Chapter 3: Cursed Mirror

29 7 0
                                    

Chapter 3: Cursed Mirror

Duyduklarımla deliye dönmüş bir şekilde annemi aramaya başladım. Yuna'yı görünce onu hemen durdurdum.

"Annem nerede?"

"Odalarında dinleniyorlar, efendim." Merdivenleri çıkmak üzere oradan ayrıldım. Kafayı sıyırmak üzereydim. Bunu nasıl yapar? Jimin'i nasıl sürgün eder?

Kapıya vardığım gibi tıklayıp tepki vermesini bekledim. Aldığım onay komutuyla içeri girdim.

"Anne." Üzerindeki sabahlığı düzeltip ayağa kalkıyordu.

"Ne oldu, Jungkook? Bir sorun mu var?" Histerik şekilde güldüm. Dalga mı geçiyordu?

"Jimin'i nasıl sürgün edersin? Nasıl yaparsın bunu?" Annem sanki önemsiz birşeyden bahsetmişim gibi gözlerini devirdi.

"Onu sürgün etmedim, sadece elçiyle beraber gönderdim. Bu kadar."

"Sen beni aptal mı zannediyorsun? Kanunları bilmediğimi mi zannediyorsun? Oğlunu nasıl esir gibi gönderirsin?" Annem artık sabrının sınırına gelmişim gibi yüz ifadesini değiştirdi. Bu iyiydi, gerçek gibi davranması gerekiyordu.

"Ölüp ölmemesi umrumda değil. Gözlerinde gördüm, Jungkook. Salağa yatar gibi davranıyordu fakat o beni tahtımdan edecek biriydi. Bana sadık adamlar gerekiyor, senin gibi." Ona inanamaz gibi bakıyordum.

"Adam mı? Oğlunuz biz senin." Yaklaşıp ellerimi tuttu.

"Anlamıyorsun, oğlum. Krallık yönetmek çocuk oyuncağı değil. Bu Krallık bu günlere gelebilsin diye nelerden vazgeçtim, kaç kez ölümden döndüm, soyumuzun devamı için, sizin için herşeyi yaptım." Ellerimi geri çektim.

"Bizim için? Jimin de bizim için mi ölecek?"

"Jimin hain olacaktı. Ben yapmam gerekeni yaptım." Onu dinlemeye devam edemedim ve hızla odadan çıktım. Arkamdan seslense bile umrumda değildi. Kafayı yemiş olmalıydı. Taht, krallık, soy! Hepsini sikeyim. Jimin'i kurtarmak için hemen gitmem gerekiyordu, fazla uzaklaşmış olmamalılar.

"Yardım et, lütfen." Kaşlarımı çatıp duraksadım.

"Jungkook, Jungkook, lütfen yardım et. Artık yapamıyorum. Ben dayanamıyorum." Bu da neydi şimdi? Sesin geldiği yönü saptamaya çalışıyordum fakat kafamın içine sızan bir sesti bu. Bir büyücü gibi? Bir büyücü benden yardım mı istiyordu? Belki de Jimin'in tanıdığı, ya da tanıyan biridir. Belki de Jimin yapıyordur.

"Jungkook, beni bulman gerekiyor. Bizi kurtarman gerekiyor." Kafama giren ağrıyla elimi duvara yasladım.

"Efendim, iyi misiniz?" Muhafiza dönüp kafamı onaylarca salladım.

"Işine dön."

"Jungkook, beni bulmalısın. Yoksa çok geç olacak."

"Seni nasıl bulacağım?" diye fısıldadım.

"Beni hissetmiyor musun?" Elimi kalbime bastırıp sanki ışıkla aydınlanmış gibi görünen yolu izledim. Aşağı katlara doğru iniyordu ve buralar sarayın daha önce görmediğim kısımlarıydı.

"Bul beni, Jungkook. Beni hissediyorsun, bul beni."

Yaklaştıkça kalbim yerinden çıkacak gibi olmaya başladı. Mühürlü bir kapıya vardığımda yolun sonuna geldiğimi anladım.

'Fire On Fire' taekook✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin