Mustafa ile ikimiz birlikte boş sokakta dolaşırken bir yavru köpek gördüm. Mustafa'ya "Bu tarafa gel." diyip köpeği elime aldım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Aç mısın?" Havlayarak sanki evet demeye çalışıyormuş gibi kucağımda zıpladı. Mustafa'ya baktım ve o da gülümseyip "Açık petshop bulalım gel." dediğinde yavaş adımlarım hızlandı. Biraz yürüdükten sonra Söğüt Anadolu Kloje'nin (Şimşek ve Çınar'ın okulu) pasörü ile karşılaştık.
Çok tedirgin görünüyordu ve yanımıza gelip bir anda "Savaş nerede?" diye sordu. "Seni niye ilgilendiriyor ki?" diyip cevap vermesini bekledim. Elini dizine koymuş nefes alıp veriyordu. "Yurtta olma ihtimali var mı?" dedi. Mustafa benim önüme geçip "Bilemiyoruz o kadarını. Hafta sonu eve gidicem demişti bize." diyip kollarını göğsünün üstünde birleştirdi. "Sen niye soruyordun?"
"Telefonu çalmıyor, arasanız? Allah aşkına soru sormayın." dediğinde telefonumu çıkarıp Lavin'i aradım ve hoperlöre aldım.
"Efendim" sesi çok uykulu geliyordu.
"Savaş yanında mı?"
"Niye soruyorsun?"
"Söğüt'ün Pasörü onu soruyor."
"O kim?"
Lavin'in dünyadan haberi yoktu. "Yurtta değil."
Telefonu kapattığım anda adının Şimşek olduğunu öğrendiğim çocuk koşmaya başladı. Mustafa bir süre boş boş baktı ve "Lavin ve Savaş flörtleşmiyor muydu, Mert? Ben mi yanlış anladım acaba." diye bana çıkıştı. "Ben de öyle biliyorum."
Yavru köpek çenemi ısırınca "İlk mama alalım sonra hemen yurda gidelim." diyip Petshop'a girdim ve mama alıp köpeğe elimle yedirdim. Mama bittiğinde köpeği yere bırakıp Mustafa'nın elini tuttum ve koşabildiğimiz kadar hızlı koşup yurdun önüne geldik. Boştu. Heryer bomboştu.
"Bir şeyler ters, Mert." dedi Mustafa düşünceli bir sesle.
"Bir şeyler değil, hersey ters."
Çınar Özgür
Şimşek olmadığı için çok yalnız hissediyordum. Onu arayıp bir süre açmasını bekledim.
