buluşma;

4.8K 76 13
                                    


Saatlerdir yatakta uyku uyanıklık arasında gidip geldikten sonra nihayet yataktan çıkabilmiştim.

Anlaştığımız gibi konum atacaktım fakat nerede, ne zaman olmalı bilemiyordum. Sadece bir an önce yapmalıydım ki anlaşıp bu beladan kurtulabileyim. Evet, kesinlikle hemen, bugün bu işi bitirmeliydim. Ya her şey daha kötüye giderse korkusu içimde büyüyüp duruyordu. Umarım yanılıyorumdur.

Derin bir nefes alıp düşüncelerimden arınmak için duşa girdim. Hızlıca aldığım duştan sonra kurulanıp dolabın önünde dikildim. Ne giymeliydim acaba. Çok özenmeden herhangi bir parça giymek en mantıklısı. Biraz düşünüp siyah-beyaz çizgili sweatshirtte ve kot pantolonda karar kılıp hızlıca üzerime geçirdim. Saçlarımı kendi hâlinde bırakıp canlı gözükmek için hafif bi gloss ve maskaradan sonra hazırdım.

Kendime son bir kez aynada bakıp, buluşma için mahallenin en işlek kafesinde karar kıldım.

Ahsen: Evimi biliyormuşsun zaten, buradaki çiçek kafe, saat 13.00 da.

Attığım mesaj anında görüldü olurken göz devirdim, resmen çattım bir psikopata.

Sapık: Tamam yavrum.

Yazdığı mesaja da göz devirdim. Son birkaç saattir göz devirmekten şaşı kalacaktım resmen.

Saat 12.40'dı. Hazırlanıp yazmam saçma olmuştu ama bilmiyordu sonuçta umarım beni bekletmezdi. Çantama anahtarlık ve cüzdanı atıp konverslerimi ayağıma geçirdim. Kapıyı kapayıp usulca merdivenleri arşınladım. Umarım bu saçma şeyden kurtulurdum da sakız gibi uzamazdı. Lanet merakım yüzündendi her şey. Ne olurdu sanki cevap vermeseydim hatta ve hatta hiç indirmeseydim...

Kafeye gelene kadar aklımda milyon tane düşünce geçmişti. Hafiften soluklanıp yeşil temalı cıvıl cıvıl duran kafeye giriş yaptım. Bu kafe bile sakinleştirmedi beni.

Saat 12.50'ydi. Henüz 10 dk vardı buluşmaya. İçeriye göz gezdirip hafiften dolu olan kafede en göz önünde olan masaya yöneldim, canımı pazarda bulmadım ya sonuçta.

Masaya oturduktan sonra yanıma gelen garsondan su isteyip beklemeye başladım. Birkaç dakikanın ardından sonunda saat 13.00 olmuştu. Derin bir soluğu daha ciğerlerime hapsederken kafenin giriş kapısında iri cüsseli bir adam belirdi, O'ydu. Gelmişti. O kadar uzun boyu vardı ki daha konuşmadan dizlerim titremeye başlamıştı. Boyumdan büyük işlere kalkışınca bedenimin bana oyunu. Nereden bulaştım bu adama Tanrım?

Gözlerim giydiği siyah takıma kaydı. Kaliteliyim diye bağıran takımın içinde, gözlerini avına dikmiş avcı gibi bana diken dev, koca adımlarla masaya gelmişti bile. Titrek bir nefes dudaklarımdan kaçarken ayağa kalkıp gözlerine bakmak için başımı geriye yasladım. Ne kadar uzundu bu böyle, eyfel yanında halt etmiş. Kendi düşüncelerimde boğulup yok olabilir miydim? Yoksa bu adam beni bakışlarıyla yok edecekti.

İkimizde susmuş birbirimize bakarken sessizliği bozan o olmuştu. "Yakından daha bir güzelsin." Söylediğiyle utanırken bundan zevk alır gibi dudakları yana kıvrıldı. "Hoş geldin, hızlıca konuşup şu lanet sorunu ortadan mı kaldırsak hani?" Nefes almadan konuşup kalktığım yere geri otururken, karşımdaki adam da sandalyeyi geriye çekip yerini almıştı.

Bakışları o kadar sertti ki kendimi böcek gibi hissettim gerçi giydiği kıyafet ve benimkine bakılırsa yanında sönük kalıyordum zaten.

"Hoş buldum, Ahsen. Ortada bi sorun yok, açık ve net konuşucam merak etme." Sözlerinden sonra pis pis sırıtmasıyla göz devirme isteğimden zor vazgeçtim.

"Evet, dinliyorum. Çabuk olursan, anlaşıp tokalaşıp konuyu kapatalım. Daha okula gidicem." Bıkkınca söylenmemden sonra ciddi yüz ifadesini takınıp masada sanki mümkünmüş gibi daha da yakınlaştı. Ellerini masanın  üstünde birleştirip dudaklarını ıslatıp göz kırptı. Bunların hepsi sabrımı sınamak içindi net. Yoksa şimdiye kim olsaydı yerimde üstüne atlamıştı bu tapılası vücuda sahip adama.

"Öncelikle senden tek isteğim bana şans vermen. Daha seni tanımıyorum ne şansı dersen haklısın. Hem tanışır hem sevişiriz sorun değil." Söyledikleriyle sırıtmasıyla göz devirdim. "Devirme o gözlerini, nefret ederim." Yanımıza gelen garsonla susmak zorunda kaldı. Suyu bırakıp giden garsondan sonra sözlerine sinirden kırmızı olmuş hâlimle cevap verdim.

"Sana mı sorucam ne yapıp yapmayacağımı?" Sinirlerimi bozuyordu. Daha tanımadan böyleyse tanıştıktan sonra sonum deli hastanesi olurmuş net.

"O güzel ve küçük ağzının terbiyeye ihtiyacı var belli. Yarına kadar düşün ve kararını ver. Zorla olmasını istemezsin dimi? İkimizde eğlenip zevk alabilirken ki kaybedecek hiçbir şeyin yok, işleri zorlaştırma güzelim." Söylediklerini sonra düşünecektim. Aptal ergenler gibi istemem yan cebime koy yapıyordum adama.

"Tamam, düşünücem. Hâlâ istemezsem ısrar etmeye devam etmeyeceksin ama tamam mı?"

"Söz veremem ama tamam." Göz devirmicem, göz devirmicem...

"İyi o zaman anlaştığımıza göre kalkayım ben." Söylediklerime paralel yerimden kalkarken, ayı da pardon... Doğu Bey hazretleri de ayağa kalkmıştı. O ayağa kalkınca masaya çevrilen bakışlardan rahatsız olmuştum. Ki o geldiğinden beri sağ masadaki çakma sarışın ağzının suyunu akıta akıta bakıyordu.

Gözleri stresten ısırdığım dudaklarım ve gözlerim arasında gidip geliyordu. Diken üstünde gibiydim. Uzattığı ele bakıp sonra gözlerine baktım, çok ciddiydi. Yiyorsa tutma der gibi. Omuzlarımı yenilgiyle düşürüp uzattığı eline bıraktım elimi. Koca ve damarlı elinin arasında yok olmuştu elim. Teni o kadar sıcaktı ki... Ahh ne saçmalıyordum. İyice salaklaştım.

Avucuna bıraktığım elimi hafifçe sıkıp baş parmağıyla okşarken aniden çektim elimi. Yoksa eritip yok olacaktım karşısında.

Tavrımla kaşları yukarı kalkarken alayla sırıttı. "Küçük dokunuşumla kuş gibi titredin." Koca adımlarla yanıma gelirken hafif eğilip kulağımın dibinde fısıldayarak. "Sıcak ve damarlı elimin bacaklarının arasında, etini eze eze, duvarlarına değdiğini düşünsene... Güzel olmaz mıydı?" Tekrar kahkaha attı. Sesi içimi gıdıklıyordu. Deliricem.

Kendimi geri çekip "Görüşmemek üzere." Diyip kafenin dışına zar zor attım kendimi. Titreyen bacaklarım bana hiç yardımcı olmuyordu. Söylediklerine kafa yoracaktım şimdi de. Ne bitmez bir şeydi böyle. N'olmuştu bana böyle birdenbire?

BÖLÜM SONU•

Bölümü beğendiyseniz beğenip destek olursanız, sevinirim.

KIZIM +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin