42

134 7 10
                                    


"Doruk gitti. Şerefsiz parayı alıp kaçtı yetişemedim." Doruk yaklaşıp sarıldığında Berk hala ağlıyordu. "Tamam Berk. Ben onu bulduracağım bir şekilde sen merak etme." "Çok utanıyorum Doruk, çok özür dilerim, affet beni ne olur." "Sorun değil, hallolacak bir şekilde." Ayrılıp kolundan tuttu ve arabaya yürüyüp bindiler.

"Keşke birlikte gitseydik Berkom be." "Ben çok heyecanlandım, bir an önce olsun istedim işte. Ama beni kandırdı." Doruk arabayı çalıştırdığında Berk hala özür diliyordu. "Ben onu bir bulayım, fena yapacağım sen merak etme ve artık özür dileme." Eve yaklaştıklarında yavaşça durdurdu arabayı. "Eve gir dinlen biraz. Akşam avukatla konuşup Ömer'i aratacağım." "Çok teşekkür ederim. Hakkını nasıl öderim bilmiyorum Doruk." "Kendini toparla Berk. Dışarıdan çok kötü görünüyorsun." Dediğinde Berk kafa salladı ve veda edip arabadan çıktı.

Eve girdiğinde mutfakta masa hazırlayan annesini gördü ve yanına gidip bir sandalye çekti. "Neredesin oğlum sen?" "İşim vardı anne." "Ne işin vardı acaba? İşten de izin almışsın. Bize yetecek mi o biriktirdiğin para?" Derin bir nefes aldı ve ayağa kalktı. Kafası dağılsın diye tek kalmak istememişti ama annesi ve babasıyla da konuşulmuyordu.

"Nereye? Sana soru sordum yetecek mi o para? Yarın pazara gitmem lazım, yağ bitmiş onu alacağım." Yavaşça arkasını dönüp annesine baktı. "Bana bir baksana anne. Şu halime bir bak. Nefes bile zor alıyorum, sen bana para diyorsun ya." Annesi bakışlarını başka tarafa çevirince "sabah bırakırım parayı. Ne almak istiyorsan alırsın." Dedi ve odasına gitti.


Yatağına oturup telefonunu çıkarttı ve Sarp'ı aradı. Tahmin ettiği gibi telefonu kapalıydı. Elindekini bırakıp kendini yatağa attı ve tavana baktı. "Ömer ne yapıyor acaba? Off." Yatamayacağını anlayınca kalktı ve kasalardan yaptığı kitaplığından bir kitap seçti. Daha önce alıp da okumaya fırsat bulamadığı bir kitaptı. Biraz okuyunca kendini kitaba veremediğini hissedip kapattı. Yine yere oturup dizlerini kendine çektiğinde telefonu çaldı. Ayağa kalkıp yatağına gitti ve arayan kişiye baktı.

Emir arıyordu. Aramayı yanıtlayıp kulağına götürdü. "Alo Berk napıyorsun?" "Evdeyim oturuyorum. Ömer'den bir haber mi var?" "Yok. Ben seni merak ettim, o yüzden aramıştım. Nasılsın?" "İyim. Sen?" "İyim ben de. Duydun mu biliyorum ama Sarp başka yere taşınmış." "Allah belasını versin onun, biliyorum. Nereye taşındığını biliyor musun?" "Yok maalesef bilmiyorum." Dediğinde Berk iç çekti.

"İşe gitmiyor musun Berk?" "Herkes bu soruyu soruyor. Gitmiyorum izin aldım." "Anladım. Senin için, iyi hissetmen için ne yapabilirim peki?" "İyim zaten. Sadece olan olaylar beni çok etkiledi galiba, kendime gelmekte zorlandım." "İşin yoksa biraz yürüyelim mi?" Diye sorduğunda itiraz edecekti ama vazgeçti. Tek başınayken kendini daha kötü hissediyordu ve dışarı çıkıp hava almak iyi gelebilirdi. "Olur." "Süper. Çıkıyorum ben o zaman, bakkalın önünde buluşuruz." "Tamam görüşürüz." Dedi ve telefonu kapatıp merdivenlerden indi. Dışarı çıkıp bakkala doğru yürüdü.

Onu bekleyen Emir'i görünce hızlandı ve yanına gittiğinde Emir gülümsedi. "Selam." "Selam" Diye karşılık verip birlikte yürümeye başladılar. "Yağışlı havalar geliyor. Yaz bitiyor." Dediğinde Berk kafa salladı. "Sever misin böyle havaları?" Diye sorduğunda, Berk "severim. Sonbahar ve ilkbaharı seviyorum." Dedi. "Ben de sonbaharı severim. Ne biliyim yapraklar düşüyor, yağmur yağıyor çok hoş. Böyle havalarda tek başıma yürümeyi seviyorum."

Berk tebessüm edip ona baktı. "Peki bu anı neden benimle bozdun ki?" Emir derin bir nefes alıp "Seninle bozmadım ki. Bu anı seninle geçirmek, yalnız olmaktan daha cazip geldi." Dedi ve göz ucuyla ona baktı. Emir'in söylediği şeye cevap vermeyip sessiz kaldığında yine o konuştu.

Seni Seyrederdim - BxB Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin