felixten
uzun bir sürü kendimi toparlayamamıştım ama artık iyiyim arkadaşlarım yanımda ama ondan hala haber yok artık ümidimi yitirdim. dediği gibi kendimi sadece kariyerime verdim ve bunun sonucunda da iyi bir iş çıkardım, şuan Kore'nin en büyük şirketleri arasına giriyorum.
akşam eve geç gelmiştim, içeri girmiş ışıkları yakmıştım "hayatım...maria neredesin" evi dört köşe aramıştım ama yoktu bir dakika son bir oda
onun için hazırladığım oda
oraya girmez değil mi?
hızlı, hayır koşar adımlarla en üst kata çıkıyordum...
tanrım kapı açık odanın önüne geldiğimde h-hayır
"MARİA KALK HEMEN SANA KAÇ KERE DEDİM BURAYA GİRMEK YASAK" olabildiğince sesim yüksek çıkmıştı o yataktan kalkıp hızla merdivenlerden aşağı iniyordu bende odanın ışığını kapatmış kapıyı kilitliyordum.
aşağı indiğimde oturma odasında ki yer yatağında uyuyordu bende kanepeye geçtim "ah hemen küsme gel yanıma" göz ucuyla bana bakmış olduğu yerden kalkıp yanıma ilerliyordu "gel kızım gel"
kanepeye çıkmış kafasını dizimin üzerine koymuş uyuyordu kafasını sevdim
maria (medya) benim neşe kaynağım onu 2 yıl önce sokakta yavru iken buldum. soğuktan tir tir titriyordu bende o gün sahilden eve geliyordum onu aldığım gibi veterinere gittim bakımı her şeyi yapılmıştı ona bir süre baktım sonra artık onu bir barınağa vermem gerektiğini düşündüm... barınağa vardığımız da onu yere indirdim karşından adam geliyordu maria arkama saklanmaya çalışıyordu... biraz kovalamacadan sonra maria'yı en sonunda tutmuşları ama sanki kötü birşeymiş gibi insanlara saldırıyordu yanına gittiğimde ilk bana da havladı yavaşça elimi ona uzatınca ilk kokladı sonra ise başıyla uvucuma sürtünmeye başladı
o günden sonra maria ve ben aramızda kimsenin koparamıyacağı bir bağ oluştu
şimdi ise maria kucağımda uyuyor bense telefon da boşboş geziniyorum maria'yı bırakıp mutfağa yöneldim kendime atıştırmalık birşeyler hazırlamaya başladım şans bu bilmiyorum ama ramen kalmamıştı biraz düşünür gibi yaptım sonra anahtarı alıp kapıya yöneldim bunu gören maria durur mu hızla yanıma geldi onunda tasmasını takıp çıkmıştım bizimkilerle tam bir haftadır ne konuşuyoruz ne de mesajlaşıyoruz kendimi o kadar işe kaptırdım ki onlara zaman ayıramadım telefonu çıkartıp
chan hyung yazan aramaya tıkladım...
"a-alo kimşinis" ha telefondan neden çocuk sesi geliyor ki
"merhaba tatlım chan hyung orda mı veya senden büyük birisi varsa ona verebilir misin?"
"hım hım baba!!!" bir şeyler konuşuyorlar ama ben anlamıyorum ses çok yetersiz geliyordu
Bi Anda telefonun kapanmasıyla şaşırmıştım...kısa süre sonra mesaj gelmişti
chan hyung
felix tuvaletteydim duymadım bir sorun mu var
ben
hyung o kız kim
chan hyung
o bir arkadaşın kızı
ben
hmm neyse müsaitsen sana geleyim dedim uzun zamandır görüşmedik
chan hyung
tatlım isterdim ama arkadaşım var evde başka zaman olsa olmaz mı
ben
hyung sadece bugün müsaitim ama sorun değil arkadaşınla ilgilen sen
görüşürüz
chan hyung
felix...
neyse o zaman görüşürüz
görüldü
telefonu kapatıp dışarı çıktım maria önden ben arkadan yürüyorduk market chan hyungların evine yakındı markete gitmeden ona uğrardım...
evin önüne gelmiştim cidden evde misafirleri vardı o kızın sesini duyabiliyordum kapıyı çaldım...bir kere daha ... bir kere daha tam bir kere daha çalıyordum ki kapı açıldı
"BEN BAKTIM HYUNG-"
S*KTİR S*İKTİR S*İKTİR
"lix..."
"hyunjin..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Herkes ikinciyi hak eder
عاطفية"sen benim için bir hediyesin, seni asla başkalarıyla takas etmem, çünkü seni kaybetmek benim için ölümle eş değer, yaptığım hatalar asla geri dönüşü yok ama seni tüm benliğimle seviyorum"