8|manzara

422 58 47
                                    

cokk ozledim sizii😭

yorumlarinizi da cok ozledim sohbet edelim birazcik🥺

iyi okumalar kizlarimm💗✨

•••



jungkook

yoongiye yazdıktan sonra telefonu gülerek kapatıp cebime koymuş, ardından elimdeki kaskımı motora bırakıp kapıya bakmaya başlamıştım.

yoongi motora binmeyi gerçekten çok sevmişti. hiç korkmuyordu artık, hatta bazen kendisi istiyordu onu gezdirmemi. ama sürmeye hiç cesaret edemiyordu.

benimle daha çok güvende hissediyormuş kendini..

gözlerimi bulutlara çevirip düşünmeye başlamıştım. yoongi... onu ilk kez burda görmemiştim...

aklıma gelen şeylerle gülümsemiş, gözlerimi kapıya çevirdiğim sırada bana bakıp gülen bedeni görmüştüm. ancak bir anda gülmesini durdurmuş, kaşlarını çatmıştı.

sanırım kızacaktı. hızlı hızlı yürüyordu yanıma, kaşları çatık bir şekilde.

beni görmesin diye gülüşümü gizlemiştim hemen. daha fazla kızardı çünkü. biliyordum.

karşıma gelmesine rağmen hiç bir şey demeyip sadece çatık kaşlarıyla bana bakıyordu. bende tüm ciddiyetimle ona bakıyordum. bakışmaktan başka bir şey yapmıyorduk, bundan şikayetçi değildim.

yoongi kendisine ciddi bakmamla sinirle nefesini verip motordan kaskını söylenerek almıştı "adını kavgacı diye çıkartacaksın, bak unuttum sanma, neden kavga ettiğini söyleyeceksin!" sinirli sinirli kaskını takarken o fark etmeden gülmüştüm. bana baktığında ise gülüşümü soldurup bir şey demeden bende kaskımı takmıştım.

"aynen güzelim, bin artık"

"güzelim deme bana!" yoongi'nin bir anda sırtıma vurarak söylenmesiyle gülmüş, arkaya bindikten sonra ellerini karnımda birleştirmesini sağlamıştım. vücutlarımız birbirine tamamen temas ederken fark etmemesini umut ederek elinin üstünü okşamıştım hafiften.

"tamam güzelim"

yoongi hiç bir şey demeden kollarını daha çok belime dolayıp derin nefesini vermişti. daha fazla oyalanmadan motoru çalıştırıp yavaşça yola koyulmuştuk.

çok fazla hız yapmıyordum yanımda yoongi olduğunda. o her ne kadar bana 'korkuyor musun niye hiç hızlanmıyorsun?' dese de yalnızca başımı sallayıp dikkatli bir şekilde kullanıyordum motoru.

genelde tek başıma gittiğim bir yer vardı. oraya daha önce hiç başka biriyle gitmemiştim, kafamı toparlamak için harika bir yerdi çünkü.

bugün oraya yoongi ile gitmek istiyordum sadece.

gittiğimiz uzun yolda yoongi'nin elini rüzgarı hissetmek istercesine havaya kaldırdığını görmüştüm. gülmüştüm bu haline, bunu her motora bindiğimizde yapıyordu.

istediğim yere geldiğimizde motoru yavaşlatmamla yoongi hafiften yerinde dikleşip etrafına bakmıştı. ancak görmemiz gereken yer daha da içerde olduğu için biraz yürümemiz lazımdı.

motoru durdurmamla yoongi inmiş, kaskını çıkartırken dudaklarını büzerek etrafına bakmayı da ihmal etmemişti.

bende motordan inip kaskımı çıkarmış, başımı sallayıp saçlarımı elimle düzenledikten sonra gülerek etrafına hayranlıkla bakan bedenle bende gülerek bakmıştım.

"burası çok güzelmiş... huzur dolu"

kendi kendine söylenmesiyle başımı sallamış "ama görmemiz gereken yer burası değil, şurayı geçtikten sonra" elimle ağaçların bittiği, çimlerin yoğun olduğu yeri göstermiştim.

yoongi söylediğim şeye başını sallamış, benim yürümemle o da bana ayak uydurmuştu. ikimiz de yavaşça yürürken yerden küçük bir dalı alıp ufak ufak kırmaya başlamıştım.

"birden nerden çıktı buraya gelmek?"

yoongi'nin ne zaman aldığını görmediğim elindeki küçük papatyaya bakarken konuşmasıyla yüzümü ona çevirmiş, güneşin batmaya yakın olan ışınlarının yüzüne vurmasıyla bir şey diyemeden bakakalmıştım.

şu an o kadar güzel görünüyordu ki, aklımı başımdan alabilirdi.

cevap vermediğimi fark edince gözlerini papatyadan çekip bana bakmış, kendisine bakan gözlerimi görünce o da dikkatle bakmaya başlamıştı.

bakışlarının derinleşmesiyle başımı çevirip elimdeki dalı fırlatmış "öylesine.." demiştim. yoongi de başını sallamış, ağaçlı alanı geçip yalnızca çimler ve çiçeklerle bezeli alana gelmiştik.

burayı çok kişinin bildiğini sanmıyordum. uçurumun kenarı olan bu yer benim huzur kaynağımdı. girişi ağaçlarla kaplı olmasına rağmen bir süre sonra ağaçlar azalıyor, bizi uçurumun kenarında genişçe uzanan çimler, ve aralarına karışan çiçekler karşılıyordu.

yoongi elindeki papatyaya bakarken ağaçların azaldığını fark etmiş, başını kaldırmasıyla gördüğü manzarayla şaşkınlığını belli ederek gözlerini kocaman açmıştı.

"jungkook! tanrım... çok güzel burası!"

yoongi etrafına bakmaya devam ederken gülerek başımı heyecanla her yere bakan bedene çevirmiştim.

batmaya başlayan güneş ışınları, yoongi, ve huzur.

o manzarasını sevmişti, bende manzaramı..


•••


arkadaslarimm, bu kisacik bolumumuzden bir sonraki bolum birazcik aciliyoruz🤭

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


arkadaslarimm, bu kisacik bolumumuzden bir sonraki bolum birazcik aciliyoruz🤭

artik bir seyler konusulsunnn☹️

ve ve ve soylemek istedigim bir sey dahaa, watty bozulmus😭 diger kitaplarin text kisimlarini duzenleyemiyorumm😭

BURAYI BILE DUZENLEYEMEDIM AGLICM😭

ha bisey daha

BENI HER YERDEN ENGELLEMISS

gorusuruz asklarimm💗🎀✨

Nepenthe ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin