Tepki: Onlarla fiziksel temasa geçmeye çalışsanız.
(Öpme, sarılma, dikizleme, vb.)
Slenderman: Ona ondan izinsiz dokunma girişimi? Kafayı yemiş olmalısın. Onun yanında nefes alırken bile ondan izin alman gerek. Ama sen ona dokunmayı göze alacak kadar cesurlaşmışsın.
Bunu bir saygısızlık olarak görecek, ki zaten öyle. Ve sana bir ceza vermeyi düşünecek. Ağır bir şey değil, zor bir görev verir. Ya da daha bunaltıcı bir iş.
Masky veya hoodie ile konuşup, onlardan fikir almak isterse, yandın demektir.
Masky: Hayır, hayır, hayır. Ölüm fermanına imzanı çok güzel bir şekilde attın. Bırak ona sarılmayı, öpmeyi, parmağı parmağına değse sinirlenir. Ne haddine? Ne hakla? Özellikle ilaçlarını almadığı bir anda temasa geçtiysen halin fena.
Bağırıp çağırır ve tam anlamıyla drama king olduğunu düşünebilirsin. Sana saldırmaz. Ama öyle pis azarlar ki, ölmeyi yeğlersin.
Hoodie: Ona dokunduğunu hissettiği anda sana yargılayıcı bakışlarını gönderir. Sarılmak, öpmek bir yana, onun yanında oturma biçimine bile dikkat etmelisin. O böyle detaylara çok dikkat ediyor. Analitik zekasını kimse sorgulayamaz.
Eğer yanlışlıkla ve istemeden olduğunu belirtirsen seni anlayacaktır. Ama bile isteye yaptıysan, senden uzaklaşır. Tam anlamıyla.
Ticci Toby: Ona dokunma cesaretini nereden aldın bilmiyorum. Ama onun temastan, ten teması hariç, göz temasından, her türlü temastan nefret ettiğini biliyorsun. Göz göze gelseniz anında gözlerini başka tarafa çeviriyor.
Bunun dışında kalabalık ortamları da sevmiyor. Ama bunları bilmene rağmen ona dokunma cüretine bulaştıysan, sonuçlarına da katlanırsın. Sana vurmaktan hiç çekinmez. Tam anlamıyla kızgın boğa gibi üstüne atlar.
Jeff The Killer: Sorun değil, ona dokunabilirsin. Ama karşılığını da alır. Onun için bunlar kısasa kısas işler olduğu için en küçük bir şeyde karşılığını ister. Onun için çoğu şey karşılıklı. İster isteyerek temasa geç, istersen istemeden. Ne önemi var? Dokunduysan dokunmuşsundur.
Ama eğer küçük bir temas ise görmezden gelmesi olası.
Homicidal Liu: Tam anlamıyla, temasa karşı fobisi var. Asıl kişiliği, entelektüel ve girişimci olsa da böyle konularda ezilip büzülüyor. Ona bakma, ona dokunma, onun özel alanına girme, onu darlama. Onu zaten kasan bir diğer kişiliği varken onunla uğraşma.
Onla temasa geçme sebebin bile isteye yaptığın bir şeyse sertçe uyarır. Ama eğer Sully ortaya çıkarsa, temasın karşılığını ister.
Jane The Killer: Aslında temasa karşı fazla kin gütmüyor. Özel alanı istila edilmediği sürece o çok rahat olur. Erkeksen fazla nazik tavırlar bekleme, ama kadın olup, yine de onu kasarsan sen de hak ettiğini alırsın.
Onun dışında senin hakkında ki düşünceleri olumlu ise yaptığın hataları görmezden gelmesi olasıdır.
Nina The Killer: Hiç sorun değil. Ciddi anlamda temasın ona zarar vermediği sürece etkileşime geçebilirsiniz. Böyle şeyler onu aşırı rahatsız etmiyor. Ve açıkçası temasa bağımlı, ve teması sevdiğini sana açıkça söyler. Onun kucağına bile oturabilirsin. Böyle şeyleri fazla kafaya takmıyor.
Eyeless Jack: Aynı odada bulunsanız rahatsız olacak bir yamyama dokunmak? Delirmişsin. Ona dokunduğun anda, her neredeysen, ormanda, malikanede, görevde neredeysen seni kolundan tutup başka bir yere savurur.
Cidden sinirlenirse vahşi doğasına yenik düşer. Bir kaç organına veda edersin. Ve belki de ipin ucunu kaçırır. Farkına varamaz, ve ölürsün.
Laughing Jack: O temasın farkına bile varmaz. Varsa da neden umursasın? Onun gibi bir mistik canavar, senin iki kuruşluk temasını kafaya takamaz. Ve o diğer katillerle aynı düşünce yapısında değil. Hepsi deli, manyak katiller. Ama Jack direkt bir mistik ruh.
Onun sırtına bile atlayabilirsin. Eğlence anlayışı, sinirlenmesine izin vermez.
Ben Drowned: O çoğu zaman zaten dış dünya ile ilgilenmiyor. Yani başına gelen şeyleri, fazla kafaya takacak, ve kendisini kasacak türden birisi değil. Onun canını sıkacak şeyler yaparsan tabii sinirlenir. Ama onunla temasa geçmek, sinirlenmesine sebep olacak şeyler arasında yok.
Yanlışlıkla dokunduysan falan, hiç ama hiç umursamaz. Ama bile isteye yapıyorsan, gururu okşanır. Senin ona sempati beslediğini düşünür, ve egosu yere göğe sığamaz.
Puppeter: Onun sinirleneceği çok az şey var, ve temasa geçmek de bu şeyler arasında. Özel alanı, onun özel alanıdır. Ve kimse bu alana adım dahi atamaz. Böyle şeylerden rahatsızlık duyuyor. Onun sana, senin ona dokunabilmen için somut bir neden lazım.
Görev, çıkarlar, iş bu gibi durumlarda, teması kafaya takmaz. Ama eğer bu gibi durumlar dışında dokunursan, onun parlak ipleri ile çatışırsın.
Bloody Painter: Temas ile ilgili büyük sorunları var. Bu katil olmadan önce de vardı, ve hala var. Onunla temasa geçmeden önce, büyük duvarlarını aşman gerek. Gerçi duvarlarını kırsa bile, sarılmak, dokunmak, öpmek gibi şeyler onun seçeneği bile değil.
Ona dokunursan çok ama çok sinirlenmez, uyarır, ve daha yapmamanı ister. Ama bir kez daha yaparsan bir volkan gibi patlar.
Jason The Toymaker: Ona ondan izinsiz dokunabileceğini, dokunmayı bırak sarılabileceğini düşünüyorsan, güldürme. Ondan izinsiz hiç bir şey yapamazsın. Kontrolün kendisinde olmasını istiyor. Her anlamda. Onun hoşuna gidecek bir şey yapsan dahi, bunu sana göstermez.
Eğer onunla temas halinde olmaya ısrarla devam edersen, senin kendisine hayran olduğunu bile düşünür. Ve bir bakıma seni manipüle etme girişimlerinde bulunur.
Red Angel: Anlatmama gerek var mı? Parmağın parmağına sürtünse, bunu cilve olarak algılayabilir. İnkar edersen naz yaptığını düşünür. Saldırmayı denersen flört tarzının böyle olduğunu sanır. Hastalıklı bir zihini var, ve bunu belli ediyor.
Eğer ona bilerek temasta bulunuyorsan, tek iyi tarafı temasının karşılığını verir.
Sally Williams: Küçük bir çocuk değil. Büyük bir ruh, küçük bir beden. Temasın ne kadar iğrenç bir şey olduğunu biliyor. Ve geçmişinde yaşadığı şeyler yüzünden herkese karşı kendisini koruma çabasında. Ona dokunma girişiminden rahatsız olup olmayacağı, seninle olan ilişkisine bağlı.
Eğer ısrarla onunla temasa geçersen. Muhatabın Sally değil, Slender olur.
Judge Angels: Aslına bakarsan dokunabilirsin. O kadar da fokurdayacak, rahatsız olup, dünyaları yakacak birisi değil. Tek sorun seninle anlaşıp anlaşmaması. Eğer sevdiği, veya saygı duyduğu biriysen sıkıntı yok. Ama seni sevmiyorsa, bırak dokunmayı, yanında bile bulunamazsın.
Nurse Ann: Temastan nefret ediyor. Ama bu karşı tarafın temasına karşı olan bir şey, yani o sana dokunabilir. Sen ona dokunamazsın. Bu kadar basit. Sana saygı duyuyor, ve gözünde değerli bir yere sahip olduğunu düşünüyorsa küçük bir teğet geçebilir.
Ama temasta ısrarcı olursan, seni sevsin sevmesin. Saldırmaktan çekinmez, sinirlenmesi yeter.
ClockWork: Kısa ve net. Hiç bir şekilde onunla temasa geçemezsin. Geçmişinde yaşadığı travmatik şeyler, temasa, sevgiye, duygulara olan her türlü bakış açısını köreltti. Temasa geçtiğin anda bunu bir savaş ilanı olarak algılar. Dokunduğun savunma pozisyonu alman gerek.
Uzun zamanın ardından yeni bir bölüm. Bu aralar bir tık yoğun olduğumdan bölümleri hızlıca yazamıyorum. Hepsi taslakta duruyor. Ve yarım bir şekilde.
Ama yine de bunları paylaşmak zevk veriyor. Hepinize mutlu günler, ve iyi geceler. Sağlıkla kalın <3

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Creepypasta Tepki
FanfictionKitap başlığından anlaşılacağı gibi tepki kitabı olacaktır. Sahte ve saçma tepkiler olmayacak. Diğer kitapla ilgili konular kitapta açıklanmıştır.