『Kule』

19 2 0
                                    

---

İyi okumalar 😘

---

Peter'ı zorla kendi yatağıma yatırmamın üstünden sadece üç saat geçti ve o şimdiden mışıl mışıl uyuyor bense odamda ki koltukta uzanmış uyumaya çalışıyorum. Pek başarılı olduğum söylenemez üstümde ki battaniyeyi sessizce kaldırdım ve odadan çıkmak için yavaş adımlar attım. Tam kapıyı açacakken dışarıdan bir ışık ve ses yükseldi, odamın camından her şey gözüküyordu.

Gelen yıldırım tanrısı Thor'dan başkası değildi. Odadan çıktım ve salona doğru gitmeye başladım genellikle biz orada olduğumuzdan önce oraya gidiyordu. Şimdi eğer orada birini görmezse kuleyi birbirine katardı.

Salona vardığım da asansör açıldı ve Thor içeri girdi, elinde Avengers kulesi'nin kartını sallıyordu. Beni gördüğünde gülümsedi ve bana yaklaşarak koca kaslı kollarını etrafıma sardı.
Sanki tüy gibi hafifmişim gibi üstüne beni bir oraya bir buraya salladı.

"Thor beni yere indir!" Sesim yüksek çıktığında hemen beni yere indirdi ama hala yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.

"Migradlı Tony, nasılsın?" Ondan uzaklaşarak üstümü düzelttim ve tekrar ona baktım.

"İyiyim saol Thor ama yine anne'nin perdelerini giyip gelmişsin." Güldüğüm de o da katıldı ve yalandan kahkaha attı.

Birden mutfak tarafı'nın ışığı yandığın da ikimiz de kafamızı o tarafa çevirdik Peter uykulu uykulu bir eliyle karnını diğer eliyleyse gözünü ovuşturuyordu. Thor sanki o bir düşmanmış gibi çekicini ona doğru kaldırdı, Peter bunu gördüğün de yerinde dondu.

"İndir çekicini Thor o düşman değil." Kafası bana doğru döndüğün de tek kaşını kaldırdı ve omuz silkip çekicini indirdi.

Bedenimi komple Peter'a çevirdim. "Ne yapıyorsun burada evlat? Yatakta olman gerekiyordu." Bana doğru baktı önce sonra gözlerini Thor'a çevirdi. Tekrar bana baktı, sonra tekrar Thor'a baktı. Bu böyle bir kaç saniye daha sürdü sonra Thor kendini kolotuğa bıraktı, ayaklarını da sehpahaya uzattı.

"Bay Stark ben susamıştım, genelde geceleri uyanırım da.." Ona 'sorun yok' dercesine baktım ve mutfağa ilerleyip kahve kupamı aldım.
Kahve makinsına, kahve koydum ve geri eski yerime döndüm o olana kadar biraz oturmamın sakıncası yoktu sonuçta, Peter kendine bir bardağa su koydu ve onu içmeye başladı.

Çocuğa ateş basmış gibi bir dikişte bitirdi, tekrar Thor'a döndüm. Peter'ın hareketlerini inceliyordu, yüzünün önünde parmağımı şıklattım ve dikkati kendi üzerime çektim. Bana doğru baktığın da ilk gözlerini kıstı, Peter ve bana bir kaç defa baktı. "Senin oğlun falan mı?" Peter içeri de ikinci bardağı olduğunu düşündüğüm suyunu püskürttü.

Peter hızla yanımıza geldi ve parmağıyla bir beni bir kendisini gösterdi. "Ben ve bay Stark benziyor muyuz?" Thor ona başını sallaığın da gülümsedi ve kafasını bana çevirdi.

"Thor çocuğu fazla heveslendirme sonra bana yapışıyor!" Bunları desem de içimden öyle düşünmüyordum, mutlu olmuştum.
Olduğumuz yere başkası geldiğinde kafamı o tarafa çevirdim, gelen Natasha'ydı.

Üstünde geceliği vardı, onu baştan aşağı süzdüm ve ıslık çaldım. "Leydi Natasha her zaman ki gibi göz kamaştırıyorsunuz." Natasha ona gülümsedi ve yandan dilini çıkararak 'he-he' bakışı attı. Bu kadın da Thor'un bile flört'ü işe yaramıyordu, tekrar önüme döndüm.

Gözüm Peter'a kaydığın da ağzı açık bir şekilde Natasha'ya bakakaldığını görünce kahkaha attım.

"Görünüşe göre bizim kızılın yeni bir hayranı var." Peter kendine geldiğin de utançla başka tarafa baktı, Thor ve biz onun bu haline gülmekle yetindik. Natasha bize yaklaştı ve yanıma oturarak bacak bacak üstüne attı, gözleriyle Peter'ı süzdü ve bana 'bu çocuk kim' dercesine baktı.

İhanet/StonyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin