YALVARIŞ

BÖLÜM DÖRT:"TANIŞMA"

Sınır: Sekiz yüz elli yorum, doksan oy. Oy ve yorumlarınızı atmayı unutmayın lütfen, bu kez sınır dolmadan atmayaya kararlıyım!

Zil çaldığında Meyra hızlıca ayaklandı ve bu kez geldiğine emin olduğu babamın kapısını açmaya gitti. Ben de peşinden gittim, tim babamın geldiğini düşünüp ayaklanmıştı. Salondan çıktığımda Meyra çoktan kapıyı açmaya girişmişti.

Kapı açıldı ve babam geldi.

Yalnız değildi.

Yanında Mehmet de vardı.

~

Bölüm Dört: "Tanışma"

Mehmet beni görünce gülümsedi, ayakkabılarını çıkarıp hızlı adımlarla bana doğru ilerledi. Kollarını yavaşça açıp bedenimi kolları arasına aldı.

"Üzgünüm bebeğim, iki gündür gelemiyorum. İşler fazlasıyla yoğundu." Saçlarımı öptü, sonra bedenimden kollarını ayırdı.

"Sorun değil." dedim gülümseyerek. "Olur öyle, gel sana timimi göstereyim."

"Timin mi?"

"Evet, hepsi burada."

Temas etmemeye özen göstererek hızlıca ilerledim fakat elimi tutup peşimden geldi. Babam bizi öyle görmeye dayanamayıp Meyra ile içeri geçmişti. İçinden fena şekilde sövdüğüne emindim.

Salona girdiğimizde tüm timin koltuklara oturmuş olduğunu, sığamayanların da yere oturmak yerine masanın sandalyelerine oturduğunu görmüştüm. Yere oturup bağdaş kuramazlardı elbette babamın yanında. Bize ayrılan yere geçtim, Mehmet de gülümseyerek bizimkilerde göz gezdirdi. Sonra elini Fatih Abi'ye uzattı. Fatih Abi uzattığı eli tuttu ve fazlasıyla sert bir biçimde sıktı. Davranışlarıyla manipüle etmeye çalışıyordu, ondan üstün olduğunu gösterecekti.

Ah be Fatih Abi... O yılan seni umursar mıydı? Çiğ çiğ yerdi vallahi hepimizi.

Hiçbir tepki vermedi ve Fatih Abi'nin elini bırakmasını bekledi. Bir süre sonra elini bıraktığında timin diğer üyeleriyle tek tek tokalaşmaya başladı. İsimlerini yanlış söylüyorlardı.

Hepsi Mehmet'le neden çıktığımı biliyordu. O yüzden hal ve hareketleri çoktan değişmiş, o şımarık hallerini geride bırakmışlardı. Bu bakışlarından bile belli oluyordu. Tabii, bunda diğer bir etken olan kişi babamdı.

Aslında Mehmet'le sevgili olduğumu bilmemeleri lazımdı. Kötü bir tesadüf sonucu bir kafede ona cilve yaparken görülmüştüm.

Aşırı utanç verici bir andı. Hatırlamak bile utançtan yüzümün kızarmasına sebep oluyordu. Mahcubiyetimin sebebi sevgilime işve yapmam değildi. Bir teröristle bu tür bir durumun içerisinde olmamdı.

Kurban olduğum sevgilim en sonunda yanıma oturdu. Elini belime yerleştirdi ve bizimkileri izlemeye devam etti. Tim çoktan tüm bakışlarını Mehmet'e çevirmişti. Onu rencide etmeye çalışacaklarını bakışlarından kolayca anlayabilirsiniz.

"Sizi hiç hastanede göremedim Mehmet Bey. Nedeni neydi?" diye pata küte girdi Nadir. Soğukkanlı bir şekilde cevap verdi o da. "Cevahir'in karısı ve oğlunu öldüren özel kuvvetler askeri ortalığı fazla karıştırdığı için o durumla ilgilenmek zorunda kalmıştım. Bu tatili boyunca yanından ayrılmayacağıma emin olabilirsiniz." Benim mavi bereli olduğumu zannediyordu, özel kuvvetler askeri olduğumdan haberi yoktu. Timin emir komutasının bende olduğunu bile bilmiyordu.