Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Tepki: Ormandayürüyüşyaparkenbizi fark etseler Part 1.
Slenderman: Senin onlara yakın bir mazide dolaştığını sen daha ormana girmeden önce fark etmiş olacaktır. Ve bu pekte hoşuna gitmeyecek, sonuçta senin tek başına bir ormanda ne işin var. Özellikle onların içinde bulunduğu bir ormanda. Senin proxy'ler den birini görüp görmemen umurunda değil. O ormana girdin ve oradan çıkamayacaksın.
Sen sadece biraz hava alma amacıyla rahatça dolaşırken bir anda kulağına sebebini bilemediğin keskin bir çınlama yayıldı. Bunu görüş bulanıklığı takip etti, keskin bir baş ağrısı ve burnundan akmaya başlayan oluk oluk kanlar. Bu aşamadan sonrasını göremeden baygınlık geçireceksin, sonrası ise basit. Uzun ahtapot kolunu andıran uzuvlar tarafından bir ağaç dalına asılı olan cansız vücudun.
Masky: Senin ormanda tek başına avale avale gezindiğini görünce kendi içinde küçük çaplı bir mutluluk yaşayacak. Slender'ın gözüne girebilmesi için aradığı olay ve kurban tam karşısında kendisinden habersiz bir halde geziniyor. Eğer yorgun bir gününe denk geldiysen kendini tebrik etmelisin çünkü bu adam cidden havasındaysa seni korkutmaya başlayacak. Ve bu sadece kendi zevki için. Fakat yorgun gününe denk geldiysen -ki bu daha olası bir durum- hiç kendini yormayacak.
Sadece kurşunlarla dolu olan vücudunun canlı olup olmadığını kontrol edecek ve olayı biraz süsleyerek Slender'a anlatacak. Mesela onları bulmak için gelen meraklı bir gezgin olduğun teranesi gibi.
Hoodie: Pekala seni ormanda dolaşırken görmekten hiç memnun değil. Zaten diğer proxy'lere göre daha çok görev alıyor ve birde öldürülmesi gereken sen varsın. İçinden sana karşı söylenmeye çoktan başladı. Ama şanslı sayılırsın çünkü seni korkutmak veya acı çekmeni izlemek gibi işlerle uğraşmayacak.
Sadece seni uzun bir süre gözetleyecek. Ve sen sadece bir anlığına arkanda duyduğun yaprak hışırtıları ile arkanı döneceksin ve BAM! Kafadan aldığın darbe ile yere savrulman bir oldu ve daha ölüp ölmediğin kontrol edilmeden gömüleceksin, ama merak etme bu adamın bir darbesi seni öldürmek için yeter de artar.
Ticci Toby: Senin ormanda öylece etrafa bakına bakına dolaştığını görünce bir ağacın arkasına yaslandı ve seni takip etmeye başladı. Aslında ilk başlarda seni öldürme gibi bir niyeti yoktu hatta ormanı terk etmeni bekleme kararı almıştı ama sen oradan ayrılmak yerine ormanın daha derinliklerine girince bu fikirden hızlıca vazgeçti. Ne olurdu yani ormandan çıksan.
Toby seni sessizce takip ederken, sen bir ağacın gövdesine yaklaşıp orada duran küçük mantarı incelemeye başladın. Toby bunu görünce göz devirip yavaşça yaklaşacak. Sen arkanda duyduğun küçük hışırtı ile tam arkanı dönecekken daha Toby'i göremeden başın vücudundan ayrılacak. O baltayı sana zalimce fırlattıktan sonra sakin adımlarla gelip baltasını alacak. Ve Toby senin az önce hayattayken incelediğin o mantarı ezip yoluna devam edecek.
Jeff The Killer: Daha yeni avlanmaya çıkmıştı ve işini bitirip eve dönüyordu, ormanda oyalana oylana yürürken birinin bir şeyler mırıldandığını duydu ve irkilip hızlıca bir ağacın arkasına gizlendi. Ağacın arkasından etrafa bakınırken tam karşıdan şarkı mırıldanarak dolaşan seni gördü, ve gördüğü anda yüzünü buruşturması bir oldu. Senin tek başına bu ormanda ne işin var, ve neden o korkunç sesinle ona acı çektiriyorsun.
Derin bir çekecek ve yeni kurbanlarının kanlarını üzerinde taşıyan bıçağını çıkartıp eline alacak. Yönünü değiştirip peşinden gelmeye başlayacak. Sen yürürken kulağında olan kulaklığa lanet edecek. Sırf korkman için bilerek çıtırtı sesleri çıkartıyordu ama sen bunları duymuyordun. Bu onun sinirini kabartacak ve o sinirlendikçe senin ölümün daha acı verici olacak. Sen şarkı ile eğlenmeye devam ederken bir anda boynunda keskin bir acı hissetmenle olduğun yerde donarsın, ki zaten bundan sonra hareket edemezsin. O bıçak çoktan boğazını deşti dostum.
Homicidal Liu: Hava almak için çıktığı ormanda bir ağaca yaslanmış bir şekilde gökyüzünü seyrediyordu, düşünceleri ve zihnini rahatlatmayı başarabilmişti. Vücudunu ve zihnini ele geçirmeye çalışan manyak 2. kişiliğin varlığını hissetmediği nadir zamanlardandı ve sen o anı bozmuştun. O ağaca yaslanmış oturuyorken tamda o ağacın arka tarafından ayak seslerini duyup hızlıca yerini değiştirdi ve seni izlemeye başladı. Senin ormanın derinliklerine doğru ilerlediğini görünce kaşlarını çatıp neden böyle bir şey yaptığını kendi içinde sorguladı. Fakat bunu boş verip seni takip etmeye devam etti.
Seni yakından takip ediyordu, takip etme yeteneğine güven duyuyordu ve kendisini yanıltmayacağından emindi. Ama pekte öyle olmadı. Tam bir adım atmıştı ki yerde bulunun kuru bir dalın çıtırdamasına sebebiyet vermişti ve tam o anda sende korkuyla arkanı döndün. Onu bir kaç metre arkanda görünce çığlığı basmıştın, Liu hızlıca sana yöneldi ve sen daha koşmaya başlayamadan kolunu yakalayıp seni yere yatırdı ardından sana bir kaç tekme savurdu. Sana acı çektirme gibi bir derdi yoktu ama kaçmaman gerekiyordu. Ve bunu başarmıştı. Sana attığı tekmelerden sonra kafadan yediğin kurşun ile hayata gözlerini yumacaksın.
Jane The Killer: Görevden yeni dönmüş malikaneye gidiyordu. Bugünlerde canı çok sıkılıyordu ve onun can sıkıntısını giderebilecek pek bir şey yoktu hayat her zaman ki monotonluğuyla tekrar ediyordu. Ormanda ağaçların arasında yerde bulunan yapraklara basmamaya özen göstererek giderken karşıda kendisine sırtı dönük bir figür fark etti ve kendini biraz uzakta bir çalılığa gizlendi.
Seni izlemeye başladığında yüzündeki endişeli ifadeyi görüp sırıttı komik gözüküyordun ve belli ki ormanda kaybolmuştun bir oraya koşturuyordun bir buraya. Çalılıktan çıkıp sana biraz uzakta olan bir alanda biraz ses çıkartmaya başladı, sesleri çıkarttıktan sonra senin tarafına baktı, korkuyla ormanın çıkışına doğru ilerlediğini görünce gururla sırıttı. Seni öldürmeyecek ama bunun tekrarlanmamasına dikkat etmen gerek. O zaman bu kadar anlayışlı olmayabilir.
Nina The Killer: Elindeki sigarayı derin bir nefes ile içine çektiğinde adımlarını hızlandırdı. Akşam olacaktı ve daha öldürülmeyi bekleyen kişiler vardı. Sigara dumanını havaya üfledikten sonra bir süre dumanı izledi, ve başını dumandan ayırıp karşısına çevirince tanıyamadığı biri ile göz göze gelmesi bir oldu uzun bir mesafeden gözlerinin içine korkuyla bakan seni görünce gözlerini kıstı ve daha iyi görmeye çalıştı.
Sen ise onun yüzünü gördüğün anda donup kalmıştın koşman gerekiyordu hızlıca buradan ayrılman ama sen korkuyla bir adım dahi atamıyordun felç olmuş gibiydin. Nina daha iyi görme umuduyla hızlı adımlarla yabancıya doğru yürümeye başladı tam 4. adımını atacakken karşısındaki kişinin güçlü çığlığı onunda öldürülmesi gereken bir kurban olduğunun işareti gibiydi. Ve ne var ki en yoğun gününe birde sen eklendin, harika. Sen deli gibi koşarken kurtulabileceğine inanıyordun taa ki bir taşa takılıp yere serilene kadar. Ve bundan sonrasında umarım Tanrı yardımcın olur.
Şimdilik bu kadar ballarım. Bu bölümün devamını diğer karakterler içinde yapacağım. Sağlıcakla kalın.