『Organizasyon/Kavga』

19 1 0
                                    

---

İyi okumalar 😘

---

Her zaman yaptığım gibi şuan da zırhımla uğraşıyordum ve sabah olmasına bir saatten az kalmıştı.

Daha az önce yenilediğim kahvem'den bir yudum aldım ve önümde ki ekrandan zırhın sorun çıkaran yerlerini gösteren göstergeyi büyüttüm. Kırmızı yerler hata olan yerlerken, yeşil olanlar doğru yaptığım yerlerdi. Neyse ki fazla hata payım yoktu, kol saat'im ötmeye başladığın da ekran da kurduğum alarm belirdi.

Neden böyle bir alarm kurmuştum bilmiyordum bile? Tamam şimdi hatırladım.

Bugün biricik asistanım'ın doğum günüydü, yani Pepper'ın hızla oturduğum sandalyeden kalktım ve labaratuvar'dan çıkmak için adımladım. Asansöre bindiğim de kendi katımın oldığı tuşa bastım, asansör yukarı çıkarken telefonumu çıkardım ve Happy'e mesaj yazmaya başladım.

"Koca kıçını buraya getir, Pepper'ın hediyesini de!" Mesajı gönderdiğim de asansör durdu, odama doğru ilerledim ve sessizce kapıyı açtım. Şansıma bugün Peter'ın da okul'u yoktu, odamda bulunan kıyafet odasına girdim ve kendime takım seçmeye başladım.

Kendime siyah bir takım ve papyon çıkardım, koluma da gümüş rolex bir saat aldım. Üstümü değiştirirken Jarvis'e organizasyoncularla iletişime geçmesini söyledim. Teras katın da mükemmel ötesi bir doğum günü olacaktı, Pepper her işime koşturduğun'dan bunu hak ediyordu.

Aklımda magazincileri de çağırsam mı? Diye düşünsem de bundan hemen vazgeçtim, bu benim partim değildi. Hem Pepper fazla tanıdık olmayan kişilerle aynı ortam da asla rahat edemezdi, o öyle bir karaktere sahip değildi. Bu kadar yıl yanımda çalışıştı, onun beni tanıdığı kadar bende onu tanıyordum.

Boy aynamdan kendime baktım ve papyonumu düzelttim, kesinlikle hazırdım. Şimdi tek yapmam gereken Pepper'ı akşama kadar oyalamaktı. Bu görevi kesinlikle Natasha ve Wanda'ya vermeliydim, ne bilim işte alışveriş ayağına gezdirirlerdi. Giyinme odamdan çıktım ve Peter'ın başında dikilmeye başladım, aklıma şeytanice bir düşünce geldiğin de fısıldayarak Jarvis'e seslendim.

"Jarvis?" O da bana uyup fısıldadığın da kendimi gülmemek için zor tuttum.

"Evet efendim." Birazdan yaşanacaklar yüzünden Peter'dan uzaklaştım, arada kaynamak istemezdim.

"Kapasitende ki en sesli müziği aç, bangır bangır çalsın." Birden anlamadığım bir dilde müzik sesi yükseldiğin de Peter yerinden sıçradı ve rastkele bir yere ağ attı.

"HOPLAYI VER ÇEKİRGEM, ZIPLAYI VER ÇEKİRGEM!, BENİM CANIM ÇEKİRGEM, BIDI BIDI BIDI BIDI ÇEKİRGEM!"

Peter'ın uykusu açıldığın da kahkaha attım, kafası bana döndüğün de elimi çırpttım ve şarkı sustu. Duyduğum da oynamak istesem de kendimi rezil edemezdim. Ona yaklaştım ve yatağın yanında duran komidin'den parfümümü alıp sanki ona nispet yapıyormuş gibi sıkmaya başladım.

Eliyle yüzünü ovuşturdu ve ayağa kalkarak banyoya yöneldi ama sanki alttan bir sırıtma yakalamıştım.

"Sırıtma pijamalı çocuk!" Banyo'nun kapısı kapandığın da Jarvis'e Peter isterse benim takımlarım'dan giyebileceğini söyledim ve sebebini sorarsa cevaplamasını istedim. Odamdan çıktım ve asansöre ilerledim, teras katına tuşladım ve asansör durduğun da hızlıca inerek ilerledim.

Karşım da şimdiden bir adam dikildiğin de bunun benim önce ki partiler'den bir organizasyoncu olduğunu anladım. Başımı sallayarak selam verdiğim de o da karşılıklı selam verdi. Asansör kapısı açıldığın da içeri Wanda girdi, yanımıza yaklaştığın da soru sormasına izin vermeden ben konuştum.

İhanet/StonyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin