Chapter 4: Escape

32 7 0
                                    

Chapter 4: Escape

Ikili krallıktan uzaklaşmış şekilde ilerlemekteydi. Aralarında sessizlik hüküm sürüyordu ve Yoongi açıkçası sıkılmıştı. Yalnız yolculuk yaparken sessizlik sorun değildi fakat şimdi sıkılıyordu işte.

"Annen de pek seviyormuş seni." Sarışının ilgisini çekmek için kurduğu cümle pek güzel bir başlangıç değildi ama böyle konularda iyi değildi o yüzden pişman olsa bile Jimin'in ne yapacağını beklemek adına sustu.

"Neden babanın seni takdir etmesini hayal ederken susmuyorsun?" Boyası akmış saçlarını savurup daha hızlı yürümeye başladı. Yoongi onun büyüleyici göründüğünü biliyordu sadece. Rengin bir önemi yoktu, Jimin nefes kesiciydi.

"Hadi ama! Sıkılıyorum. Yolu daha eğlenceli şekilde devam ettirebiliriz diye düşünmüştüm."

"Sonunda öleceğim bir yol yürürken eğlenemediğim için üzgünüm." Yoongi kaşlarını çatıp duraksadı. Sarışının kolundan tutup yüzünü kendine çevirdi.

"Jimin."

"Ne var?" Söyleyeceklerini toparlamaya çalışırken bu hâlde bile sarışının büyüsünden kaçamıyordu.

"Ölmene izin vermeyeceğim." Jimin histerik şekilde güldü.

"Komiksin." Kolunu esmerden kurtarıp yürümeye devam etti. Yoongi tekrar ona yetişip duraksamasını sağladı.

"Jimin, orada beni kurtardın. Krallığına bir nevi karşı geldin. Ben babamla konuşabilirim, bizim tarafımıza geçersin ve... Bilmiyorum ölmene izin vermeyeceğim, bunu biliyorum." Jimin'in duygusuz bakışları değişmedi.

"Sırtındaki izleri yapan adamın seni dinleyeceğini sanmıyorum. Zaten ölüme gönderdiği oğlunun ölümden kurtarılmasını pek sikleyeceğini de." Yoongi buz kesmiş gibi durunca Jimin ileri gittiğini düşünerek alt dudağını ısırdı.

"Ama ortak noktamız oldu fena mı? Ikimizin de ölümünü isteyen ebeveyni var." Yoongi elini onun yüzüne çıkarınca Jimin yutkunup hareketsiz durdu.

"Ölmeni istemiyorum." Sarışının dudaklarında buruk bir gülümseme oluştu.

"Ben de." Jimin onun tutuşundan sıyrılıp ilerlerken Yoongi olduğu yerde durdu. Hayatı boyunca emirlere uyan biri olmuştu. Sırf babası onu biraz takdir etsin, sırf onu görsün diye. Hep aşağılanan, öfke nöbetlerinin kurbanı olan bir çocuk olmuştu. Erken büyümek zorunda bırakılan bir çocuk. Şimdi ise...

"Böyle olmak zorunda değil." Sarışın duyduğu mırıltıyla ona döndü.

"Ne?" Yoongi Min Krallığına varmak için kalan yola baktı, ardından bakışlarını Jimin'e çevirdi.

"Özgür hissetmek istedin mi hiç?" Jimin duraksadı. O hep özgür olmuştu. Ona dayatılan hiçbir şeyi yapmamıştı ama kendi gibi olmak istemişti. Maske takmadan yaşamak.

"Kendim gibi olmak istedim." Yoongi, Jimin'in kolundan tutarak onu tamamen aksi yöne doğru götürmeye başladı.

"Hey, Yoongi, ne yapıyorsun? Nereye gidiyoruz? Krallık arkada kaldı. Yoongi!" Esmer bakışlarını ona çevirip durdu.

"Krallığa gitmiyoruz çünkü." Sarışın anlamaz şekilde ona bakıyordu.

"Nereye gidiyoruz o zaman?"

'Fire On Fire' taekook✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin