~9~

19 7 95
                                    

"Teşekkür ederim Yasuo, bu çok iyi geldi." Kahveyi koklayıp derin bir iç çekti. "Beğenmene sevindim Akali." ikisi de hafifçe gülümsedi ve ardından kahvelerinden yudum aldılar.

"Bir şeyler hatırlayabildin mi?"

"Ah evet... Sabah Qiyana bana sizin alelacele çıktığınızı söylemişti. Sanırım yine cinayetler işlenmiş gibi..."

"Biraz öyle, iblislerin saldırıları artmaya başlamış. Müdire Evanie bizi görevden aldı gerçi."

"Sizi mi?" Akali hafif şaşırarak tek kaşını kaldırdı.

"Bizden kastı Yasuo, Ekko ve ben Kali." o anda duyduğu ses ile arkasına dönüp baktı kız.

"Kayn...!?" diyerek ayağa kalktı ve direk sarıldı. "Selam güzelim." Gülümseyip saçlarını hafifçe okşadı. Akali geri çekilip bir süre oğlana baktı. "Yurt dışından döndüğüne sevindim."

"Haha-! Biliyordum beni özlediğini Yasuo burada olduğunu bana mesajla söyledi bende hemen geldim." Yanlarına bir sandalye çekip masaya oturdu Kayn.

"Hah... Hadi canım sende o kadar da özlemedim..." Hafif kızarıp kafasını başka yöne çevirdi Akali.

"Dikkat ette Shen görmesin sizi." Yasuo alay ederek kahveden yudum aldı. "Her neyse onu bunu boş ver... Ben Evelynn'den haber alamıyorum."

"Ne?"  

"Aradığım da ulaşılamıyor diyor ve ayrıca Ahri, Kai'den de haberim yok... Neredeler bilmiyorum."

"Ah bu tuhaf, normalde hep açarlardı."

"İşte sorun da bu Yasuo. Üçüne de ulaşamıyorum. İki gün geçti ve hâlâ ortalıkta yoklar." Dudağını hafifçe büzüp sıkıntılı bir iç geçirdi.

"Kayn," dedi Yasuo oğlana doğru bakarak. "Evet?"

"Ekko ile beraber bir arama başlatın kızlar için, ama haberleri olmasın insanların. Biliyorsun büyük skandal oluşturabilir."

"Tamamdır, hallediyorum hemen." Kayn ayağa kalkıp Akali'ye doğru baktı. "Merak etme güzelim buluruz onları." Yanağından öpüp gitti. Akali hafifçe gülümseyip Yasuo'ya geri döndü.

"Teşekkür ederim." dedi rahat bir nefes vererek.

"Dert değil, önce kızları halledelim sonra iblislere bakarız. Başlarına bir şey gelmiş olmasın dua edelim ki."

"Haklısın..." Hafif huzursuzluk hissetti o an Akali. "Yone nasıl ne yapıyor?" diyerek konuyu değiştirmeye çalıştı. "Ah evet... iyidir."

"Anladım, tekrar teşekkürler." Akali ayaklanıp telefonu masadan aldı.

"Hey," Yasuo ayağa kalkıp Akali'nin omzuna dokundu. "Merak etme bulunurlar. Bir şey olmamıştır onlara." diyerek teselli etmeye çalıştı.


Ardı ardına gelen kılıç darbelerini savuşturmak için kaçıp duruyordu. Pek savaşacak gücü de kalmamıştı. Tuhaftır ki başta iyileşen yaraları sonradan iyileşmemeye başlamıştı. Yanağının altındaki kesikten sızlayan kanı dudaklarına doğru geldi hafifçe.

Bir anda durup avcıya doğru pençelerini savurdu. Gelen saldırıyı bekliyormuş gibi tam o anda kılıcı ile gelen darbeyi durdurdu.

"Sonunda karşı saldırıya geçebildin." dedi alayla.

"Biraz dinleniyordum tatlım." Kılıcı yana doğru savrultarak karnına doğru tekme attı. Geriye doğru savrulurken kılıcını yere saplayıp kendisini durdurdu Avcı.

"Ölmek için bu kadar çırpındığını bilmiyordum İblis. Hareketsiz dur da, işini bitireyim."

"Siz Avcılar hep aynısınız gerçekten. Bunu daha önce de söylemiştim sana. Teslim falan olmuyorum. Rahat bırak beni! İnsanlara zarar verdiğim falan da yok anlasana!? Onları öldüren ben değilim, ölümlerine sebep oldum fakat; ben öldürmedim!"

"İlginç, başka ne yalanlar söyleyeceksin?"

"Neden inanmıyorsun Yone..." adı söylendiğinde adam hafif durup olumsuz bir ses çıkardı. "Sana inanmak için bir sebebim, ve de bana sunacak bir kanıtın yok."

"Ne yani insanlarla yaşadığım bunca yıl için kanıt mı sunayım sana?" etrafına hafif bakınıp bulundukları durumu gözden geçirdi kadın. "Ne istiyorsun?"

"Ölmeni." Evelynn derin bir iç geçirip, "Hadi anlaşalım, beni öldürme; bende sana bildiklerimi anlatayım." dedi. Söylediği şeyin onun için cazip bir teklif olacağına emindi. Kim diğer iblisler hakkında bilgi almak istemezdi ki? Böylelikle yakalamak ve zayıf noktalarını öğrenip, öldürmesi daha kolay bir hale gelebilirdi.

"Pekâlâ, dinliyorum İblis." gözlerini kısıp kılıçları kınısına geri soktu ve elini kabzasının üzerinde tuttu.

"Harika... Eğer kafamı uçurmaya çalışmayacak isen yanına geliyorum."

"Ters bir hareketinde kendini ölü bil." Soğuk bir sesle ona doğru baktı. "Huff... peki. Bu biraz fazla soğuktu bence." yavaşça Yone'ye doğru yürümeye başladı Evelynn. 

"Yerinde olsam aklından geçirdiğin şeyleri unuturdum." derin bir iç çekip önünde dikilmeye başladı.

"Sakin ol, zarar verme gibi bir niyetim şu anlık yok." Yone tek kaşını kaldırarak, "Şu anlık?" diyerek tekrar etti. Evelynn ellerini hafif yukarı kaldırıp açtı. "Her zaman böyle soğuk musun sen?"

"Sana evet, diğerlerine bazen." hafif gülüp ıslanmış saçlarını eliyle geriye doğru attı. "Yağmur altında mı konuşacağız yoksa kuru bir yere gidelim mi? Malum sırılsıklam olduk..." Gökyüzüne bakıp ardından gözlerini avcıya çevirdi. "Lütfen." dedi kelimelerine dikkat ederek.

"Pekâlâ...  öyle olsun." 


evt kısacık bölüm 2 hafta sonra nuhahah yazım yanlışı varsa özür dilerim :c

kelime sayısı: 700

oy yorum atmayı unutmayın lütfenn TwT 

Diğer bölümü de yaziyorum birkaç güne atarım, maalesef o da 700 kelime falan olacak...

Ve yeni bir kitap daha var onu da hafta sonu atıcağım hehe

Hoşçakalın ♥

Azabın KucağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin