chapter twelve

596 67 13
                                    

sunghoon & jake

jake;
zırp pırt arama
yemeğe gelmeyeceğim
— Görüldü.

jake mesajın iletildiğini gördükten sonra sinirle telefonu cebine koydu ve sandalyenin üzerinden bir kitap daha alarak rafa uzandı. "bütün gün aç kalmayı mı düşünüyorsun?" kulağının dibinde duyduğu ses ile irkildi ve hemen arkasını döndü.

karşısında gördüğü bedenle rahat bir nefes aldı ve sırtını kitaplığa yasladı. sunghoon kaşlarını çatmış karşısındaki güzel çocuğa bakıyordu. "sen neden buradasın?" jake etrafı gözetlerken konuşmuştu.

sunghoon kafasını iki yana salladı ve ona bir adım daha atarak yaklaştı. "asıl soru senin için jaeyun. yemek saatinde burada ne işin var?" jake etrafa bakmayı kesip gözlerini sunghoon'un gözleri ile buluşturdu.

jaeyun ismini hiçbir zaman sevmemişti, kimsenin kullanmasına izin vermemişti, sunghoon ile tanışana kadar. sunghoon, jaeyun ismini kullandığı ilk günden beri biliyordu ki jake bu isimden nefret ediyordu.

ama jake'den beklediği gibi bir tepki almamıştı. çünkü jake'in hoşuna gitmişti. aslına bakarsanız sunghoon'un da hoşuna gidiyordu ons jaeyun diye seslenmek. ikisi de bu durumdan rahatsız değilse, sorun yoktu değil mi?

"işim olduğu için buradayım sunghoon, sen neden buradasın?" sunghoon sahte bir gülüş sundu ve bir elini kitaplığın rafına koyarak jake'e biraz daha yaklaştı.

jake gözlerini kaçırmak istemişti ama sanki birisi kafasını sıkıca tutuyormuş gibi hissediyordu. gözlerini bir saniye bile ondan ayıramıyordu.

"benden kaçan bir eleman vardı da, onu bulmaya geldim." sunghoon sırıtarak konuştuğunda jake boğazını temizlemişti. "buldun mu bari, aradığın elemanı?"

"buldum, buldum. şimdi de gözlerini kaçırmaya çalışıyor." jake gözlerini zar zor ondan çekerek arka taraftaki cama bakmıştı. dışarı da biraz kapalı bir hava vardı. her an yağmur yağacak gibiydi. jake çok severdi böyle havaları..

"senden kaçmadığımı söylemiştim.." gözlerini hala camdan tutarken konuşmuştu. bunun üzerine sunghoon boştaki eliyle jake'in çenesini kavramış ve dikkatini üzerine çekmişti.

"jaeyun. benimle oynama. her şeyin farkındayım." jake şu anda aralarındaki yakınlık yüzünden bayılacak gibi hissediyordu. ne oluyordu böyle? aralarındaki bu çekim neydi?

"neyin farkındasın?" sunghoon duyduğu soru üzerine gözlerini devirmiş ve aralarındaki mesafeyi sıfıra indirip bedenlerini yapışık bir hale getirmişti. jake bedeninin kasıldığını hissediyordu.

"mesajlarıma cevap vermiyorsun, yüzüme bakmıyorsun, benimle aynı ortama girmiyorsun. aniden ne oldu? sana daha önce vurduğum için benden kaçtığını düşünüyorum ya da benden nefret ediyorsun?"

sunghoon'un önerilerini dinlememişti bile. şu anda birbirine değen vücutlarını düşünüyordu. sunghoon'un amacı belliydi; jake'in bir şeyleri fark edip kendinden uzaklaşmasını engellemek.

"bu kadar yakın olmak zorunda mısın?" jake hala etrafa kaçamak bakışlar atarken konuşmuştu. bunun üzerine sunghoon kafasını eğmiş ve jake'in yüzüne yaklaşmıştı. "neden? rahatsız mı oluyorsun?"

jake en sonunda gözlerini tekrar sunghoon'a çevirdiğinde yüzünde gördüğü o ifade ile her şeyi anlamıştı. madem oyun istiyordu, onunla oynayacaktı. sim jake asla geri vites yapmazdı, kitabında yazmazdı.

"hayır, hormonlarımı harekete geçiriyorsun hoon." jake gülümseyerek konuştuğunda, her ikiside bu gülümsemenin masum olmadığını biliyordu. sunghoon, bu yaramaz jake'i sevmişti.

"peki ya jaeyun.." sunghoon aralarındaki mesafeyi sıfıra indirerek jake'e yaklaşıyordu. "hm?" jake'in gözleri sunghoon'un dudaklarına indiğinde sunghoon'da artık onun dudaklarına bakıyordu.

"seni şu an burada öpersem ne olur?" jake dudaklarını dili yardımıyla nemlendirmiş ve hafifçe gülümsemişti. "bir erkeği öpmüş olursun. daha sonra tekrar bir kızı öpmek istemene sebep olabilir."

"peki ya, erkeği öptükten sonra başka hiç kimseyi istemezsem?"

"o zaman o senin sorunun olur."

"hadi sorunumu birlikte çözelim jaeyun." ve hemen ardından dudaklarını jaeyun'un dudakları ile birleştirmişti.

jaeyun anında karşılık verirken ikili sonrasını düşünmüyordu. gerçi, gerçek dünyayla bağlantıları kesilmiş gibiydi. dünya yansa umurlarında olmazdı.

sessiz ve kimsenin olmadığı kütüphanede sadece jake ve sunghoon'un öpüşme sesi duyuluyordu. bu ikilinin burada böyle bir an yaşayacağını kim düşünebilirdi ki?

belki.. riki?

&&&

‘ japon iti ve hyungları ’

riki;
JAKE HYUNG VE SUNGHOON HYUNG
KÜTÜPHANEDE SEVİŞİYORLAF;"(#!₺(-"









&&&
end of chapter
&&&

ilk düz yazı bölümümüz, ilk defa büyük harfe takılmadan yazdım umarım sizi rahatsız etmez 🥹 ve jungwon 20 yaşına girdi kocaman bir bebek oldu ❤️‍🩹

wallet, jakehoon. ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin