2

1 0 0
                                    

1 hafta sonra
O olaydan tamı tamına 1 hafta geçmişti ve ben o olaydan sonra, beni kurtaran çocuğu hiç görmemiştim. Her gün belki bir umut onu tekrar görürüm diye her zaman çatı da onu bekliyorum fakat o hiç gelmiyor. Çabamın saçma olduğunun farkındayım ama en azından onu bir kere daha görebileyim, ona bir kere daha bakabileyim istedim. Tanımadığım birisi olabilir biliyorum ama o gün orada olmasaydı belki de ben ergence hareketimin karşılığını çekerdim. O benim kurtarıcımdı. Yine her zaman ki gibi çatıya çıkmıştım.

"Acaba vaz mı geçsem?"
"Ya hiçbir zaman gelmezse?"
"Belki de kaderim de ölüm olmadığı için beni kurtarmaya gelen bir melekti sadece."

Düşüncelerimin hepsinden kurtulmak istedim ama yapamadım. Oturduğum yerden kalkacakken omuzumda bir el hissettim.

"Çatı da oturmak için hava biraz fazla soğuk değil mi sence de?" mavi gözleri bana şefkatle bakıyordu.

İşte gördüm, sonunda onu görebildim.

Yanaklarım kızarmıştı. Yanaklarım neden kızardı bilmiyorum ama ilk defa bir insanı gördüğüm için bu kadar mutlu olduğumu hatırlıyorum. Saçımı karıştırdım.

"Bilmem, çok mu soğuk?"

"Bence çok soğuk. Sarı civciv," Eğildi ve elleriyle sarı saçlarımı okşadı. "Minik sarı civciv."

Tanımadığım birisi. O tanımadığım birisiydi ama neden böyleydim ben? Aklımı kaçırmışım.

"Sarı civciv?"

"Saçların sapsarı, civcivlere benziyorsun. Ayrıca fena çocuk da değilsin."

"Etkilenmemeliyim."

"Hayır sadece dalga geçiyor."

Düşüncelerime rağmen domatese dönüşüyordum. Kendime engel olamıyordum.

"Lütfen daha fazla iltifat et. Lütfen, daha fazla."

Bana daha fazla iltifat etmesini istemem saçma bir şeydi. Onu daha tanımıyordum bile.

"Şey," dedim ona bakarak. "Senin adın neydi?"

"Deniz," dedi. "Adım Deniz."

"Memnun oldum Deniz," dedim. "Ben de Tuğra."

"Tuğra demek," dedi alt dudağını büzerek. "Güzel isimmiş."

Adımın güzel olduğunu söylediğinde dudağımın kıvrılmasına engel olamadım. "Senin," dedim. "Senin ismin de çok güzel, ismin gözlerine benziyor, masmavi, deniz mavisi."

"Öyledir," dedi. "Sarı civciv."

"Benim bir adım var yalnız," dedim. "Adım Tuğra."

"Ama," dedi. "Civciv sarısı saçların var, sana civciv demek varken Tuğra demek pek yaraşır olmaz."

"Her neyse," dedim. "Bu okulda mı okuyorsun."

"Evet bu okulda okuyorum," dedi. "Yani aslında daha yeni nakil oldum, 11. Sınıfım."

"Benden büyüksün yani," dedim. "Ben 10. Sınıfım da."

"Ben seni 9. Sınıf sanmıştım," dedi. "Çok küçük görünüyorsun."

Bir bebek gibi dudaklarımı büzdüm ve Deniz'e yanaklarımı şişirip baktım. "Küçük değilim ben."

Deniz'in ağzından ufak ama etkileyici bir kahkaha çıktı. Kahkahasını bastırmak için karnını tuttu ve yanıma eğilip oturdu ve saçlarımı karıştırdı. "Demek öyle ufaklık, hâlâ benim için küçüksün. Abisinin birtanesi."

"Abisinin birtanesi mi dedi o? Odun herif ne bekliyordum ki."

"Abimmm," derken özellikle m harfini uzatmıştım ve Deniz'e bakmıştım.

Deniz etkileyici mavi gözleriyle bana derince bakıyordu. "İçeri girelim, üşütme civciv."

Deniz'e bakarken dalmıştım, Deniz konuştuğunda ise kafamı iki yana sallayıp gözlerimi Deniz'in okyanus gözlerinden çekmiştim. "Tabii, girelim içeri. Sınıf, okul falan."

Ayağa kalkmıştım ve Deniz ile beraber o kapıdan son kez olmamak üzere çıkmış ve o kapıyı kapatmıştık.

---------------------------------------

UZUN SÜRE OLDU AMA ATTIM. BÖLÜM ATTIM.
UMARIM SEVERSİNİZ.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 10 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Little Star || BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin