki siniri atmamı sağlayacak bir şekilde vurarak durdurdum. En son ayak izi görmüştüm. Hayatımdaki en kötü kâbusum buydu. Bu kâbus neden bu kadar gerçekçi ve korkutucuydu ki!?

Radio station, tk. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin