Üniversite için fazlasıyla heyecanlıydım. Ne de olsa yeni bir hayatın başlangıcıydı. Ama tek sıkıntısı eşyalar...evet evet eşyalar. Şimdi kim bu eşyaları yerlerine dizecekti?
Ben...
Ve çok üşeniyorum.
Kendimi yatağa atıp iç çektim. Keşke bir oda arkadaşım olsaydı diye düşünmeden edemedim. Kişisel alanıma düşkün olduğum için apartta tek kişilik oda kiralamıştım ama şimdiden yalnızlığı iliklerime kadar hissettim.
İç çekip benimle birlikte yatağın üzerinde olan telefonumu alıp saatime baktım. Akşam olmuştu...
Ah evet! İnternetten tanıştığım arkadaşımla buluşacaktım. İnternette aynı bölümde olacağımı öğrendiğim bir kızla tanışmıştım ve Paradis'e geldiğimde buluşacağımıza dair söz vermiştik. O yüzden hazırlansam iyi olur.
Hızla yataktan kalkıp koca valizimi açıp içinden siyah mini elbisemi çıkardım. Bu elbise kesinlikle her belayı kendine çeker...mükemmel!
Makyaj malzemelerimi çıkarıp geceye uygun bir makyaj yapıp saçlarımı düzenledim. Övünmek gibi olmasın ama bir tanrıça güzelliğine sahibim. En azından babam hep öyle söyler.
Gülümseyerek arkama yaslandım. Sanki babam buradaymış gibi hissettim. Saçlarımı okşarken bana bıyığının altındaki muhteşem gülümsemesini sunup, 'Benim kızım tıpkı bir tanrıça gibi çok güzel', dediği sesini duymadan edemedim.
Annem neyse de babamı çok özlemiştim. Annemle de iyi anlaşırdık ama ben babamın kızıydım. Ne de olsa ailedeki 8 çocuktan tek kız bendim.
Hazır olduğumu fark edince topuklu ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Hava fazlasıyla güzeldi. Sıcak ve tatlı bir rüzgar esiyordu. Gerçekten huzurlu bir akşamdı. Ve her şeyin başlangıcı olan akşamdı...
Telefonumdan arkadaşım Hange ile buluşacağım yere baktım. Çok geçmeden buluşacağımız kafenin önünde olduğumu fark edince gülümseyerek içeriye girdim.
İşte oradaydı...
"Hange!"
"Y/N! Aman tanrım resimlerden daha güzelsin!", gülerek yanıma geldi ve bana sıkıca sarılınca bende aynı şekilde ona sarıldım. Sarılma faslı bitince beraber bir masaya oturduk ve sohbet etmeye başladık.
"Sonunda buluştuğumuza sevindim Y/N. Üniversiteyi yalnız geçireceğim diye ölüp ölüp diriliyordum!", Hange cümlesini bitirdikten sonra kahkaha atınca ona gülümsedim.
"Bende çok mutluyum Hange. Açıkçası bende arkadaş konusunda endişeliydim ama...seni buldum!"
Biz sohbet ederken bakışlarım ilerimizdeki kalabalık masaya takıldı. Adamlar yüksek sesle konuşuyor ve gülüşüyordu ama aralarından biri sessizdi. Tuhaf...ben kahkaha dolu arkadaş ortamında asla sessiz kalamazdım.
"Ah tatlım onlar asker.", Hange nereye baktığımı fark edince açıklama yaptı. "Çok zorlu bir görevden gelmişler. Ve duyduğuma göre uzun süre buradalar. Baksana ne kadar yakışıklılar. Askerlere bayılıyorum! Hele o silahlarına! Tabancalarına off!"
Kıkırdadım. "Neden gidip konuşmuyorsun? Belki sana askerlikle ilgili bir şey anlatırlar."
Hange dudaklarını büzdü. "Tek gidemem ki beni deli sanıp anında şutlarlar kesin. Biraz heyecanlı bir tavrım var da."
"Seninle gelirim. Hem belli mi olur belki biriyle tanışırım.", sinsi gülüşüm Hange'nin hoşuna gitmiş görünüyordu. Hızla ayağa kalkıp elimi tuttu ve bizi o masaya götürdü. Geldiğimizi fark eden askerler bize merakla bakınca Hange gülümseyerek gözlüklerini düzeltti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış
FanfictionHer şey Y/N L/N'nin üniversite için yeni bir şehre gelmesiyle başlar.