3.

505 32 98
                                    

BENİ KULLANDI MI?!
.
.
.
Gözlerimdeki yaşları tutamıyordum. Zilin çalmasıyla yüzüme su çarpmak için ileriye adımladım.

Yüzüme birkaç kere su çarptıktan sonra aynaya geri döndüm.

-nefret ediyorum ondan.

Saçımı arkaya atıp karıştırdıktan sonra hafif kızarmış gözlerimle kapıya doğru yürüdüm.

Sınıfa gitmek istemiyordum. Sonsuza dek ona sövmek, utandırmak istiyordum.

Sınıfa doğru yürürken Seungmin'in odasının kapısına bakmıştım. İçeride olduğunu fark edince kulağımı hafif kapıya yaklaştırdım.
"Ah!"

Sesi duyduğum gibi geri adımlamış, elimi ağzıma götürmüştüm.

Kullanılıyordum. İnkar edemez. Asla..

Biraz daha dinlemek için geri yaklaştım.
"Sakin olsana. Acıtmıyor, abartma."

Gözümü devirip arkamı döndüm.

Açıklayacak şeyi yoktu. Haklıydım. Her taraftan,
Her yönden.

Hızlıca sınıfa doğru koşmuştum. gözlerimdeki yaşları tutmaya çalışıyordum.

Beni sevmiyor, üstüne benden sonra başka biriyle sevişiyordu. Nefretimi saklayamazdım.

Ona en kötü şekilde trip atmazsam Yang Jeongin değilim.

Sınıfa girdiğimde ilk Jisung, sonra ise hoca bana bakmıştı.
-Jeongin? Neredesin sen?
-hocam biraz hastaydım özür dilerim..
-tamam. Geç.

Yavaşça en ön sıradaki yerime doğru yürümeye başlamıştım.
-"lanet gitsin. Neden ben bunu yaşıyorum ya..?"

Sırama oturduğumda kalçamda hissettiğim hafif ağrıyla gözlerimi kıstım.

Hala acıyordu ve daha ne kadar acıyacak, bilmiyordum.

Bunu yaşamak istemiyorum. Neden onunla sex yaptım ki? Sevdiğim için miydi? Hayır. Sadece azdırdı. Heromonları ve kendisiyle.

Sadece kendime engel olamadım o kadar..
Bu suç sayılmaz bence?

İstiyor muydum? Hayır. Sadece azdım.
Bunu daha ne kadar söyleyeceğim bilmiyorum ama bunu aklıma sokmam gerekiyordu.

Birkaç dakikaya; benden bir-iki yaş küçük olan bir çocuk kapıyı çalıp içeriye girdi.
-merhaba hocam. Yang Jeongin bu sınıfta mı?

Hoca bana baktı, ardından elimi hafif kaldırdım.
-güzel. Edebiyat hocası odasına çağırıyor.
Hoca çocuğa geri döndü.
-ne alakası var? Dersimden çocuk mu alıyor?

Çocuk hocaya dönüp kendinden emin bir şekilde konuşmaya başladı:
-hayır efendim. Bütün ders kalmayacak. Sadece 5-10 dakika.

Hoca bana geri döndü.
-iyi git.

Ayağa yavaşça kalktım. Jisung'a baktıktan sonra bu hareketlerimden gitmek istemediğimi anlamıştı ama yapacak birşeyi olmadığı için sustu.

Ağır adımlarla kapıya kadar geldiğimde çocuk beni odasına kadar götürdü.
-iyi şanslar, Jeongin.

Neden dediğini anlamak için kafamda tekrarladım. Şansa neden ihtiyacım olacaktı ki?
Hah, saçmalık.

Kapının koluna elimi atıp yavaşça açtım ve içeriye adımladım.
-ne oldu?

Telefonundan bana döndü, ayağa kalktı.
-otur.
-neden? Beni mi sikeceksin yine?
-ne alakası var Jeongin? Sadece otur. Birşey konuşmamız lazım.

𝙊𝙙𝙖𝙢𝙖 // 𝙎𝙚𝙪𝙣𝙜𝙄𝙣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin